Bu ülke..

Bu ülke her bahar barış ve

kardeşliğin türküsünü söylemeli

 

Nihayet bahar yüzünü gösterdi.

Bahar her zaman umut demektir, güzellik demektir.

Bahar yeniden canlanan tabiat demektir…

İliklerimizin yavaş yavaş ısınmaya başladığını hissediyoruz.

Güneş ışınları serotin salgılayarak bizi mutlu kılıyor.

Hayata daha pozitif bakabiliyoruz.

Mutlu olmak için bin dereden su getirmiyor, güneşin ışıması bize yetebiliyor.

Ancak baharla birlikte bir takım olaylar da aklımıza düşmüyor değil…

Yüzlerce yıldır bir devlet töreni niteliğinde olmasa bile bizlerin mahallelerimizde, köyümüzün kentimizin piknik alanlarında kutladığı günler olarak aklımızda kalıyor.

Hatta bu süreç Hıdırellezle birlikte nihayete eriyor ve bir anlamda dini bir nitelikte kazanıyor.

Oysa son zamanlarda bahar bayramını gerilime, kine, nefrete dönüştürmek isteyenler var. Bahaneyle araçları yakanlar, esnafa hayatını zehir edenlere rastlıyoruz.

Bu olaylar bahar çiçekleri açtırmaz olsa olsa kin ve nefret tohumlarının aramıza saçılmasına sebebiyet verir.

Yüzlerce yıldır bir ve beraber yaşayan bizler, farklılıkları zenginliklerimiz olarak kabul etmek yerine bu farklılıklar üzerinden ayrışmanın, bölünmenin tohumlarını ekmemeliyiz.

Bu ülke hepimize yeter.

 Bu ülke kışıyla, yazıyla, baharıyla yüzlerce yıldır bizim, hepimizin…

 Bu ülke, horonuyla, zeybeğiyle, halayıyla bin bir rengiyle yüzlerce yıldır barış ve kardeşliğin türküsünü söyledi.

Dünyaya farklılıkların nasıl bir arada yaşayabileceğini en güzel şekilde gösterdi.

Bu ülke, bundan sonra da barış ve kardeşliğin türküsünü söylemeli, dostu sevindirmeli, düşmanı üzmeli.

Biz her bahar yeniden aşık olmalı, kardeşliği, barışı bu ülkenin semalarında bir güvercin misali yeniden uçurmalıyız.

O türküyü her daim söyleyen, gençliğini o Türküye vakfeden Muhsin Yazıcıoğlu da bir Bahar günü bizi terk edip gitmişti.

Yazıcıoğlu İslam Ahlakı ve Türk töresi ile yetişen ve davası uğruna her türlü cefayı çeken bir Sivas delikanlısı olarak siyasi tarihimize girmiş ve aynı idealler peşinde koşarken bir bahar günü aramızdan ayrılmıştı.

Geçtiğimiz günlerde Tacettin Dergahında tomurcuğa durmaya hazırlanan ağaçların gölgesinde O’nu rahmet ve minnetle anan sevenleri vardı.

Ülkücülüğün derdini cefasını çekenler, başka siyasi partilerde, başka başka kuruluşlarda olsalar da aynı şey için gelmişlerdi oraya.

Kendi içlerinden çıkan bu yiğit vatan evladına dua için…

Allah rahmet eylesin.
Mekanı cennet olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar