Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik:

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik:

"AK Parti olarak, kesinlikle bu konuda bilgi, belgesine ulaşılan hiçbir FETÖ mensubunun AK Parti'nin bünyesinde barınması söz konusu olmayacaktır. Partide, gerek yerel yönetimler, gerek parti teşkilatları, gerekse diğer tüm unsurlarda ayrıntılı bir şekild

BURSA (AA) - Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "AK Parti olarak, kesinlikle bu konuda bilgi, belgesine ulaşılan hiçbir FETÖ mensubunun AK Parti'nin bünyesinde barınması söz konusu olmayacaktır. Partide, gerek yerel yönetimler, gerek parti teşkilatları, gerekse diğer tüm unsurlarda ayrıntılı bir şekilde konunun üzerindeyiz." dedi.

Çelik, Kültürpark'taki Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Bursa Şubesi Lokali'nde, dernek tarafından düzenlenen "Çağdaş Söyleşiler" programında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) operasyonlarının siyasi ayağı olmayacak mı?" sorusu üzerine Çelik, örgütün her alanda yapılanmasının aslında herkesi düşündürdüğünü, illegal olduğunu ancak legal pozisyonda göründüğünü söyledi.

Türkiye'nin beklemediği bir darbe türüyle karşı karşıya kaldığını belirten Çelik, "Bu örgütün evin dışında, dağlarda, dağların ötesinde, ülkeler arasında bulunma boyutu var. O boyuttan öte, evin içinde olan bir örgüt. Devleti bir ev olarak düşünürseniz, mutfağında, lavabosunda, salonunda, her biriminde olan, legal bir yapılanma kılıfında bir örgüt." diye konuştu.

Çelik, FETÖ'nün sökülüp atılmasının kesinlikle keyfi bir uygulama çerçevesinde yürümediğini dile getirdi.

Olayın siyasi boyutuna değinen Çelik, şöyle devam etti:

"Kendi partimiz açısından bakarsak AK Parti, çok ciddi bir şekilde masaya yatırmış bulunuyor; tüm eldeki mevcut bilgiler, geçmişteki tablolar... AK Parti, 2011'de kendisinin, üs kurulların önüne aday adayı olarak konulanları ayıklamış, o dönemde tabloyu görebilmiş ve görebildiği kadar da bu boyutuyla tahmin etmediği ama tehlikeyi fark eder etmez siyasi kanatta almış olduğu bir gard var. Belki de o dönemlerde 50'nin üzerinde milletvekili arzusunda, beklentisinde olup siyasette bugün müdahale zeminini oluşturacak bir anlayışa geçit verilmemiş. Bugüne kadar da 4-5 belediye başkanı ihraç edildi. Şu anda bununla ilgili de parti merkezinde çalışmalar devam ediyor. AK Parti olarak, kesinlikle bu konuda bilgi, belgesine ulaşılan hiçbir FETÖ mensubunun AK Parti'nin bünyesinde barınması söz konusu olmayacaktır. Partide, gerek yerel yönetimler, gerek parti teşkilatları, gerekse diğer tüm unsurlarda ayrıntılı bir şekilde konunun üzerindeyiz."

- "Bilgiler, kurulan komisyonlarda değerlendiriliyor"

Bakan Çelik'e, kamuoyunda ortaya atılan "ByLock'çu bakanlar" iddiasıyla ilgili düşünceleri de soruldu.

Şifreli mesajlaşma sistemi "ByLock"un ayrı bir yazılım olduğuna işaret eden Çelik, "Her telefona uygulanan bir şey değilmiş. Bu program nasıl yerleştiriliyorsa o özel telefonla ilgililer." açıklamasını yaptı.

Çelik, sistemin iki örgüt mensubunun görüşmesine dönüşen bir altyapısının olduğunu belirtti.

Elde edilen bilgilerin kurulan komisyonlarda değerlendirildiğini anlatan Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Diyelim ki siz bir yerin amirisiniz, amir olarak örgütün elemanısınız. Amir olarak, telefonları sizin altınızdaki personel üzerinden örgütleme ve organize etme tabloları söz konusu olabiliyor. Bunlarla ilgili yoğun bir şikayet var. Bu konuda bir ayıklama yapılıyor. ByLock ile ilgili kesin olanlar da var. Onlar renklendirilmiş. Renklere baktığınızda bazıları tereddüt götürmeyecek netlikte, hiç tartışma götürmeyecek şekilde örgütün direkt mensubu olduğundan hiç şüphe yok ama bazılarıyla ilgili bir başkasının üzerinden telefonun gösterilerek, işlem yapıldığı şeklinde şikayetler de var. ByLock ile ilgili teknik düzeyde çok yoğun bir şekilde çalışılıyor. ByLock'ta kesinlikle şüphe duyulmayacak alanlar olduğu gibi, ciddi şekilde araştırılıp ayıklanan boyutları da var. En ufak bir yanlışın, mağduriyetin oluşmaması konusunda ilgililerin çalıştığını biliyorum."

Çelik, parti içinde FETÖ ile ilgisi olduğu bilinen kişilerle ilgili AK Parti'nin yerinde saymadığına dikkati çekti.

Böyle bir bilgi varsa kiminle ilgili olursa olsun AK Parti'nin gerekli işlemi yapacağını söyleyen Çelik, "Bu kadar net. Kim olursa olsun. Milletin istikbaline kasteden, geleceğini karartacak aslında bir maşadan bahsediyoruz. Arkası çok daha önemli tabii. Bu maşaya hizmet ettiği belgelenen birinin bizim partide barınması söz konusu olmaz. Bunun için teknik düzeyde, çok ayrıntılı düzeyde çalışma yapılıyor." ifadelerini kullandı.

- "İkinci darbe girişimi" söylentileri

Bakan Çelik'e, "yeni bir darbe girişimi olacağına dair söylentiler" de soruldu.

Bu ve benzeri bazı yorum ve değerlendirmelerin sık sık yapıldığını hatırlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Belli ki bunlar 15 Temmuz'da Türkiye için bir elbise biçmişler, bir kulvar belirlemişlerdi. Bunda muvaffak olamayınca şimdi de bunun sancısını yaşıyorlar. Bunun deşifre olmuş hali, Avrupa'da o gün demokrasiye sahip çıkmayanların tümünü rahatsız ediyor, Türkiye'deki gelişmeler. Büyük bir mahcubiyet içindeler. Avrupalı yetkililer de geliyor, darbe girişiminden 30-40 gün sonra demokrasi nutukları atmaya çalışıyor. Belli ki maşalarla bu maşaları arkadan tutanlar, tutuşturanlar arasında hedefe varamamanın sancıları yaşanıyor. Şimdi de kendilerine teselli anlamında yeni yeni senaryolar atarak, kamuoyunda kuşku ortamı oluşturmaya çalışıyorlar."

Güçlü bir Türkiye istenmediği için gelişmeye, kalkınmaya dönük her adımın mutlaka bir şekilde akamete uğratıldığını anlatan Çelik, Türkiye'nin şimdi gerçek anlamda bir bağımsızlık mücadelesi verdiğini, birilerinin ise bundan sancı duyduğunu ve buna izin vermek istemediğini bildirdi.

Çelik, "ABD'nin derin devletinin 15 Temmuz'un arkasında olduğuna dair iddialar var." diyen gazeteciye, "Benim kanaatim, daha genel olarak bakmak gerekiyor. Sorun üretmekte mahir olanlar ve 7 milyar insanı şu anda binbir türlü sorunla karşı karşıya bırakıp geleceğinden ümitsiz kılan 5 ülkenin yapısı ve dünya insanlığına bakışından kaynaklandığını söyleyebiliriz." karşılığını verdi.

- "Tohumla ilgili kamuoyunda dedikodu mahiyetindeki konular doğru değil"

Bakanlığı tarafından yapılan çalışmaları da aktaran Çelik, çiftçinin kullandığı mazotunun yarısını karşılayacaklarını, Türkiye'de 7 bölgede çok ciddi katılımlı toplantılar yaparak tarım ve hayvancılık konusunda ülkenin fotoğrafını çektiklerini söyledi.

Gelecekte su ve gıdaya erişim savaşları olacağına dikkati çeken Çelik, tarımda havza bazlı üretime geçildiğini, tavsiye edilen ilgili ürünlerin belirlenen topraklara ekilmesi durumunda çiftçiye ciddi destekler sağlayacaklarını ve atıl arazi kalmayacağını belirtti.

Çelik, "Türkiye'nin 4 milyon ton pamuğa ihtiyacı var, 2 milyon tonunu üretiyor. Bu arazide bu stratejik ürün, tekstilin ham maddesi pamuğun üretimini artıracak önlemler almak gerekiyor. Pamuk üretimiyle ilgili aldığımız önlemlerle göreceksiniz önümüzdeki yıl 2,5 veya 3 milyon ton olarak gerçekleşecek. Yani pamukta 500 bin veya 1 milyon ton civarında artış gerçekleşecek." açıklamasında bulundu.

Tarımda kimyasallardan arınmak gerektiğini belirten Çelik, şunları anlattı:

"Bununla ilgili çalışmaları da başlattık. Gübre ve ilaçla ilgili bir iki hafta sonra Milli Tarım Projesi dediğimiz hayvancılık ve bitkisel üretim ayağını takviye edecek önemli çalışmaları gündeme koyacağız. Tahmin ediyorum ki 2017 ortalarında atılması gereken birçok adım atılmış olacak ve kendi kendine çarkı döndürecek hızlı bir mekanizmanın işlemeye başladığını hep beraber görmüş olacağız. Hububatta tohum sorunumuz yok. Üretiyoruz ve bunları kullanıyoruz. Sebze ve meyvede sıkıntımız var. Çok büyük ölçüde değil. Orada da ciddi üretimimiz var. Şimdi bu alandaki tohumları da hububat gibi üretip o seviyeye ulaşmak istiyoruz. Tohumu ihracat eden, ithalat eden bir ülkeyiz. Şu anda tohumla ilgili kamuoyunda dedikodu mahiyetindeki konular doğru değil."

- "Hesap sorup da haklı çıkarsa siyaseti bırakırım"

Çelik, hakkında birçok yazı yazıldığını ifade etti.

Siyasette bir sürü iftira olabileceğini söyleyen Çelik, "Elle tutulur bir şey de bulunamadığı için hep ayakta kalmışızdır. Ne söylerseniz söyleyin doğruyu yıkamazsınız. Hiç kimsenin benim gibi sabır göstereceği kanaatinde değilim. Abuk subuk yazılar yazıp, yazdırıp bunları da görmemezlikten gelen bir siyasetçi olduğunu da zannetmiyorum. Böyle bir ikinci siyasetçiyi bilemiyorum. Bunları hak etmediğim düşüncesindeyim. Yiğit olan, gelir karşımda oturur, der ki 'İşte bak hesap soruyorum.' Hesap sorup da haklı çıkarsa ben de siyaseti bırakırım." diye konuştu.

Bakan Çelik, bir gazetecinin, Artvin'in Cerattepe bölgesinde kurulacak maden işletmesiyle ilgili 2002 yılında kendisinin TBMM'de, "Artvin'de maden cinayettir." dediğini anımsatarak, "Hala sözünüzün arkasında mısınız" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"Artvin ile ilgili 2002'deki konuşmamın tamamını dinleyin. O konuşmaya aynen katılıyorum. 2002'de yabancı bir şirket gelmiş, vahşi bir madencilik yapacak. Tesisi orada kuruyor. Altını, bakırı alacak, orada işleyecek. Siyanür orada olacak. Olacak iş midir? Bunun olamayacağını söyledik. Bugün bu şirket veya şirketler, madenin hava hattıyla alınması ve madenin yerine toprağın konulması, kesinlikle orada işlem yapılmaması. O gün söylediğimle şimdi olan hadise aynı. Bu şirket yanlış yapmış diyorum. O günün hükümeti, şirketinin yapmak istediği şeyle bugün yapılan arasında fark var. Zaten yargıda olan bir olay, kararını ben verecek değilim. Bugün, 'Bu ülkenin madenleri alınmasın' yaklaşımı ideolojik bir yaklaşımdır. Madenler alınsın, çevre tahrip olsun; bu kabul edilemez bir yaklaşım ama madenleri alıp başka bir yerde işliyorsunuz, 'Madeni almayın' mı diyeceksiniz. Biz Artvin'den yanayız. Maden alımı şeklinde ise madeni alın, toprağı doldurun. Bu tekniği görmemiz gerekir. Yoksa eğer bunun karşısında bir işlem yapılıyorsa bu, Artvin'i yok edecek bir şeydir."

Türkiye'nin biyoçeşitliliğinin Avrupa'nınkinden fazla olduğunu aktaran Çelik, Avrupa ölçeğinde bir tohum bankasına sahip olduklarını kaydetti.

Biyoçeşitliliği, tüm endemik ürünleri bu tohum bankasında muhafaza ettiklerine değinen Çelik, "Kötü bir tablo yok. Türkiye, bütün çeşitliliğini muhafaza altına almış bulunuyor. Türkiye, tüm endemik varlığını muhafaza edecek çalışmayı gerçekleştirmiş." dedi.

- "Ümitsiz değilim, umutluyum"

Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini vurgulayan Çelik, dış politikayla ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Bu zorluklar, çok çeşitli. Avrupa Birliği (AB) ile ilgili öyle. Irak ile ilgili gerilim, şu an çok had safhada. Suriye ile ilgili yakın gelecekte çözümün görünmediği bir tablo var. Bunlara rağmen Türkiye'nin her yönüyle güven veren ve iç piyasaları da çok ciddi bir şekilde etkilemeyen bir yürüyüşü var. Yatırımlarda da çok ciddi anlamda, ötelemeyen bir yürüyüş var. Rusya ile ilgili yaşanan büyük krizden sonra şu an gelinen nokta önemli. İsrail ile de olumlu bir noktaya gelindi. Amerika'da seçim var, herkes kendi bildiğini okumaya devam ediyor. Bu anlamda yeni bazı yaklaşımların olma zorunluluğu var. Çünkü Türkiyesiz bir Avrupa, NATO düşünülemez. Kolay vazgeçebilecekleri bir şey olsa çok daha farklı sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz. Onun için herkes, kendi politikasını, kozlarını iyi kullanmaya çalışıyor. Her şeye rağmen Türkiye'nin orta ve kısa vadeli gelecekte, bütün bölge sorunlarından pozitif çıkış yolları bulacağı kanaatindeyim. Karşımızda hesap yapan büyük unsurların da olduğunu biliyoruz. Bu denklem içinde Türkiye, olumlu yürüyor. 'Kararlı' dediğimiz noktada, yeni ufukların açıldığını da görüyoruz. Ümitsiz değilim, umutluyum."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :