"İsrail Filistinlilerin birleşmemesi için her türlü engeli çıkarıyor"

"İsrail Filistinlilerin birleşmemesi için her türlü engeli çıkarıyor"

Filistin Ulusal Girişimi Hareketi Genel Sekreteri Bergusi:"Tehlikeli bir İsrail projesi ile karşı karşıyayız. Buna karşı güçlü ve etkin bir Filistin birliği gerekiyor" "İsrail uzlaşıyı istemiyor ancak herhangi bir ayaklanmadan kaçınmak için Gazze'ye nefes

İSTANBUL (AA) - SUHIB MOHAMMAD ABED - Filistin Ulusal Girişimi Hareketi Genel Sekreteri Mustafa el-Bergusi, ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve gelmesinden bu yana Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşim birimi faaliyetlerinin ikiye katlandığını söyledi.

Bergusi, İsrail'in işgal altındaki topraklarda yürüttüğü yasa dışı yerleşim faaliyetleri ile Filistin uzlaşısına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

İsrail'deki Binyamin Netanyahu hükümetinin bağımsız bir Filistin devleti kurulmasına izin verme niyetinde olmadığına dikkati çeken Bergusi, "Tehlikeli bir İsrail projesi ile karşı karşıyayız. Buna karşı güçlü ve etkin bir Filistin birliği gerekiyor." dedi.

ABD Başkanı Trump'ın göreve geldiği ocak ayından bu yana İsrail'in Yahudi yerleşim birimi faaliyetlerini yüzde 100 oranında artırdığını belirten Bergusi, "Artık (A) bölgesi alanları kalmadı. Bir bakıma Filistin güvenlik güçlerinin denetimi altında alanlar yok. İsrail Batı Şeria'yı, Ayrım Duvarı, yerleşim yerleri ve kontrol noktaları vasıtasıyla 225 küçük ada olarak parçalara ayırdı." diye konuştu.

- Filistin uzlaşı dosyası

Bergusi, Hamas ile Fetih Hareketi arasında varılan uzlaşı anlaşmasına ilişkin ise, "Bölünmeyi sona erdirmek ve birleşik bir liderlikle Filistin ulusal cephesi oluşturmak, İsrail ile güç dengesini değiştirmenin en önemli unsurlarından biridir." değerlendirmesi yaptı.

Uzlaşının akıbetine dair yorumda bulunmak için henüz erken olduğunu söyleyen Bergusi, şöyle devam etti:

"Burada farklı görüşleri olan üç taraf var. İsrail uzlaşıyı istemiyor ancak herhangi bir ayaklanmadan kaçınmak için Gazze'ye nefes aldırmak istiyor. Bununla birlikte Filistinlilerin birleşmemesi için her türlü engeli çıkarıyor. Uluslararası taraflar ise bir çözüm bulmadan, bölgeyle ve Araplarla normalleşme için Filistinli grupları uzlaşıya sürüklemek istiyor. Bu Oslo'ya benziyor, Oslo'dan daha kötü de olabilir. Diğer taraf ise Filistin tarafı oluyor. Davanın karşı karşıya olduğu planları ele almak için uzlaşıyı gerçekleştirmek bizim çıkarımızadır."

İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlalleri karşısında temmuz ayında ortaya konulan birlikteliğe vurgu yapan Bergusi, "Kudüs mücadelesi, işgale karşı harekete geçip birleştiğinde Filistin halkının direnişi için bir modeldir." dedi.

Filistinliler, geçen temmuzda İsrail'in Mescid-i Aksa'nın kapılarına elektronik metal arama detektörleri yerleştirmesine hep birlikte tepki göstermişti.

İsrail yönetimi, Aksa'nın kapılarında toplanarak namazlarını burada eda eden Filistinlilerin direnişi karşısında geri adım atarak detektörleri 25 Temmuz'da kaldırmıştı.

- Oslo Anlaşması ve Batı Şeria'nın bölgelere ayrılması

Batı Şeria, Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı. Yüzde 18'i kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e, "güvenliği" İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan "C bölgesi"nin "idare ve güvenliği" İsrail'e bırakılmıştı.

Anlaşma metni, İsrail askerlerinin Gazze Şeridi ve Eriha'dan çekilmeleri ile başlayan beş yıllık bir geçiş dönemini öngörüyordu. Bunun yanı sıra, Batı Şeria ve Gazze'de yönetimin Filistin otoritesine teslim edilmesi ile sonuçlanarak geçici bir dönemin belirlenmesi konusunda anlaşılmıştı.

Böylece, 1999 itibarıyla tarafların nihai statü anlaşması imzalayacağı ve Filistinlilerin kendi yönetimini oluşturması öngörülüyordu. Filistinlilerin istediği bölgeler Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'tü. Ancak gelişmeler planlanan şekilde olmadı ve İsrail bu taahhütlerine uymadı.

İsrail'in 1967'den bu yana Batı Şeria'da 131, Doğu Kudüs'te 10, Batı Şeria'nın tepelerindeki bölgelerde ise 116 yerleşim birimi kurduğu ifade ediliyor.

İşgal altındaki Doğu Kudüs'te 200 bin, Batı Şeria'da ise 400 bini aşkın Yahudi yerleşimci bulunuyor. Uluslararası hukuka göre, bu bölgelerdeki tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler