Dünya ticaretinde fikri hakların hacmi artıyor

Dünya ticaretinde fikri hakların hacmi artıyor

Telif Hakları Derneği Başkanı Cafer Vayni:- "Kamu kurumları telif hakları konusunda öncü ve örnek olmalı. Bu durum sektörün hareketliliğine, aynı zamanda kültür ve sanat hayatının gelişmesine katkı sağlar"- "5846 Sayılı Yasa 10 yıldır bekliyor, devamlı re

İSTANBUL (AA) - MUSA ALCAN - Telif Hakları Derneği Başkanı Cafer Vayni, 21. yüzyıl emperyalizminin fikri haklar boyutuna kaydığını belirterek, "Dünya ticaretinde bu alanların hacmi gittikçe artıyor. Bu ticaret hacminin içerisinde Türkiye hak ettiği meblağı ekonomik olarak almak zorunda." dedi.

Vayni, Türkiye'nin telif hakları konusunda geldiği durumu ve dijital alanda telif hakları hakkında alanında uzman kişilerle gerçekleştirdikleri Telif Hakları Sempozyumu'nu AA muhabirine değerlendirdi.

Dijital alandaki telif haklarının hava gibi, sınır tanımayan bir konu olduğunu aktaran Vayni, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Hukuk Fakültesi iş birliğiyle gerçekleştirdikleri sempozyumda birçok kurumun yer aldığını ve etkileyici sunumlar yaptığını söyledi.

Vayni, sempozyumun sonuçlarına dikkati çekerek, "Uluslararası iş birliğinin daha fazla artması gerektiği sonucuna vardık sempozyumun sonunda. Sempozyum bize, telif hakları konusunda bir boşluk ve açık olduğunu gösterdi. Yeni teknolojilerin ortaya çıkışıyla birlikte telif haklarının korunmasında kollanmasında çok hızlı hareket edilmesinin gerektiğini ama bunun da çok zor olduğunu anlattı. Çünkü insanların farklı dijital platformlarda kitap gibi telifli işleri paylaşmasına müdahale edemiyorsunuz. Dolayısıyla sosyal ve uluslararası alanda ulusal yasaların yeterli olmadığı ortaya çıkıyor." ifadelerini kullandı.

- "Kemal Sunal'ın hakkı yeniyor"

Türkiye'de telif hakları bilincinin henüz yerleşmediğini anlatan Vayni, "Çok fazla insanı ilgilendiren bir alan ama çok az insan bilinçli. Türkiye'de telif haklarını temsil eden kuruluşların geneli esasında bu fikri mülkiyet sisteminin güçlendirilmesinden daha ziyade kar amacıyla hareket ediyor. Eser sahiplerinin haklarını fazla gözetmiyorlar." diye konuştu.

Vayni, telif hakları konusunda yasal düzenlemenin önemine değinerek, şöyle devam etti:

"Kültür ve Turizm Bakanlığından yıllık 500 milyon kitap bandrolu alınıyorsa bunun 450 milyonu hazırlık sektörü dediğimiz sektör, dershane sektörü için alınıyor. Orada ciddi anlamda kölelik ilişkisi var. Eseri yazanın hiç hakkı yok. Onu yazdıranlar ise çok büyüyor. Kemal Sunal filmlerinde de aynı şey var. Bu filmler Kemal Sunal'dan dolayı izleniyor. Kemal Sunal'ın filmleri izleniyor ama Kemal Sunal'ın hakkı yeniyor. 5846 sayılı kanunun 18'inci maddesinin 2'nci paragrafı oyuncuları, hazırlık sektöründeki eser hazırlayanları adeta köle statüsüne sokuyor. 100 kişiden 2 kişi şanslıdır bu sistemde. O zaman da eser sahibi küsüyor. Bu işlerle ilgilenenler morale ihtiyacı olan adamlar. Çok kırılgan. Mutsuz olduklarında bitiyorlar."

- "Telif hakkı ihlallerinden büyük menfaat elde edenler yasayı çıkartmamak için uğraşıyor"

Bilirkişilik kurumunda da sıkıntılar olduğuna işaret eden Vayni, meslek birliklerinin eser sahiplerini yeterince temsil etme çabasında olmadığını düşündüğünü dile getirdi.

Cafer Vayni, konuyla ilgili yasanın uzun süredir çıkmamasının sebeplerine değinerek, "Siyasiler üzerinde lobi oluşturan telif hakkı ihlallerinden büyük menfaat elde eden kişi ve kurumlar yasayı çıkartmamak için uğraşıyor adeta. Bir baskı var karar vericilerin üzerinde. Bu baskı grubu, yasa tasarısı tam meclise gidecekken çekiyor tasarıyı. 5846 sayılı yasa 10 yıldır bekliyor, devamlı revize ediliyor. Mevcut taslak haliyle çıkmalı. Çıkarsa biraz sektör nefes alacak." değerlendirmesinde bulundu.

İthalat ve ihracatta dünyayla rekabet edebilir hale gelmesi gerektiğini vurgulayan Vayni, şunları kaydetti:

"21'inci yüzyılın emperyalizmi fikri haklar boyutuna kayıyor. Çünkü dünya ticaretinde bu alanların hacmi gittikçe artıyor. Bu ticaret hacminin içerisinde Türkiye hak ettiği meblağı ekonomik olarak almak zorunda. Biz aslında millet olarak bunu yapabiliriz. Bir arkadaşım kitap yazmak için arabasını sattı. Böyle olmaz. Bunlara destek olunması gerekiyor. Bırak kötü olsun ama bir sonraki aşamada iş rekabet sistemine gireceği için en iyiyi ortaya çıkarmak lazım. Ben olaya böyle bakıyorum. Kamu kurumları telif hakları konusunda öncü ve örnek olmalı. Bu durum sektörün hareketliliğine aynı zamanda kültür ve sanat hayatının gelişmesine katkı sağlar."

- 2'nci sempozyum nisanda

Cafer Vayni, telif hakları konusunda sadece hukukçulara değil felsefeciler, sosyologlar, siyaset bilimciler, iktisatçılar ve psikologlara da ihtiyaç olduğunun altını çizerek, "Bizde hak kavramı hem İslamiyetten gelen anlayışımıza göre hem Türk kültür ve geleneğimize göre çok önemli. Bu kavram önemli olduğu için telif hakkını çok önemsememiz gerekiyor ama telif hakkı önemsenmiyor. Önemseyenler yüzde 5'i geçmiyor Türkiye'de. 'Hak da neymiş, ben seni meşhur ettim.' deniyor. Bir de ortaya çıkan bir eserin bir kurum tarafından sahiplenilmesi var. Kurum eser yazamaz. Eseri kişi yazar. Felsefi anlamda bireyin niteliğidir. Okuyan, yazan, özgürlük için savaşan sadece insandır. Eseri yazan insandır. Eser yazan insan olduğuna göre eserin sahibi nasıl kurum olabiliyor? Biz bunları hep tartışacağız. Şimdiye kadar fazla tartışılmadı." şeklinde konuştu.

Telif hakları ile ilgili çalışmalarının devam edeceği bilgisini veren Vayni, Telif Hakları Sempozyumu'nun ikincisini de Dünya Fikri Mülkiyet Günü olan 26 Nisan'da yapmayı planladıklarını söyledi.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :