Fas'ta Adalet ve İhsan Hareketine yönelik baskılar yine gündemde

Fas'ta Adalet ve İhsan Hareketine yönelik baskılar yine gündemde

Fas İnsan Hakları Derneği Başkanı Ahmed el-Hayic:- "Fas makamlarının, bazı evleri kapatmasının hiç bir hukuki dayanağı yok. Yönetim, cemaate yönelik baskı uygulama konusunda keyfi davranıyor"- Siyasi analist Hafiz ez-Zehri:- "Hangi siyasi akım ya da derne

RABAT (AA) - AHMED BİN TAHİR - Fas'taki en büyük İslami cemaat olan Adalet ve İhsan Hareketi üyelerinden 6 kişiye ait evin kapatılması, 1970'lerin sonunda Şeyh Abdusselam Yasin tarafından kurulan hareketin yasallığı sorununu yeniden gündeme getirdi.

Fas makamları, Adalet ve İhsan Hareketi'nin "yasaklı" olduğunu söylerken, hareket ise 1980'li yıllarda resmi kuruluş iznini aldığını iddia ediyor.

Geçen aylarda Fas makamlarının harekete mensup 6 kişinin evini kapatmasının ardından hareket yargıya müracaat edeceğini duyurmuştu. Yerel basında ise bu evlerin sahiplerinin, evlerde izinsiz tadilat yaptığı, buralarda yasa dışı toplantıların düzenlendiği ve gizli mescit olarak kullanıldığı yönünde haberler yer almıştı.

- Harekete yönelik baskılar hukuk dışı

AA muhabirine konuşan, Fas İnsan Hakları Derneği Başkanı Ahmed el-Hayic, anayasa ile kanunların fert ve grupların örgütlenmesiyle birlikte ifade özgürlüğü hakkını teminat altına aldığını belirtti.

Adalet ve İhsan Hareketi'nin maruz kaldığı baskıların hukuk ihlali olduğunu vurgulayan Hayic, "Fas makamlarının, bazı evleri kapatmasının hiç bir hukuki dayanağı yok. Yönetim, cemaate yönelik baskı uygulama konusunda keyfi davranıyor." dedi.

Hareketin devletin koyduğu kırmızı çizgilere riayet etmemesi nedeniyle böyle bir uygulamaya maruz kaldığını savunan Hayic, devletin hukukun üstünlüğüne saygı göstermesi gerektiğini, bunun olmaması halinde gerçek bir demokrasinin inşa edilmesi yolunda ilerleme kat edilemeyeceğini ifade etti.

- Hareket demokratik sürece dahil olmuyor

Siyasi analist Hafiz ez-Zehri ise Adalet ve İhsan Hareketi'nin ülkede herkesin malumu olan meselelerde radikal tutumlar sergilediğine işaret etti.

Yönetim ile hareket arasındaki gerilimin makul gerekçeleri olduğunu, hareketin, seçimlerin şeffaf olmamasını ileri sürerek demokratik sürece dahil olmadığını belirten Zehri, "Hangi siyasi akım ya da dernek olursa olsun eğer kurum dışında faaliyette bulunmayı seçiyorsa iktidarla arasında gerilim oluşacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Zehri, hareketin yetkililerinin, tutumunu netleştirip siyasi sürece girmesi gerektiğini dile getirdi.

- Defaatle gündeme gelen tartışma

Siyasi analist El-Muti Muncib de, hareketin, sahil kamplarının yasaklanması ve halihazırdaki Genel Sekreteri Ahmed el-Ibadi'nin evinin kapatılmasında olduğu gibi her baskıya maruz kalışında, kamuoyunda tartışma konusu haline geldiğini aktardı.

Muncib, önceki günlerde hareket mensuplarının evlerinin kapatılmasının ardından yeniden ve güçlü bir şekilde gündem konusu olan hareketin kendisi gibi ona destek veren başka derneklerin de baskı gördüğünü sözlerine ekledi.

- Yasallık tartışması

Rabat Avukatlar Heyeti üyesi Abdulaziz Nuveydı ise hareketin elindeki belgelerin yasa dışı olmadığını kanıtladığını bunun dışındaki siyasi sorunların ise başka mekanizmalar üzerinden tartışılması gerektiğini vurguladı.

Hareketin anayasa ve kanunlar çerçevesinde faaliyetlerine devam ettiğini aktaran Nuveydı, bu kişilerin mülkiyet edinme haklarından ve haklarını kullanmaktan ancak yargı yoluyla mahrum edilebileceğini dile getirdi.

Nuveydi, "Bu soruna uygun bir çözüm bulunması gerekiyor. Mesele çok büyük. Sorun eğer siyasi ise çözüm de siyasi olmalı, vatandaşların hakları ellerinden alınmamalı." görüşünü savundu.

Fas'taki en büyük İslami cemaat olan Adalet ve İhsan Hareketi önceki yıllarda da bu tür baskılara maruz kalmıştı. 2017'de bakanlık ya da farklı kurumlarda görev yapan hareket üyesi 130 kişi memurluktan atılmıştı.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :