M. Ali Köseoğlu

M. Ali Köseoğlu

Davutoğlu’nun kızları

12 Haziran seçim çalışmaları sırasında tatsız bir olay olmuştu…

Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun aracı Bozkır’a giderken 9 yaşındaki Fatmanur Atalay’a çarpmıştı…

Bakanımız çalışmaları yarıda bırakarak Fatmanur’u önce hastanede, sonra da evinde ziyaret etmiş, yaptığı açıklamada “Elhamdülillah, Allah Fatma’yı bize ve ailesine bağışladı. Çok etkilendik. Hamdolsun kötü bir şey olmadı” demişti.

Bu kazadan sonra Fatmanur, Sayın Davutoğlu’nun kızı oldu.

Demişti ki Sayın Bakan: O bize artık Allah’ın bir lütfü diyelim, hayatı boyunca da her şeyiyle, eğitimi de dâhil yakından ilgileneceğim, kendi kızım gibi. İnşallah ailesiyle birlikte uzun ve mutlu bir hayat yaşayacak ve düğününü de yapacağız Fatma’nın. İnşallah Allah o günleri gösterir.

***

Geçen yıl Ekim ayı öncesinde bir haberde okumuştum…

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Ekim’in ‘barış diplomasisi ayı’ olacağını söylüyordu. Şu cümleler ise onun samimiyetinin en önemli işaretiydi:

Irak Dışişleri Bakanı Zebari’nin de Suriye Dışişleri Bakanı Muallim’in de benim gibi kız çocukları var. Rüyamda, iki Dışişleri Bakanı’nın çocuklarını, babaları arasındaki gerginlikten dolayı üzgün olduğunu gördüm. Sonra Zebari ve Muallim’e, ‘Kızlarınızı bana verin, Türkiye’ye götüreyim, kendi kızımla arkadaş olsunlar. Böylelikle aranızdaki sorunlar da çözülsün’ dedim. O gün açıkçası, Suriye - Irak - Türkiye toplantısına o rüyanın verdiği psikoloji ile girdim.

***

18 Mart günü yaşananları biliyorsunuz…

Çanakkele Zaferi’nin 97’nci Yıldönümü ve Şehitleri Anma Günü askeri şehitlikte düzenlenen törende Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da bulunuyordu.

Tören sırasında elinden tutan, babasını hiç görmediğini söyleyen Gülnisa Alkış’a sarılıp, alnından öperek, telefon numarasını veren Bakan Davutoğlu, “Beni baban kabul eder misin?” dedikten sonra “Ne zaman bir baba sesi duymak istersen beni ara” demişti.

Daha sonra da Sayın Bakan Gülnisa ile görüşerek Ankara’daki evine davet etti…

***

Yine aynı programlar dâhilinde…

2010 yılında Siirt’in Pervari kırsalında şehit düşen Piyade Üsteğmen Mustafa Çuhadar’ın 4 yaşındaki kızı Mehlika Nur Çuhadar’ın babasının madalyasını alırken Bakan Davutoğlu’nun kucağında “Babam cennette olmasaydı bu madalyayı o alacaktı” sözlerinden hepimiz gibi Bakan Davutoğlu da çok etkilendi. Küçük kızı öpen Davutoğlu, “Bu küçücük kızımız bile böyle metanetliyse bizi kimse yıldıramaz” diyerek duygularını dile getirdi.

***

Sayın Davutoğlu’nun, samimiyetle ortaya koyduğu bu güzel davranışların tüm ‘devletlû’lar tarafından özümsenmesi çok önemli. Davutoğlu’nun, kızına gösterdiği yakınlıktan dolayı çok mutlu olduğunu belirten 34 yaşındaki Esengül Alkış’ın şu sözleri, Sayın Bakan’ın ne kadar değerli birisi olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor:

Bu şekilde çocuğuma kimse sahip çıkmamıştı. Bugüne kadar çok bakan ve milletvekili gördük. Dışişleri Bakanımız bu kadar candan sıcak gerçekten baba şefkati gösterir gibi çocuğumun elinden tuttu. Başını okşadı. Halini hatırını sordu ve telefon numarasını bıraktı. Ben şoka girdim ve şaşırdım. Manevi desteğe çok ihtiyacımız var. Bakanımız Davutoğlu da bunu çok iyi gösterdi. Mutluyuz ve gurur duyduk.

Görüyor musunuz?

Gayet açık: Onun dünya ülkeleri nezdinde son derece önemli olan rolü, biraz da bağrında taşıdığı baba hissiyatından besleniyor.

Ve dünya ülkelerindeki kargaşaya müdahil olurken, gözlerinin önüne hiç şüphesiz kızları Fatmanur, Gülnisa, Mehlika Nur ve diğerleri geliyor.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum