Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (1)

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: (1)

"(Fransa Cumhurbaşkanı) Macron dün basınla bir araya geldiğinde Türkiye'de basın özgürlüğüyle ilgili bazı ifadeler kullandı. Bu değerlendirmelerinin bir bilgi eksikliğine dayandığını düşünüyoruz, eğer önyargılı bir değerlendirme yahut bir hüküm verme söz

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un basınla bir araya geldiğinde "Türkiye'de basın özgürlüğü" ile ilgili bazı ifadeler kullandığını belirterek, "Bu değerlendirmelerinin bir bilgi eksikliğine dayandığını düşünüyoruz, eğer önyargılı bir değerlendirme yahut bir hüküm verme söz konusu değilse, tabii ki bunları yarın konuşacağız fakat şunun altını çizeyim, Türkiye'de yargı ile konular, yargının uhdesindedir. Bir kişinin gazeteci olması veya başka bir görevde olması, onun masum olduğu, suç işlemeyeceği anlamına gelmez." dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, geçen yıl 24 ülkeyi ziyaret ettiğini anımsatan Kalın, bu yıl da yoğun diplomasi trafiğinin devam edeceğini söyledi.

Kalın, 2018'in Türkiye açısından ekonomiden enerjiye, bilim, sanat ve düşünceden dış politikaya kadar birçok alanda yeni atılımların yapıldığı bir yıl olacağına işaret etti. Ekonomik tabloya bakıldığında bunun çok net görüldüğünü belirten Kalın, "2017 yılında Türkiye, yüzde 11,1 büyüme oranıyla dünyada hakikaten rekor sayılacak bir büyüme oranı yakaladı. 15 Temmuz darbe girişimi gibi büyük bir hadiseyi çok kısa sürede atlatmış olması, Türk ekonomisinin bünyesinin ne kadar güçlü olduğunun göstermesi açısından da ayrıca önem arz ediyor." diye konuştu.

İşsizlik konusunda istihdam seferberliğinin olduğuna ve bunun meyvelerinin de alınmaya başlandığına dikkati çeken Kalın, 2011'den beri işsizlik oranında ciddi bir düşüş gerçekleştiğini, bunun 2018'de de devam etmesinin beklendiğini kaydetti.

Kalın, taşeron işçilerle ilgili daha önce verilmiş bir sözün hayata geçirildiğini vurgulayarak, "Yaklaşık bir milyon hatta bir milyondan fazla taşeron işçinin kadroya alınmasıyla ilgili gerekli düzenlemeler yapıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın yaptığı açıklamalarla, bugünlerde ve önümüzdeki haftalarda tam manasıyla hayata geçirilecek. Bunun da iş dünyamıza, taşeron işçilerine ve ailelerine çok ciddi bir katkı sağlayacağını biliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Güvenlik noktasında kat edilen mesafeyle paralel olarak turizm alanında ciddi bir ivme kazanıldığını ifade eden Kalın, "Geçen yıl 32 milyon olan turist sayısının, bu yıl tekrar 37, 38 hatta 39'lara doğru çıkmasını bekliyoruz." ifadesini kullandı.

Kalın, bütün bunların Türk ekonomisinin bünyesinin ne kadar güçlü, ekonomi yönetiminin aldığı kararların da ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha teyit ettiğine dikkati çekti.

Geçen yıl özellikle döviz kuruyla ilgili pek çok spekülasyonun yapıldığını hatırlatan Kalın, bunların hiçbirisinin doğru olmadığının tam tersine özellikle dış ticaret noktasında son çeyrekte yine bir rekora imza atıldığının altını çizdi.

- "Fransa İslam Konseyi Başkanı'nı kabul edecek"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın Fransa'ya gideceğini dile getiren Kalın, ziyarette ikili ilişkilerin ve bölgesel konuların ele alınmasının planlandığını bildirdi.

Kalın, Avrupa ülkeleri içerisinde Türkiye'nin Fransa ile çok eskiye giden köklü ilişkileri bulunduğuna işaret ederek, "Bugün Fransa, Almanya'dan sonra aynı zamanda bizim Avrupa'daki en büyük ticaret ortaklarımızdan birisidir. Türkiye'de binlerce Fransız firması iş yapmaktadır, aynı şekilde Türk iş adamlarının Fransa'da yatırımları yahut da ortaklıkları bulunmaktadır, bütün bu konuları da ele alacağız." diye konuştu.

Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile yapacağı görüşmeden sonra iş çevreleriyle de yarın öğleden sonra bir araya geleceğini bildiren Kalın, şöyle devam etti:

"Fransa'da bizim 700 bin soydaşımız yaşamaktadır. Bu soydaşlarımız Türkiye ile Fransa arasında çok önemli bir köprü vazifesi görmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız, programı çerçevesinde yarın bu topluluğun temsilcileriyle de bir araya gelecek, sorunlarını dinleyecek. Özellikle son dönemde Avrupa'da yükselişe geçen aşırı sağ İslamofobik akımlara karşı neler yapılabilir, bunları hem Sayın Macron ile görüşecek hem de Türk STK'larının temsilcileriyle bir araya gelmek suretiyle bunları da değerlendirecek.

Ziyaret çerçevesinde Fransa İslam Konseyi Başkanı'nı heyetiyle kabul edecek. Böylece Fransa'da yaşayan Müslümanların temel sorunlarını birinci elden dinleme imkanı bulacak. Bu konuda istişareler yapıp, biz de üzerimize ne düşüyor, ne tür tedbirler alabiliriz, ne tür adımlar alabiliriz durumu iyileştirmeye yönelik ne tür çalışmalar yapabiliriz, bunların bir değerlendirmesini yapacağız."

- "Fransa'nın ilkeli duruşundan memnuniyetimizi ifade ediyoruz"

Fransa ziyaretinde bölgesel konuların da ele alınacağını vurgulayan Kalın, "Özellikle son dönemde Kudüs meselesinde, Fransa'nın gösterdiği ilkeli duruştan memnuniyetimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Ve bundan sonra da Kudüs ve Filistin meselesinde, barış sürecinde birlikte neler yapabiliriz, Ortadoğu barış sürecini canlandırmaya dönük adil, sürdürülebilir, kalıcı bir barışın tesisi için ne tür adımlar atılabilir, bununla ilgili istişarelerimizi de yapacağız." dedi.

Kalın, Suriye, Irak, terörle mücadele, Türkiye-AB ilişkilerinin de bölgesel ve küresel konuların arasında yer alacağını ifade etti.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, dün Türkiye ile ilgili yaptığı açıklamayla ilgili birkaç hususa değinmek istediğini dile getiren Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın Macron dün basınla bir araya geldiğinde Türkiye'de basın özgürlüğüyle ilgili bazı ifadeler kullandı. Bu değerlendirmelerinin bir bilgi eksikliğine dayandığını düşünüyoruz, eğer önyargılı bir değerlendirme yahut bir hüküm verme söz konusu değilse, tabii ki bunları yarın konuşacağız fakat şunun altını çizeyim, Türkiye'de yargı ile konular, yargının uhdesindedir. Bir kişinin gazeteci olması veya başka bir görevde olması, onun masum olduğu, suç işlemeyeceği anlamına gelmez. Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu terör ve güvenlik tehditlerini dikkate aldığınızda, zaman zaman Avrupalı dostlarımızın bu tehdidin boyutlarını tam manasıyla kavrayamadığını ya da daha da kötüsü zaman zaman terörle mücadele noktasında çifte standart bir tutum içerisinde olduklarını gözlemliyoruz."

- "Belgeleriyle, yarın Sayın Macron'a iletilecektir"

Kalın, Türkiye'nin şu anda üç terör örgütüne karşı aynı anda mücadeleyi sürdürdüğüne vurgu yaparak, "Nitekim şu anda yargıda olan, gazetecilerle ilgili ya da basınla ilgili konular da ya PKK terör örgütünün üyesi olmuş veya onlara yardım yataklık yapmış kişilerdir ya FETÖ mensuplarıdır ya DEAŞ ile ilgili olanlardır ya da birtakım adi suçlar gibi konulardır. Bunları tabii ki detaylı olarak belgeleriyle birlikte, yarın Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Macron'a da bunları iletecektir." diye konuştu.

Altını çizmek istediği bir nokta olduğunu belirten Kalın, Paris ve Nice saldırılarından sonra Fransa devletinin olağanüstü hal ilan etmek suretiyle ne tür tedbirler aldığını herkesin bildiğine işaret etti. Kalın, şunları söyledi:

"Yani sosyal medya üzerinden saldırıları hafife alan kişileri, bakın hafife alan yani destekleyen bile değil, nasıl derhal tutuklandığını, mahkemeye çıkartıldığını biz biliyoruz. Bu saldırılar sonrasında ana akım medyada ya da sosyal medyada görüşlerini açıkladığı için takibata uğrayan kişileri biliyoruz. Yine OHAL kapsamında ifade özgürlüğünün güvenlik gerekçeleriyle sınırlandırılabileceğini, onlarca verebileceğimiz örnek var, sadece Fransa'da değil Almanya'da, İngiltere'de diğer Avrupa ülkelerinde bunun pek çok örneğini biz gördük.

Bu tür kanuni düzenlemeler Avrupa'da yapıldığı, mahkeme süreçleri hayata geçirildiği zaman, bunlar kamu düzenini temin etmek, vatandaşın can ve mal güvenliğini güvence altına almak için atılan adımlar olarak değerlendirilirken, benzer tedbirleri Türkiye aldığında nedense bu hemen 'ifade ve basın özgürlüğünün ortadan kaldırılması' olarak ifade edilmekte yahut yaftalanmaktadır. Bunu bizim kabul etmemiz mümkün değil. Bu, terörle mücadelede bir çifte standarttır."

Kalın, İngiltere'den örnek vererek, "Orada bırakınız terör eylemlerine katılmayı, terörü övmek dahi bir suçtur. Yani doğrudan ya da dolaylı olarak herhangi bir yerde terörü övdüğünüz zaman da bu kanuni hükümler çerçevesinde dava konusu edilecek bir meseledir." ifadesini kullandı.

Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığını anımsatan Kalın, "251 şehidimiz, bin 193 gazimiz var. Biz bunları Avrupalı muhataplarımıza her seferinde ısrarlı ve detaylı bir şekilde anlatıyoruz. Aynı şekilde PKK terörünün yıllarca bu ülkeye yaptığı zararlar ortadadır. Bu terörle mücadelede de kararlılıkla sonuna kadar elbette gideceğiz. Burada aynı şey DEAŞ, DHKP-C için diğer terör örgütleri için de söylenebilir. Dolayısıyla burada 'ifade özgürlüğü' söylemi üzerinden Türkiye'nin terörle mücadelesine gölge düşürmeye çalışan çevrelerin, Türkiye'nin gerçeklerini daha iyi anlamaları gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :