Diyarbakır'daki terör saldırısı

Diyarbakır'daki terör saldırısı

Başbakan Davutoğlu, soruları yanıtladı: (2)

ANKARA (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımızın pazartesi günü Sayın Putin ile Paris'te bir görüşme gerçekleştirmesi önemlidir, ümit ederim gerçekleşir. Bu tür durumlarda iletişim kanallarını kapalı tutmamak lazım. Biz bunu daha önce Türkiye olarak birçok kez yaşadık. İletişim kanalları açık olmalı. Olay kendi çapı ve çerçevesi içinde ele alınmalı, diğer yerlere sirayet etmemeli" dedi.

Davutoğlu, 64. Hükümet Programı'nın görüşülmesi için geldiği TBMM'de, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Cumhuriyet gazetesi yöneticilerinin tutuklanmasına ilişkin soru üzerine Davutoğlu, olayı takip ettiklerini ve bunun aylardır süren bir hukuki süreç olduğunu söyledi. 

"Konuya hükumet müdahil değildir" ifadesini kullanan Davutoğlu, basın özgürlüğünün esas olduğuna işaret etti.

Bütün meslekler gibi basın özgürlüğünün de ancak meri hukuk ile sınırlandırılabileceğini dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu: 

"Bu anlamda devlet sırlarının ifşası ve bu çerçevede yapılan faaliyetlerin hukuk sistemi içerisinde bir suç teşkil etmesi söz konusu. Ama bu konuda yargıyı verecek ben değilim. Hiçbir şekilde hukuki süreçlere müdahil olmadık, olmayız. Bunu açık bir şekilde söylemek isterim. Bu konuda hükmü verecek olan bağımsız mahkemelerdir. Ancak bütün meslek erbapları gibi gazeteciler de, hepimiz diyeceğim çünkü ben de geçmişte köşe yazarlığında bulundum, var olan hukuki kurallara riayet esastır. Özellikle son dönemde, Suriye'de yaşanan gelişmelere baktığımızda da MİT tırları etrafında yapılan spekülasyonların, geçmişte yapılan spekülasyonların devlet sırrını ifşa etme yönünde devletin içine sızmış olan bazı unsurların, bu konuda uluslararası camiada Türkiye'yi mahkum etmek üzere yaptığı çalışmaların da hepimiz farkındayız. Şimdi Bayırbucak'ta yaşananlar da bunları çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Şunu da ifade etmek isterim ki bu tür durumlarda tutuklu yargılanma istisnai durumdur. Normalde kamuoyunca maruf kişiler tutuksuz da yargılanabilirler. Bu tabii nihayet mahkemenin takdiridir." 

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un da dün "tutuksuz yargılamanın esas" olduğuna ilişkin sözlerini anımsatan Davutoğlu, bunu kendilerinin değil tamamıyla yargı sisteminin kendi bağımsızlığı içerisinde değerlendirmesi gerektiğini vurguladı. 

- Rusya ile yaşanan gerginlik

Bakanlar Kurulu'nda Rusya'ya yaptırıma ilişkin bir karar alınıp alınmadığının sorulması üzerine Davutoğlu, toplantıda Suriye sınırında yaşanan gelişmeler bağlamında tüm detayların ele alındığını aktardı.

Güvenlik, askeri tedbirler, ekonomi, enerji ve diğer boyutların da görüşüldüğünü belirten Davutoğlu, Rusya ile ilişkilere önem verildiğini söyledi. 

Rusya'nın Türkiye'nin dostu ve komşusu olduğunu kaydeden Davutoğlu, iki ülke arasında köklü ekonomik ve sosyal ilişkiler bulunduğuna dikkati çekti. 

Türkiye'nin ateş çemberinin içerisinde olduğunu, bunu da en iyi Rusya'nın bildiğini dile getiren Davutoğlu, ​"Ateş çemberi içerisinde olan bir ülke olarak Türkiye'nin, kendi hava sahasını koruma konusunda bir kararlılık içerisinde olmasından daha doğal bir şey yok. Hava sahasını, kara ve deniz sahalarını..." diye konuştu. 

Angajman kurallarının defalarca Rusya nezdinde de açıklandığını anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Olayın olduğu anda uçağın milliyetiyle ilgili hiçbir bilgi söz konusu değil. Rusya tarafından bize aktarılan bir bilgi de söz konusu değil, 'Bizim uçaklarımız şu bölgede operasyon yapmaktadır' diye. Kanallar açık olmasına rağmen, son ihlallerden sonra askeri iletişim kanalları açık olmasına rağmen böyle bir bilgi aktarılmış da değil. Dolayısıyla angajman kuralları gereği sınırımıza ön bilgilendirme olmaksızın yaklaşan, milliyeti belli olmayan bir uçak hasım telakki edilir. Karşı tarafta bir iç savaş söz konusu. Dolayısıyla bu konudaki tutumumuz açıktır."

Dün uluslararası medyada yayınlanan makalesinde, bunun Rusya'yı hedef alan bir angajman kuralı, uygulama olmadığını ifade ettiğini aktaran Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ümit ederiz Rusya bu derin dostluk ilişkilerimiz, komşuluk ilişkilerimiz bağlamında bunu değerlendirir ve olayı birlikte ele alarak herhangi bir tırmanmaya, gerilime izin vermeden çözebiliriz. Bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanımızın pazartesi günü Sayın Putin ile Paris'te bir görüşme gerçekleştirmesi önemlidir. Ümit ederim gerçekleşir. Sayın Dışişleri Bakanımız, verdiğimiz talimatla Rusya Dışişleri Bakanı ile görüştü. Bu tür durumlarda iletişim kanallarını kapalı tutmamak lazım. Biz bunu daha önce Türkiye olarak birçok kez yaşadık. İletişim kanalları açık olmalı. Olay kendi çapı ve çerçevesi içinde ele alınmalı, diğer yerlere sirayet etmemeli. Ama tabi dün Bakanlar Kurulu'nda yaptığımız bilgilendirmelerde olabilecek her senaryo, her gelişmeyle ilgili bütün ihtimalleri ve alınabilecek tedbirleri de görüştük. Arkadaşlara, bütün bakanlara gerekli talimatları verdim. Herhangi bir şekilde bu olayın, Türkiye'nin ekonomisi ve enerji güvenliği başta olmak üzere diğer konularını etkilemeden çözülmesi konusunda da gerekli adımlar atılacak. Bakanlıklar arası bir koordinasyon ve süreç yönetim komitesi de oluşturduk. Özellikle ekonomik bağlamda, Sayın Mehmet Şimşek başkanlığında. Bu değerlendirmeleri yapacağız. Önemli olan bizim için Suriye krizi sebebiyle Türkiye ve Rusya arasında daha yüksek ölçekli bir krizin yaşanmamasıdır. Bunu engellemek için elimizden geleni yapacağız."

G20 Liderler Zirvesi'nde Rusya'ya, Türkiye'nin sınır ihlalleri konusundaki hassasiyetinin dile getirildiğinin hatırlatılarak, "hala neden ihlaller olduğunun" sorulması üzerine Davutoğlu, "Bunu bana sormanız doğru değil herhalde" dedi.

Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Biz nedenini sormayız. Yani biz olanın kendisine bakarız. Daha önce üç kez ihlal oldu. Üç ihlalde de Rusya tarafıyla temasa geçildi. En üst düzeyde bunları kendileriyle paylaştık. Bir daha ihlal olmaması için atılması gereken adımları konuştuk. Burada üç husus önemli, açık söylemek gerekirse. Bir; Türkiye'nin kara, hava, deniz sınır güvenliğini kimseyle tartışma konusu yapmayız. Alacağımız tedbiri de kimseye sormayız. Bütün ülkeler için geçerlidir bu. Bu anlamda bizim sınır güvenliğimizi ihlal eden herhangi bir tarafın da Türkiye'yi suçlama hakkı yoktur. İkincisi, Suriye Türkiye'nin komşusudur. Rusya'nın veya herhangi bir başka ülkenin etkilenmesinden daha çok biz etkileniyoruz. Orada Rusya'nın havadan, İran'ın karadan ve Şebbihalar, Hizbullah dahil birçok unsurun yürüttüğü operasyonlarda, ki bunlardan sivil halk etkilenmektedir, kaçanlar da Türkiye'ye geliyorlar. Mülteci dalgası olarak. Dolayısıyla yine Türkiye bu konuda, sadece sınır güvenliği bağlamında değil, mülteci dosyası bağlamında da etkileniyor."

- "Mücadele edilecekse DEAŞ'a karşı edilmeli"

"Üçüncü olarak da eğer DEAŞ'a karşı mücadele edilecekse, DEAŞ'la edilmesi gerekir" diyen Başbakan Davutoğlu, Bayırbucak Türkmenleri arasında tek bir DEAŞ mensubunun olmadığını söyledi. 

Kızıldağ'da ve Türmendağı'nda da tek bir DEAŞ mensubunun bulunmadığını bildiren Davutoğlu, "Kimse, DEAŞ'a karşı verilen bir mücadeleyle bunu meşru kılamaz. Gelin o zaman aynı hava sahası içerisinde iki koalisyonun yan yana operasyon yapmasının risklerini ortadan kaldıralım" diye konuştu. 

Bir tarafta Türkiye'nin de katılımıyla DEAŞ'a karşı yürütülen bir operasyon olduğunun altını çizen Davutoğlu, diğer tarafta ise Rusya'nın İran'la yürüttüğü çalışma bulunduğunu belirtti. 

Bir tarafta daha çok NATO üyelerinin bulunduğu 50'ye yakın ülkenin katıldığı bir koalisyon olduğunu hatırlatan Davutoğlu, "Aynı hava sahasını bu iki koalisyon unsuru kullanıyor. Yani birisi koalisyon birisi Rusya'nın tek taraflı müdahalesi. O zaman bir koordinasyon gerekir. Olmazsa bu tür kazalar söz konusu olur. Bunu, Suriye'de çözülmeyen bir krizin taraflara, hepimize ödettiği bir bedel olarak görmek gerekir" değerlendirmesini yaptı. 

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı