"Dilimiz kimliğimizdir" konferansı

"Dilimiz kimliğimizdir" konferansı

AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Avcı:- "Ana dil eğitimini sadece okullarımızdan, sadece Milli Eğitim Bakanlığı'ndan sadece resmi kurumlardan beklemek doğru değil. Uygulamada da günlük hayatta da zaten bunun böyle olmadığını görüyoruz"

İSTANBUL (AA)- AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Nabi Avcı, "Ana dil eğitimini sadece okullarımızdan, sadece Milli Eğitim Bakanlığı'ndan sadece resmi kurumlardan beklemek doğru değil. Uygulamada da günlük hayatta da zaten bunun böyle olmadığını görüyoruz" dedi.

Avcı, İstanbul Üniversitesi Rektörlük binasında, "Dilimiz kimliğimizdir" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Türk dilinin doğru ve güzel öğretilmesi, yazılması, uluslararası bir dil haline gelmesi için gerek kendi bakanlığı döneminde gerek şu anda büyük özen gösterildiğini aktararak, bu konuda geç kalınmadığını belirtti.

Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun oğlu Mehmed'e yazdığı ''Üç Dil'' şiirinden dizeler okuyan Avcı, şunları söyledi:

"Şair Eyyüboğlu bu şiirde oğluna 'Sen ne tarih, ne coğrafya ne şu ne busun, çünkü sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun' diyor. Evet otübüsü kaçırdık, treni yakalayacağız. Sanayi devrimini kaçırdık, şimdi enformasyon devrimini yakalacağız. Hiç ümitsizliğe gerek yok."

Eski yazarların mümkün olduğu kadar genç kuşaklara ulaştırılması gerektiğini, anne ve babaların bu konuda gerekli özeni göstermesi gerektiğini vurgulayan Avcı, şöyle konuştu:

"Onları tekrar ihya etmenin yolu bu yazarlar üzerinden bunları hayata kazandırmaktır. Aynı şekilde musiki de bize yardımcı olabilir. Eski şarkılarda geçen pek çok kelimeyi bugünkü gençler, orta yaşlılar maalesef bilmiyoruz. O yüzden müzik eğitimini, sadece müzik eğitimi olarak değil aynı zamanda bir dil eğitimi olarak da programlamaya çalışmıştık."

Televizyonlar, Türk filmleri, yurt dışına açılan Türkler ve ticaretteki gelişmelerle Türkçe'nin daha çok yayıldığını anlatan Avcı, bu doğal yaygınlaşma içinde de ister istemez sığlaşmanın da olabildiğini, akademisyenlerin yapacağı bilimsel, sanatsal ve edebi çalışmalarla Türkçe'nin dünya kültür dilleri arasında hak ettiği yeri çok kısa zamanda alacağını söyledi.

Bu konuda Türk şiiri ve edebiyatına çok güvendiğini dile getiren Avcı, şöyle devam etti:

"Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandığını radyodan duyduğumda ilk aklıma gelen cümle şu oldu; Yaşasın, şimdi onlar düşünsün. Onlar dediğim kim? Ana dili Türkçe olmayanlar. Çünkü biz yıllarca Nobel kazanan yazarların eserlerini çevirilerinden okuduk. O gün yaşasın derken, aynı zamanda ilk defa Türk çocukları Nobel kazanmış bir yazarı, kendi ana dillerinde okuyacaklar. Bu büyük bir nimet, büyük bir şans. Her çeviride kayıplar olur. Dolayısıyla hiçbir milletin çocuğu, ana dili Türkçe olmayan hiç kimse Orhan Pamuk'tan Türk çocukları kadar zevk alamayacaklar. Dolayısıyla ne kadar çok yazarımız başka dillere çevrilirse başkaları tarafından okunursa, Türk çocukları tarafından da okunursa dilimiz o kadar zenginleşecek demektir."

-''Dilimize bugüne kadar ne yaptık? Ne yapıyoruz?''

"Dilimize bugüne kadar ne yaptık? Ne yapıyoruz?" sorularına eleştirel bir gözle bakılması gerektiğine dikkati çeken Avcı, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı yaptığı dönemlerde bu konuyu öncelikli meselesi olarak gördüğünü söyledi.

O dönemde kendisine sorulan bir soruyu ve verdiği yanıtı hatırlatan Avcı şöyle konuştu:

''O dönem, 'Eğer çocuklarımıza Türkçeyi ana dillerini doğru ve güzel konuşmayı, doğru ve güzel yazmayı öğretebileceksek, öğretebilirsek bunun için bir katkıda bulunabilirsek bu görev süresince ben kendi görevimi yapmış sayabilirim' demiştim. Çok şükür Milli Eğitim Bakanlığımda o gün başlayan bugün de devam eden Türkçemizin çocuklarımıza doğru öğretilmesi ve dili güzel kullanmalarının yollarını ve yöntemlerini, onlara anlatılması çalışmaları sürüyor. Ancak başka pek çok alanda olduğu gibi dil eğitimi, ana dil eğitimi, yani Türkçe dil eğitimi alanında da doğrusu okullarımıza (bütün eğitim kademelerini kastediyorum) ve öğretmenlerimize çok fazla sorumluluk yüklüyoruz. Adeta herşeyi okullardan ve öğretmenlerden bekliyoruz.''

-''Ana dil eğitimini sadece okullardan beklemek doğru değil''

Nabi Avcı, günümüzde eğitimin sadece okul denilen kurumlardan ibaret olmadığını, özellikle iletişim kaynaklarının olağanüstü çeşitlilik gösterdiği dönemde çocukların ilk eğitimlerini önceden tamamlayarak geldiğini kaydetti.

Okulun artık tek ve biricik eğitim alanı olmadığını ifade eden Avcı, şunları kaydetti:

''Bizim ilkokul birinci, ikinci, üçüncü veya dördüncü sınıf olarak planladığımız birçok konuyu çoktan öğrenmiş olarak geliyorlar. Dolayısıyla bu neye yol açıyor? Ya da neyin göstergesi? Okul artık biricik ya da en önemli bilgi alma alanı, kurumu olmadığını, çocukların, gençlerin eğitimlerini, okul dışı pek çok kaynaktan iyi ya da kötü, zaafları ya da zenginlikleriyle sağladıklarını görüyoruz. Ailenin özellikle çekirdek aile ile birlikte çocuk eğitimindeki rolü, ağırlığı geçmişin geniş ailesine göre çok farklılaşmış durumda. Dolayısıyla ana dil eğitimini de sadece okullarımızdan, sadece Milli Eğitim Bakanlığı'ndan sadece resmi kurumlardan beklemek doğru değil. Uygulamada da günlük hayatta da zaten bunun böyle olmadığını görüyoruz.''

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler