İbrahim Okur'un ifadeleri "timsah gözyaşları"

İbrahim Okur'un ifadeleri "timsah gözyaşları"

Eski HSYK Üyesi Köroğlu hakkında FETÖ iddianamesinde, eski HSYK Birinci Dairesi Başkanı İbrahim Okur'un, "Albay Hüseyin Kurtoğlu davası" olarak bilinen davayla ilgili itirafçı sıfatıyla verdiği ifadeler, "timsah gözyaşları" olarak nitelendirildi

- Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Tamöz, Eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Üyesi Ömer Köroğlu hakkında FETÖ/PDY üyesi olduğu gerekçesiyle hazırladığı iddianamede, eski HSYK Birinci Dairesi Başkanı İbrahim Okur'un, kamuoyunda "Albay Hüseyin Kurtoğlu davası" olarak bilinen davayla ilgili itirafçı sıfatıyla verdiği ifadeleri "timsah gözyaşları" olarak nitelendirdi.

Cumhuriyet Savcısı Tamöz'ün hazırladığı iddianame, Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

İddianamede, FETÖ'nün yargıdaki faaliyetleri ile Ergenekon, Balyoz ve MİT tırlarının durdurulması gibi kumpas dava ve soruşturmaların ayrıntılarına yer verildi.

Kamuoyunda "Hüseyin Kurtoğlu davası" olarak bilinen ve babası ölen tutukluya izin kullandırmadıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan eski İstanbul İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Hüseyin Kurtoğlu ve 5 subayın mahkum edilmesine ilişkin davanın ayrıntılarının anlatıldığı iddianamede, "Hukuk Fakültesi birinci sınıf öğrencisinin dahi, Hüseyin Kurtoğlu'na isnad edilen suçun unsurlarının oluşmayacağını bilebileceği bir olayda örgüt mensupları olan Ali İşgören, Zühal İşgören, Mehmet Kurt ve Ahmet Türkeri örgütün verdiği talimat doğrultusunda örgüt mensubu olan Hamza Celepoğlu'nun generalliğe terfi etmesi ve Hüseyin Kurtoğlu'nun terfisine engel olmak için uydurma gerekçelerle suç uydurup, kamu davası açılmasını sağlayıp, suç unsurları oluşmadığı halde mahkumiyet kararı verilmesini sağladıkları, temyiz incelemesi sırasında da dairede görev yapan örgüt mensuplarının, aldıkları talimat doğrultusunda kararı onadıkları görülmüştür." değerlendirmesi yapıldı.

Savcı Mahmet Tamöz, eski HSYK Birinci Dairesi Başkanı İbrahim Okur'un, itirafçı sıfatıyla verdiği ifadesindeki bu davayla ilgili bölümleri eleştirdi.

İddianamede, Okur'un, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına Hüseyin Kurtoğlu'nun davası ile ilgili "Haziran 2012 yılında İstanbul'da bir toplantıda Bakan Bey'in beni arayıp bu hususta bilgi vermesi ile Hüseyin Kurtoğlu ve diğer komutanlara 2 yıl 8 ay hapis cezası verildiğini duyunca şaşırdım... Dosyanın bir örneğini istedim. Dosyayı okuduğumda dehşete kapıldım. Baştan sona bir hukuksuzluk vardı. Yargıtay Başsavcısı Hasan Erbil ile bu dosya için sanıyorum 4-5 kez görüştüm, bir türlü ikna edemedim. Hatta kendisine birilerinin yanlış bilgi vermiş olduğu kanaatine ulaştım. Zira kararın doğru olduğunu savunuyordu... Sonra bir itiraz yapıldığını öğrendim. Bunun üzerine 14. Ceza Dairesi Başkanı Fevzi Elmas ile görüştüm ve itiraz sonrasında Daire tarafından kararın bozulması ile süreç sonuçlandı... Silivri Başsavcısı Ali İşgören, eşi olan hakim Zuhal İşgören, soruşturma savcısı Mehmet Kurt ve bu mahkumiyet kararını veren Ahmet Türkeri'nin Fetullah Gülen cemaat mensubu olduklarını anlamıştım." şeklindeki ifadelerine yer verildi.

Herkesin "timsah gözyaşları" deyimini duyduğu, bu deyimin, ağlayan kişinin aslında vicdan azabında samimi olmadığı, üzüntüsünün hakiki olmadığı ya da basitçe sempati elde etmek için gözyaşı döktüğü anlamına geldiği vurgulanan iddianamede, şunlar kaydedildi:

"(Timsah da ağlar mı? Timsahın da gözyaşı mı olurmuş?) şeklinde ironik bir teşbih barındırır. Bu teşbih karşısında, İbrahim Okur'un anlatımları 'timsah gözyaşlarından' başka bir şey değildir. FETÖ/PDY isimli silahlı terör örgütünün yapılanması içinde yer alıp örgütün etkin ve güçlü olmasında rol oynayacaksın, bakanlık ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda örgüt mensuplarının etkin ve güçlü olmasını sağlayacaksın, örgüt mensubu olan kişilerin liyakatına, kıdemine bakmaksızın Başsavcı ve Ağır Ceza Başkanı olarak atanmasını gerçekleştireceksin, sırf bu örgüt içerisinde yer aldı diye kişilerin Yargıtay ve Danıştay gibi yüksek mahkemelere gönderilmesi için örgüt içerisinde yer alan HSYK üyesi olan üyeler ve örgüt mensubu olan diğer hâkim ve savcılar ile yasal olmayan toplantılar yapacaksın, bu toplantılarda yüksek mahkemelere seçilecek örgüt mensuplarının isimlerini belirleyeceksin, yüksek mahkemelerde bu örgütün etkin ve güçlü olmasını sağlayacaksın, Hüseyin Kurtoğlu'na verilen mahkumiyet nedeniyle amacın hasıl olması, kamuoyunda bu kararın hukuka, vicdanlara aykırı olarak, FETÖ/PDY mensuplarının verdiği konusunda yoğun eleştiriler, baskılar gelince, 'Ben bu kararın düzeltilmesi konusunda çaba sarf ettim' diyeceksin. Evet, bu beyan timsah gözyaşlarından başka bir şey değildir."

AA

Etiketler :