Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında

Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı yayında

Erdoğan: (4)- "Bizim rejimle bir sorunumuz yok. Türkiye'de rejim olayı 1923'te bitmiştir. Artık rejim konusu diye bir şey yok. Şu andaki konu; bir yeni yönetim sistemidir. Atılan adım bunun üzerinedir. Asla rejim, hiç gündeme gelmemiştir. Bizim 14 yıllık

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim rejimle bir sorunumuz yok. Türkiye'de rejim olayı 1923'te bitmiştir. Artık rejim konusu diye bir şey yok. Şu andaki konu; bir yeni yönetim sistemidir. Atılan adım bunun üzerinedir. Asla rejim, hiç gündeme gelmemiştir. Bizim 14 yıllık yönetimimizde hiç rejim gündeme geldi mi? Ama ne yazık ki bunlar duymuyorlar ama uyduruyorlar." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde düzenlenen A Haber, ATV ortak yayınındaki "Gençlerle Büyük Buluşma" programında, üniversite öğrencilerinin sorularını yanıtladı.

Bir soru üzerine, Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminde yaralanan vatandaşların Külliyeden çıkarak yürüyüşler yaptıklarını anlatarak, "Bu aşk başka bir şey, dertli olmak başka bir şey, iman başka bir şey. Rabbim inşallah hepimizi bu inançla, bu imanla kendi yolunda yürüyenlerden eylesin. Rabbim aynı şekilde o şehadet makamını bizlere de nasip eylesin. Bu olursa zaten birçok şeyler olur. Bu olmazsa olmaz." şeklinde konuştu.

"Öbür tarafta bakıldığında yine aynı şekilde öyle şeyler konuşuluyor ki bunları anlamak mümkün değil. Orada bayan sıkıştırıyor kendisini 'niye istifa edeyim ki' diyor" ifadesini kullanan Erdogan, şunları söyledi:

"Batıda bir lider veya bir genel başkan iki seçim kaybetsin çekilir, durmaz. Yedi seçim kaybediyorsun hala direniyorsun. Ne diyor? 'Kontrollü darbe' diyor. Bununki de kontrollü koltuk. Niye? Kasetle geldi kardeşim bu. Sayın Baykal'ın yanından çıktığı zaman gazeteciler sordu. 'Ne düşünüyorsun adaylık falan böyle bir şey var mı?' diye. 'Hayır ben böyle bir şey düşünmüyorum' diyor. Ertesi gün bir de baktık adaylığını açıkladı. Bu şekilde bir yalan makinasıyla Türkiye karşı karşıya veya CHP karşı karşıya. Böyle bir ana muhalefetin olması da iktidar partisinin işini kolaylaştırıyor yani."

Erdoğan, bir öğrencinin "yeni sistemle üniter yapının bozulacağı, ülkenin kararnameler ile yönetilen bir ülke haline geleceği, muhtarlıkların, lokantaların kapatılacağı" iddialarını sorması üzerine, şöyle konuştu:

"Öncelikle bir defa gerek şahsım, gerek Başbakan, biz sürekli olarak Türkiye'nin üniter yapıyla ilgili bir sorunu yoktur, bunu defaatle açıkladık. Bunu açıklamamıza rağmen işte başta bu ana muhalefetin başındaki zat, bunlar hep böyle akılları bulandırmak için bunu gündeme getiriyorlar. Şahsen Cumhurbaşkanı olarak benim olduğum dönemde asla ve kat'a ki başbakanımı da bu konuda refere ederim. Çünkü beraber yol arkadaşlığımız var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken sayın Binali Yıldırım İDO'nun genel müdürüydü. Oradan başlıyoruz. Aynı semtin çocuklarıyız. O da Kasımpaşalı'dır, oradan geliyoruz."


- "Kılıçdaroğlu Hakkari'de bir tane Türk bayrağı dalgalandıramadı"

Üniter yapı ile ilgili herhangi bir sorunun olmadığını hep açıkladıklarını ve hep buna vurgu yaptıklarını kaydeden Erdoğan, "Şimdi birileri kalkıyor ikide bir, 'bunlar üniter yapıdan vazgeçecekler, işte Türkiye'nin...' Bir defa özellikle bu Türkiye'nin Güneydoğusunda bazı operasyon yapmak isteyenlere karşı en diri çıkışı biz yaptık. Hakkari'ye, parti genel başkanıyım gittim. Ben Türk bayraklarıyla gittim. Türk bayraklarıyla beraber orada mitingimi yaptım ama Sayın Kılıçdaroğlu Hakkari'de bir tane Türk bayrağı dalgalandıramadı. Desteği nereden aldı biliyor musunuz? HDP'den aldı. Bunlar hep kayıtlarda var. HDP'den aldığı destekle Hakkari'de miting yaptı. Zaten Güneydoğuya baktığınız zaman onların pek teşkilatını göremezsiniz. Pek oralarda miting yaptıklarını da göremezsiniz. Arada sırada bir öyle bir yerlerde görünürler. O kadar." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda gerek şahsının, gerekse Başbakan Binali Yıldırım'ın gidilmedik il bırakmadığını, 81 vilayetin tamamına gittiklerini belirterek, "Büyükşehirler, iller hatta hatta ilçeler, hepsine gidiyoruz. Niye? Çünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne girerken bunu milletimize çok iyi anlatmamız lazım. Yani bunu Şırnak'taki de bilecek, Hakkari'deki de bilecek, Iğdır'daki de bilecek, 30 büyükşehirin tamamı da bilecek. Bunu anlatıyoruz. Şu anda da vatandaşlar her geçen gün bu işi çok daha iyi hazmetmiş durumdalar." şeklinde konuştu.

Yarın Erzurum'a gideceğini, akşam İstanbul'a gelerek gazilerle, şehit aileleriyle Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu'nda bir toplantı yapacağını hatırlatan Erdoğan, onlara da bunu anlatacaklarını, bugün de öğrencilerle buluştuğunu, işin teknik detaylarına da öğrencilerle girdiklerini vurguladı.


- "18-25'de zaten güçlü bir parlamento geliyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, soru yönelten öğrenciye yönelik "Siz kamu yönetimi, siyaset bilimi okuyorsunuz. Buradan birinci derecede ilk tavsiyem şu, dil konusunu muhakkak çözmelisin. Ne kadar güzel. Bununla bir de tabi siyaset biliminde özellikle hem uluslararası, hem ulusal bazda siyaset biliminde iletişimi çok iyi kavramak lazım ki ben bunu diğer bir ifadeyle siyaset dilini çok iyi kavramak olarak bunu ifade ediyorum. Siyaset dilini iyi kavradığınız zaman bana göre siyaset biliminde çok ciddi mesafe alma kabiliyetini de yakalarsınız." ifadelerini kullandı.

"Örneğin Türkiye'de 2019 Kasım'ında başkanlık seçimi yapıldığında, artık başkan dışarıdan rahatlıkla elemanlar alacak." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Benim burada bir tezim var. 657 sayılı özellikle bu istihdam politikasının değişmesi lazım. Nedir bu? Mesela 12 yıl dolmadan birisi müsteşar olamaz. Bu yanlış bir şey, bunun değişmesi lazım. Temenni ederim ki o dönemde parlamento içinde bir mutabakat, bir uzlaşma sağlanır da bunlar da kalkar. Mesele yıl değildir, mesele hem bilgidir hem de o bilgiyi iyi yönetmek dedim ya, odur. Şimdi bugün özel sektöre bakın. Özel sektörün içerisinde 25 yaşında bir gencin ama iyi yetişmiş bir gencin, 30 yaşında bir gencin ama iyi yetişmiş bir gencin bakıyorsunuz 5 milyar dolar, 10 milyar dolarlık bir şirketi babası ona veriyor, o yönetiyor. Bütün mesele nedir? O kabiliyetin olmasıdır. O kabiliyeti yakaladığınız saman zaten alır, işi götürürsünüz. Türkiye'de de biz artık bunu yakalamamız lazım.Yani illa böyle 12 yıl çalışsın, ondan sonra müsteşar olsun, yok. Bir defa akıl yaşta değil baştadır. Buna bakacağız biz. İnşallah sizler de bu yasayı değiştirmek suretiyle bir adım atılırsa ki bu tabi Anayasal bir umde olduğu için değiştirmek mümkün olmuyor. İnşallah bununla birlikte daha dinamik, çok daha güçlü, hem parlamento, çünkü 18-25'de zaten güçlü bir parlamento geliyor ama devletin kademelerinde de çok daha güçlü bir ekibin oluşturulması, kadroların oluşturulması inanıyorum ki gençliğimizin önünü de açacaktır."


- "Bizim rejimle bir sorunumuz yok"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir başka öğrencinin "Değişecek olan şeyin bir sistem değil rejim olduğu söyleniyor. Eğer ki bu değişiklik 16 Nisan'da kabul görürse Atatürk inkılapları ve Cumhuriyet kazanımları nasıl garanti altına alınacak? Göründüğü üzere programlarınız çok yoğun. Hiç ailenizde buna sitem oldu mu ya da eşinizin 'Tayyip bey eve gelirken bir ekmek al demeyi özledim' dediği oldu mu? şeklinde sorduğu soruyu da, şöyle yanıtladı:

"Öncelikle bir defa bizim rejimle bir sorunumuz yok. Türkiye'de rejim olayı 1923'te bitmiştir. Artık rejim konusu diye bir şey yok. Şu andaki konu; bir yeni yönetim sistemidir. Atılan adım bunun üzerinedir. Asla rejim, hiç gündeme gelmemiştir. Bizim 14 yıllık yönetimimizde hiç rejim gündeme geldi mi? Ama ne yazık ki bunlar duymuyorlar ama uyduruyorlar. Ben İstanbul'a büyükşehir belediye başkanı oldum, olmamdan hemen birkaç gün önce söylenen ne biliyor musunuz? 'Eğer Erdoğan belediye başkanı seçilirse otobüsleri ikiye ayıracak. Kadınlar, erkekler...' Tabi belediye başkanı olduk. Pendik'te bir tren kazası oldu ve bir bayan kardeşimiz orada maalesef öldü. 'Bak demedik mi? Kadıncağızı attılar ve kadın öldü.' Kim? 'İşte belediye yetkilileri'. Bunlar bu bu denli iftira üzerine kurulu hep kampanya yürütmüşlerdir ve bunu her zaman yapmışlardır. Bugün de yapıyorlar, yarın da yapacaklar. Çünkü hayatları hep bunun üzerine kurulu. Dürüst olun, doğru olun. Yani işte bu yalanlar bugüne kadar size bir şey kazandırmadı. Bundan sonra da bir şey kazandırmayacak.

Siz rahmetli Menderes ipe götürüldüğü zaman, iki arkadaşı ipe gönderildiği zaman o CHP ne yazık ki en ufak bir onları destekleyen ses çıkarmadı. Tam aksine destekledi. Partimizin kapatılması gündeme geldiği zaman bu Baykal denilen zat 'İyi ki Ankara'da yargıçlar var' dedi. Bir taraftan demokrasi, öbür taraftan ülkenin en büyük partisi ve 360 civarında milletvekili var parlamentoda ve bu parti kapatılmak isteniyor. O ise o parlamentoda ana muhalefet partisi, o zaman genel başkan bu ifadeyi kullanıyor. Böyle bir demokrasiye inanmak olabilir mi? Bunlar asla samimi değil. Onun için de hiçbir zaman işte baltaya sap olamadılar ve olamayacaklar da. Biz bu yolda inandık milletimizde bizi dikkat edin devamlı sahiplendi."

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ailem zaten benimle beraber yürüyor. Eşim benimle beraber, çocuklarım benimle beraber. Hepsi sağ olsunlar beraber koşturuyoruz. Beraber yürüdük çünkü biz bu yollarda. Başından beri, evlendiğim andan itibaren, şu anda da beraber yürümeye devam ediyoruz. İşte bu gün Şanlıurfa'da yine beraberdik. Sadece benimle kalmıyor. O da gidiyor konuşmalar yapıyor aynı zamanda değişik yerlerde. Kızlarım aynı şekilde, değişik STK'larda, sivil toplum örgütlerinde kızlarım konuşmalar yapıyorlar. Oğlum aynı şekilde Türkiye'yi şu anda mekik dokur gibi dokuyor. O da koşturuyor. Allah onlardan da razı olsun. Evlatlarımın hepsi de iyi yetiştiler. Onlara da mesela kızlarıma bu ülkede okuma hakkı verilmedi. Bu ülkede okuyamadıkları için imkanımız müsaitti ve yurt dışına gönderdik. Yurt dışında da en iyi üniversitelerde okudular, yetiştiler ve dönüp geldiler. Oğlum öyle. O da en iyi üniversitede okudu. Masterini Harvard'da yaptı. Büyük kızım Berkeley'de doktorasını yaptı. Küçük kızım London School of Economics'de aynı şekilde masterini yaptı. Demek ki kapılar açılıyor. Kendi ülkesinde, öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya... Bana batılı dostlar diyordu ki 'Siz Müslüman değil misiniz?' Müslümanız. 'Peki niye sizin kızınız Türkiye'de okuyamıyor?' İşte anlatıyoruz. Kimin sistem sıkıntısı olduğunu, kimin rejim sıkıntısı olduğunu anlatıyoruz. Asıl rejim sıkıntısı olan da onlar. Onlar hiçbir zaman Cumhuriyet rejimine, cumhurun rejimine sahip çıkmadılar. Şu anda da her şey gayet iyi gidiyor. Ama ben gittiğim yerlerden oraların geleneksel yiyecekleri nelerse, onlardan alıp getiriyorum."


- "Son 20 ayda 10 bini aşkın teröristi etkisiz hale getirdik"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda izletilen videoda yer alan, vatandaşların "Bunca yaşanan sıkıntılardan, olaylardan, bu iç savaşlara kadar gelebilecek durumlardan hiç bırakıp gitmeyi düşünmedi mi? Cumhurbaşkanımız kendi eşine özel bir şiir yazdı mı?" şeklindeki sorularını da cevapladı.

Kendisinin şairliğinin, şiir yazarlığının olmadığını ancak iyi şiir okuduğunu belirten Erdoğan, "Öyle diyorlar. Bir kaset doldurdum. Cezaevine girmeden önce bir buçuk milyon sattı. Onu da o zaman ben bir vakfa hibe etmiştim. Tamam siz satın diye. Şimdi teklifler gelmeye başladı. İşte bu seçimden sonra şöyle bir CD yapsak diye. Dedim önce bir seçimi bir hayırlısıyla atlatalım, bitsin bu iş. Bittikten sonra onu yaparız dedim. Yani Cumhurbaşkanı olduğu için yapmadı, böyle bir derdim yok. Seviyorum şiiri. Bunu özellikle okuyarak da bütün gençlerle, halkımla da paylaşmak istiyorum." dedi.

Erdoğan, terörle mücadelede, iç savaş tanımının biraz fazla olacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Olaya iç savaş demeyelim. Türkiye iç savaşın içerisinde olan bir ülke değil. Türkiye şu anda terörle mücadele eden bir ülke. Özellikle de şu anda ağırlıklı olarak PKK, DEAŞ yurt içinde bunlarla bir mücadelemiz var. Özellikle şurada son 20 ayda 10 bini aşkın teröristi etkisiz hale getirdik. Çok yoğun bir çalışma yapıyoruz. Tendürek Dağlarında, Gabar'da, Cudi'de, Besler derelerinde oralarda mağaralara girmek suretiyle, silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, gerçekten güvenlik güçlerimiz cansiperane bir mücadele sürdürüyorlar. Allah onlardan razı olsun. Tabi şehitlerimiz var ama artık mukayese edilemeyecek derecede teröristi de etkisiz hale getirdik. Terör ilminde başarılı olmanın şeyi bire beştir. Eğer siz bir kaybediyorsanız 5 karşı taraftan kaybedilmesi lazım. Şu anda bunun çok çok fevkinde sürdürdük. Yani bir şehidimiz bizim varsa onlardan en az 5 tane etkisiz hale getirmek lazım. Bu mücadeleyi şu anda şu şekilde sürdürüyoruz ve bunu şu anda bütün güvenlik güçlerimiz yakalamış durumda."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :