Katliam tanığı Han Şeyhunlu baba, dehşet anlarını anlattı

Katliam tanığı Han Şeyhunlu baba, dehşet anlarını anlattı

Esed'in kimyasal saldırısından 4 oğlu etkilenen Han Şeyhunlu baba Ahmet Maerati: - "Uçaklar durmadan kenti bombalamaya devam ediyordu, hareket edemiyorduk"- "Çocuklarım bombaların düştüğü yere yakın bir noktada çalışıyordu. Eve döndüklerinde yere yığıldıl

İDLİB (AA) - Suriye'de Beşşar Esed rejiminin Han Şeyhun'a düzenlediği kimyasal saldırıya maruz kalan ve 4 çocuğu etkilenen Ahmet Maerati, katliam sırasında büyük bir çaresizlik yaşadıklarını belirterek, oğullarını götürdüğü hastanenin bombalanmasına da tanıklık ettiklerini söyledi.

Esed rejiminin kimyasal silahla katliam yaptığı İdlib'in Han Şeyhun bölgesinden kaçarak, Türkiye sınırındaki Atme kampına gelen Maerati ailesinin fertleri başlarından geçenleri AA'ya anlattı.

Babaları Maerati ile büyük oğlu Abdulfettah, AA'nın sorularına yanıt verirken, küçük oğul Abdullah'ın durumunun halen kötü olduğu gözlendi.

4 Nisan'daki saldırının ardından Han Şeyhun'da bir kayalığın içine oyularak yapılmış oldukça küçük bir hastanede ilk tedavisi yapılan kardeşlerin üzerinde halen hasta giysileri bulunduğu dikkati çekti.

Konuşurken güçlük çeken Abdulfettah Maerati, Esed'in silahlı muhalifleri değil sivilleri hedef aldığını vurgulayarak, "Biz siviliz, benim 4 çocuğum var, onların geçimini sağlamakla meşgulüm. Esed, bizleri evlerimizden çıkartmak için, baskı amacıyla saldırdı." dedi.

Olay anında gördüklerinin etkisini atlatamadığını söyleyen Abdülfettah, "Hastaneye gittim tedavi edildim. Hastanede zehirli gazdan etkilenen çok fazla insan vardı. Kimyasal madde bulaşan kıyafetlerimi çıkarıp üzerimdeki kıyafetleri giydim." dedi.

Halen saldırının şokunu yaşayan, gözlerinin kanlı ve yüzünün şiş olduğu görülen küçük kardeş Abdullah Maerati ise eliyle "konuşamadığı" şeklinde işaret yaparak soruları yanıtsız bıraktı.

- Halasının oğlu hastane vurulunca öldü

Baba Ahmet Maerati, kendisinin ve çocuklarının sivil olduklarını olduklarını vurgulayarak, "Bizler silahlı değiliz" dedi.

Maerati, "Ne Esed'i ne de muhalifleri destekliyorduk. Çocuklarım ailelerini geçindirmekten başka bir şey düşünmüyorlardı. Vurulan bölgede hiçbir askeri nokta yoktu. Şehrimizde hiçbir terörist yoktur. Saldırıda siviller hedef alındı. Zaten maruz kaldığımız bütün saldırılarda siviller zarar gördü." diye konuştu.

Saldırı anında kendisinin kimyasal silah içeren roketin düştüğü noktadan 500 metre uzaktaki evinde, çocuklarının ise bombaların düştüğü yere yakın bir noktada çalıştığını belirten Maerati, oğulları eve döndüğünde yere yığıldıklarını anlattı.

Ahmet Maerat, sonrasında yaşadıklarını şu ifadelerle aktardı:

"Onları hemen Han Şeyhun’daki hastaneye götürdük, uçaklar sonra da hastaneyi vurdu, saldırıda halamın oğlu şehit oldu. 6 oğlum ve 4 kızım var. İki oğlum hastanede tedavi görüyor, durumları nasıl bilmiyoruz.

Rejim ve Rus uçakları durmadan kenti bombalamaya devam ediyordu, hareket edemiyorduk. Beldeden çıktık ama nasıl çıktık bilmiyoruz. Herkes sokaklardaydı, yaşlılar ve hatta kuşlar bile uzaklaştı oradan.

Evlerden üzerimizdeki kıyafetlerle çıkmak zorunda kaldık. Nasıl çıktığımızı anlamadık ama sadece çıkmak istedik, bölgeden bir an önce kaçmak istedik. Han Şeyhun’da kim kaldı bilmiyoruz. Oraya dönebilecekmiyiz bilemiyoruz."

Esed rejimi, 4 Nisan'da sabahın erken saatlerinde İdlib iline bağlı Han Şeyhun'u sarin gazı içerikli kimyasal silahla hedef almıştı. Saldırıya uykuda yakalanan, aralarında çok sayıda çoçuk kadın ve çocuğun bulunduğu 100'e yakın sivil hayatını kaybetmiş, 500'den fazla kişi de gazdan etkilenerek hastanelere kaldırılmıştı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler