"Halepçe'de izini kaybettiğim annemi 22 yıl sonra öğrendim"

"Halepçe'de izini kaybettiğim annemi 22 yıl sonra öğrendim"

Irak'ın Halepçe kentinde 16 Mart 1988'deki kimyasal gaz saldırısından 3 aylık bir bebekken kurtarılan Ahmed:- "Halepçe'de kaybettiğim annemin Fatma Salih olduğunu DNA testi sonucu 22 yıl sonra öğrendim" - "Beni saldırılardan kurtarıp İran'a götürdüklerind

ANKARA (AA) - MEHMET KARA / MAZIN ASAD - Dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in emriyle uçaklardan atılan kimyasal gazlarla 16 Mart 1988'de gerçekleştirilen Halepçe Katliamı'ndan 3 aylıkken sağ kurtarılan Zmnako Muhammed Ahmed gerçek annesine ulaşabilmek için 22 yıl mücadele verdi.

Ahmed, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Halepçe'de kaybettiğim annemin Fatma Salih olduğunu DNA testi sonucu 22 yıl sonra öğrendim." dedi.

Uçaklardan atılan ve çoğu kadın ve çocuklardan oluşan binlerce insanın hardal ve sarin gazı gibi "elma kokulu gazlarla" öldürüldüğü katliamdan şans eseri kurtarıldığını belirten Ahmed, sonrasını şöyle anlattı:

"Saldırının ardından beni kurtarıp İran'a götürmüşler ve İran'da bir aile beni evlatlık almış. 3 yaşındayken İranlı annem beni psikoloğa götürerek bu durumu anlattı. Psikolog başımdan geçen olayı aşamalı bir şekilde bana anlatılması gerektiğini söylemiş. Çünkü İran vatandaşı olmadığımdan ötürü bunu ileride bir şekilde öğrenecektim. Onun için küçüklükten beri gerçek ailem arasında olmadığını öğrendim. Ancak İranlı annem beni sevgi ve şefkatinden asla mahrum bırakmadı. Aile bana çok iyi davrandı."

- "Ne İran ne Irak vatandaşıydım"

Saldırıdan kurtulmayı başaranların kimliksiz ve vatansız bir belirsizlik içinde yaşadığını belirten Ahmed, "Hiçbir ülkenin vatandaşı değildim. Ne İran ne Irak vatandaşıydım." ifadesini kullandı.

Savaşların ardından bebeklerin, çocukların ve kadınların çektiği acıların tarifsiz olduğunu ifade eden Ahmed, bu belirsizliğe daha fazla dayanamadığını ve 16 yaşındayken gerçek ailesini bulmak için ciddi bir mücadeleye başladığını aktardı.

Ahmed bu mücadelesini şöyle anlattı:

"Bir gün internette dolaşırken Kimyasal Mağdurları Destekleme Derneğine rastladım. Ben de kimyasal mağduru olarak bu derneğe durumumu anlatacak bir mail attım. Dernek yöneticilerden biri benimle irtibata geçerek ailemi bulmak için yoğun çaba sarf etti. Ancak çabalar sonuçsuz kaldı. Bir süre sonra derneğin bir yöneticisi beni telefonla aradı ve dönemin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Şehitler Bakanı'nın Tahran’da olduğunu bildirdi. Konuyla ilgili beni bakanla görüştüreceğini söyledi. Ben de Tahran’a giderek bakanla konuyu görüştüm. Bakan, katliamdan sonra Halepçe’de 60 ailenin kayıp çocuklarını bulmak için birçok kurumla iş birliği içinde olduğunu ifade etti. Bunu söyledikten sonra umutlandım. Bir ay sonra İran’dan sınırdan çıkış yapmak için resmi evraklar hazırlandı."

- "İlk defa Halepçe’ye döndüğümde, kente varmadan ağlamaya başladım"

Gerçek ailesini bulmak için Irak'a geldiğini ve mücadelesine burada devam ettiğini aktaran Ahmad, "Irak’a geldiğimde bakanlık yetkilileri ve şimdi Anadolu Ajansı Erbil muhabirlerinden olan Fahrettin İbrahim bana çok yardım etti. Hem ailelerden hem benden DNA örneği aldılar. Sonuçlar çıktıktan sonra Halepçe Şehitler Anıtı’nda bir program yapıldı. İlk defa Halepçe'ye döndüğünde kente varmadan ağlamaya başladım. Tarifsiz duygular yaşıyordum. Halepçe'den kurtarıldıktan sonra izini kaybettiğim annemin Fatma Salih olduğunu DNA testi sonucu 22 yıl sonra öğrendim. Böylece gerçek aileme yıllar sonra da olsa kavuştum." diye konuştu.

Ailesinin birçoğunu Halepçe Katliamı'nda kaybettiğini belirten Ahmed, hala birçoğunun ölüp ölmediğinden emin olamadıklarını ve DNA testlerinin devam ettiğini kaydetti. Test sonuçları ile insanların gerçek ailelerine yıllar sonra kavuştuğunu, savaş mağdurlarının ailelerini bulmak için içlerindeki umudu öldürmediklerini vurgulayan Ahmed kendisinin de konuyu hala yakından takip ettiğini söyledi.

- "Katliamın sorumluları arasında Avrupalı şirketler de var"

Halepçe Katliamı'nın gerçek faillerinin aradan 30 yıl geçmesine rağmen yargılanmadığını belirten Ahmed, "Katliamın faillerinden "Kimyasal Ali" lakaplı Ali Hasan El-Mecid idam edildi. Aynı şekilde Saddam Hüseyin de başka bir katliamdan suçlu bulunarak idam edildi. Fakat katliamın sorumluları arasında Avrupalı şirketler de var. Bu şirketler Saddam Hüseyin'e kimyasal madde verdi. Bu da Saddam'ın kimyasal silah üretmesini sağladı. Bu şirketlerle ilgili herhangi bir yasal işlem yapılmadı." ifadesini kullandı.

Ahmed, katliamda suçu olduğu düşünülen şirketlere yönelik Irak'ta açılan yeni bir davanın olduğunu aktararak, "Geçen hafta katliamla bağlantılı şirketler hakkında Halepçe mahkemesinde yargı süreci başlatıldı. Umarım bu olayda Saddam’a ve Baas rejimine yardım eden kişiler ve şirketler hakkında yargılama yapılır ve tüm suçlular gün yüzüne çıkar. Temennim, böyle bir olayın tekrar etmemesidir. Ancak maalesef son zamanlarda Suriye’de de olayları görüyoruz." şeklinde konuştu

Kimyasal saldırının sadece insanları öldürmediğinin altını çizen Ahmed şunları kaydetti:

"Şu ana kadar gazın hem doğaya hem de hayvanlara etkisi devam ediyor. Yapılan araştırmalara göre Halepçe'de kanser vakaları diğer bölgelere göre çok daha fazla. Bu konuda uzman olmadığım için net bilgiler veremeyebilirim ancak gazın Halepçe doğasına etkisi kesinlikle hala devam ediyor. "

Dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in emriyle başlatılan Enfal Operasyonu'nda Irak'ın Halepçe kentine 16 Mart 1988'de başlatılan ve 3 gün süren kimyasal saldırılarda resmi rakamlara göre bir hafta içinde 5 bin kişi öldü, 7 bin kişi ağır yaralandı. Operasyonu, Saddam'ın emriyle "Kimyasal Ali" lakaplı kuzeni Ali Hasan El-Mecid komuta etti. MiG-23 uçaklarıyla gerçekleşen saldırılarda aralarında hardal ve sarin gazının olduğu birçok kimyasal silah kullanıldı.

Irak'ın işgal edilmesinin ardından yakalanan El Mecid, insanlığa karşı suç işlemek ve soykırım suçlarından suçlu bulunarak 25 Ocak 2010'da idam edildi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler