TBMM (AA) - SEVAL GÜLER - TBMM Aile Bütünlüğünün Korunması Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, çiftler arasında boşanma gerçekleşsin veya gerçekleşmesin sorunlar kronikleşmeden alınacak desteğin sağlıklı bir sürecin gelişmesini sağlayacağını belirterek, "Boşanma fikrinin ilk ortaya çıktığı andan itibaren oluşan süreci yönetecek sosyal hizmet mekanizmalarının yaygınlaşmasına çok büyük ihtiyaç var" dedi.

Keşir, AA muhabirine komisyonunun, çeşitli gözlem ve incelemelerde bulunmak üzere Almanya ve Hollanda'ya yaptığı yurtdışı ziyaret ile bugüne kadar yürütülen çalışmalarda elde edilen verilere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yurtdışında yaşayan Türk kökenli vatandaşların aile bütünlüğü ile bununla bağlantılı konulardaki sorunlarını yerinde gözlemlemek ve bu kişilerin yaşadığı ülkelerde sorunlara yönelik geliştirilen çözüm örneklerini incelemeyi amaçladıklarını belirten Keşir, bu ülkelerde sivil toplum ile hükümetin sorumluluğu paylaştıklarını anlattı. Hükümetin daha çok fon sağlayan konumunda olduğunu, aile ve buna ilişkin organizasyonların sivil toplum eliyle yürütüldüğünü vurgulayan Keşir, şöyle devam etti:

"Hollanda'da aile arabuluculuğu mekanizmasını gördük. Hukuki arabuluculuktan çok başka birşey. Arabuluculuktan kastedilen çiftleri barıştırma, birleştirme değil. Özellikle çocuk varsa çocuğun menfaatleri açısından ebeveyinleri uzlaştırmak gerekiyor. Avrupa'da da aynı sorun var boşanma gerçekleşse bile eşler birbirinden intikamı çocuk üzerinden alıyor. Türkiye'de de en çok yaşadığımız sıkıntı bu. Çocuğun menfaatleri için ebeveyinleri bir araya getiren ve çocuk üzerinde uzlaşmaları, boşanma sonrası ilişkilerini sağlıklı götürmeleri üzerine bir mekanizma kurulmuş. Burada bir ebeveyn sözleşmesi de tavsiye ediliyor. Burada esas konu çocuğun gelecek hayatını doğru planlamak. Bu çok önemsediğimiz bir uygulama oldu."

Velayet konusunda yaşanan sıkıntıların doğrudan çocuklar üzerinde olumsuz etkilerine dikkati çeken Keşir, anlaşmalı olmayan boşanmalarda hâkimin fiilen üç yıl ayrı yaşama şartı aramasının da uygulamada sıkıntılara yol açtığını, bu sürenin bir yıla indirilebileceğini belirtti.

-Boşanan çiftlerin yüzde 10'u, yeniden aynı kişiyle evleniyor"

Keşir, Türkiye'de boşanan çiftlerin yüzde 10'unun yeniden aynı kişilerle evlendiğini, bunun da yılda yaklaşık 10 bin çifti denk geldiğini bildirdi. Keşir, doğru bir sosyal destek hizmeti verilmesi halinde bu çiftlerin boşanma gerçekleşmeden sorunlarını çözme ihtimali olduğuna işaret etti. Keşir, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nca yürütülen boşanma danışmanlığı pilot uygulamasının da başarılı olduğuna dikkat çekti.

"Boşanma fikrinin ilk ortaya çıktığı andan itibaren oluşan süreci yönetecek sosyal hizmet mekanizmalarının yaygınlaşmasına çok büyük ihtiyaç var. Bu konuda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın başarılı pilot uygulamalarıyla başlattığı boşanma süreci danışmanlığı var. Muhtemelen bu uygulamaların geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına yönelik Komisyonumuzun da önerileri olacaktır." diyen Keşir, boşanma gerçekleşsin veya gerçekleşmesin sorunlar kronikleşmeden alınacak desteğin çok daha yararlı olacağını ve çiftler arasında sağlıklı bir sürecin gelişmesini sağlayacağını vurguladı.

Her çatışmalı boşanmanın toplumda bir çatışmalı odak oluşturduğuna işaret eden Keşir, "İnsanlar bir arada olamayabilirler ama önemli olan süreçleri sağlıklı götürmek. Neden koca koca insanlar kavgalı olsun. Kadın cinayetleri, çocuk kaçırmalar hep bu süreçte yaşanıyor. Bu süreci sağlıklı götürebilirsek başarılı oluruz" diye konuştu.

Keşir, Çiftleri boşanmaya götüren sebeplerin başında bireyler arasında saygının yitirilmesi olduğuna değinerek, kişilerin doğru iletişim becerilerine sahip olmasının ve çözüm üretme kapasitesinin bulunmasının gereğini bildirdi.

-Evlilik programlarından ciddi şikayet var"

Keşir, gözlemleri arasında televizyon kanallarında yayınlanan evlilik programlarına yönelik şikayetlerin de bulunduğunu anlattı.

Özellikle yurtdışında yaşayan Türklerin evlilik programlarının olumsuz yanlarından yakındıklarını belirten Keşir, "Evlilik programlarından çok ciddi şikayet var. Orada kadınların aşağılandığı düşünülüyor. Benim kişisel görüşüm de o yönde. Oraya çıkan bir kadının ekran önünde bu konuları konuşuyor olması kadın açısından da evlilik kurumu açısından da aşağılayıcı bir durum. Evlilik kurumunun saygınlığını zedeleyici bir uygulama" diye konuştu.

Sorunsuz bir evlilik olmadığını, ancak sorunlara çözüm üreterek yola devam edilebileceğine dikkati çeken Keşir, şu ifadeleri kullandı:

"Evlilikten beklentiniz aşkın sürmesiyse böyle bir gerçek yok. Ama burada önemli olan evliliği ihtiyaçlar üzerine kurmamak. Evliliği konuşurken insani özelliğini kaybettik. Evliliği ihtiyaçlar ve çıkarlar üzerinden konuşuyoruz. Hayat arkadaşı olma, baş dayayacak omuz olma özelliğini kaybetmemek lazım. Kavga hayatın içinde ama önemli olan uzlaşmak. Benlik kıymetli birşey ama bu özgüvenden çıkıp bencilliğe dönmemeli."

-"Türk aile yapısı çekirdek aileler ağından oluş"

Araştırmaların yaşanan sorunlara rağmen Türk aile yapısının hala dünyanın en güçlü aile yapılarından biri olduğunu gösterdiğini aktaran Keşir, Türkiye'de çekirdek aile yapısının atomize bir çekirdek aile olmadığına anlattı.

Keşir, "Anne, baba ve çocuğun diğer fertlerinden soyutlandığı atomize bir çekirdek aile yapısı yok bizde. Türkiye'de geniş aileden ayrılan bir çekirdek aile var ama biz çekirdek aileler ağından oluşuyor. Düğün olur çekirdek aileler toplanır, ayrı evlerde farklı şehirlerde yaşarız ama ihtiyaç olduğunda birleşiriz. Bunun toplumun sınıflarıyla da ilgili yok. Her sınıfta buna rastlanıyor. Türk aile yapısı çekirdek aileler ağından oluşan bir yapı." değerlendirmesinde bulundu.

Aile bütünlüğü konusunda sorunların olduğunu, ancak bu sorunları yönetecek sosyal hizmet mekanizmalarını kurmanın gerektiğini belirten keşir, "Özellikle boşanma sürecinin minimum çatışma ile sonuçlanması için yaygın bir danışmanlığa ihtiyacı var" diye konuştu.

AA