Sözleşmeli öğretmenlik atamalarında ortaya çıkan sorunları değerlendiren Eğitim Bir-Sen Konya 1 Nolu Şube Başkanı Nazif Karlıer, bu uygulamanın doğu ve güneydoğu bölgesindeki öğretmen eksikliğinden dolayı ortaya çıktığını söyledi. Kadrolu öğretmen olabilmek için aynı bölgede 6 yıl sözleşmeli olarak çalışan öğretmenler, bu sürede birçok haktan mahrum oluyordu. Sözleşmeli öğretmenlerin 6 yıl boyunca birçok sorunla karşılaştıklarını söyleyen Karlıer, şartların cazip hale getirilmesini savundu. 

SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK CAZİP OLMALI

Sözleşmeli olarak çalışan öğretmenlerin 4 +2 yıl çalıştıktan sonra kadrolu öğretmen olunduğunu anlatan Karlıer, “Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasıyla Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki öğretmen açığını çözüme kavuşturdu. Fakat bu uygulama aynı zamanda burada çalışan öğretmenlere birçok sorun doğurdu. Bunlardan en başta geleni 6 yıl boyunca aynı yerde hiçbir yere gitmeden çalışma şartı var. Bunların yanında çok uzak yerlerde olması öğretmenlerin psikolojisini etkiledi. Evlilik imkânları çok olmuyor.  Artık öğretmenler 6 yılın geçmesinden başka hiç bir şey düşünmez hale geldi. Bunların önüne geçilmesi için sözleşmeli öğretmenlere görev yerine göre ücretlerinin artırılması ve ek derslerinin arttırılması gerekiyor. Bunlarda başka hizmet başarı puanları daha yüksekten olmalı ve kadrolu öğretmenliğe geçtiğinde daha güzel okullarda görev yapabilsinler. Sözleşmeli öğretmenlere bu gibi avantajlar yapıldığında bazı problemler ortadan kalkacaktır. Eğitim Bir-Sen olarak sözleşmeli öğretmenler bu hakları alması için çalışmalar yapıyoruz” şeklinde konuştu.

İDARİ PERSONEL ATAMALARINDA MÜLAKAT KALDIRILSIN

İdari personel ataması ile ilgili bazı sorunları gündeme getiren Nazif Karlıer, mülakat ile alımların yanlış olduğunu söyledi. Mülakat ile alımlarla ilgili detayları da dile getiren Karlıer, “İdari personel ve öğretmen atamalarında KPSS puanı yüksek olsa bile mülakat puanları az olduğunda atamaları yapılmıyor. Durum böyle olunca ortaya şaibeler ve bazı haksızlıklar beraberinde geliyor. Böyle bir sistemde bir kriterde bulunmuyor ve neye göre mülakat yapıldığı belli değil. Bu atama sistemi yazılı sınavla herkesin şeffaf olduğu bir projeyle yapılması en uygun olduğuna inanıyoruz” dedi.

MÜFREDAT MİLLİ VE YERLİ OLMALI

2017-2018 Eğitim Öğretim yılı başlamasıyla yeni müfredat tartışmalarına cevap veren Karlıer, yeni müfredatın milli ve yerli olmasından yana olduklarını söyledi. Müfredatta yapılan son değişimleri az bulduklarını dile getiren Karlıer, “Son değişiklik daha kapsamlı yapılması gerekiyordu. Çocukların kafasını karıştıran Darvin Teorisi ilkokul ve ortaokul müfredatından kaldırılmalı, lisede okutulması gerekiyordu. Daha sonra bu teori üniversite de tartışılarak öğrenilmeli. Bunların yanında milli manevi ve tarihini doğru yazan bir müfredat olması gerekiyor. Ahlak ve din konusunda doğruyu öğretemediğimiz zaman DAEŞ ve FETÖ gibi belalar ürüyor. Bunların yanında bazı kuruluşlar yeni müfredatta Atatürkçülüğün kaldırıldığını iddia ediyor. Biz yeni müfredatı inceledik ve tüm derslerde Atatürkçülük olduğu gibi yer alıyor. Tartışılan konu sadece tarihimizin Cumhuriyet tarihi olmadığıyla ilgili. Biz Türk milleti olarak tarihimiz 2 bin yıldan gelen bir geçmişi vardır. bunlar da yeni müfredatta yer alıyor ve bunlardan bazıları bundan rahatsız oluyor” diye konuştu.

TEOG’LA ÇOCUKLARI YARIŞA SOKTUK

TEOG sınavının kaldırılmasının doğru olduğunu fakat öğrencilerimizin bu sistem yüzünden zarar gördüğünü anlatan Karlıer, çocukların insanlık ve bazı değerlerden uzaklaştığını söyledi. Sözlerinin devamında birçok yetenekli öğrencilerin sadece tek bir alana yönlendirerek özelliklerinin kaybettiğini belirten Karlıer, ‘Tüm öğrencilerimizin matematik veya Türkçe yaparak başarılarını ölçtük. Bu sistemin en büyük yanlışlığı da buradaydı. El becerisi, müzik veya resim yeteneği gibi birçok özelliği olan çocuklarımızın yetenekleri TEOG nedeniyle kör oldu. Yeni getirilecek sistemde çocuklarımızın ilgi alanları ve yönelimlerine göre yetiştirilmesi gerekiyor. Sayısal zekâsı olan çocuklarımız bu alana, sosyal zekâsı zeki olan çocuklarımız da kendi alanlarında eğitim alması gerekiyor. Dünyadaki birçok ülkede bu sistemin örnekleri var. Ülkemizin gelişmesi için kaleli ve kalıcı bir sistemin getirilmesi gerekiyor” dedi. Servet R. Çolak – Memleket