Cumhurbaşkanı Erdoğan BBC'ye konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan BBC'ye konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan (2):- "Biz, krizlerin tarafı değiliz, biz tam aksine Körfez'de bir diyalog, bir barış, bunun yoluyla süratle bir çözüm arayışı içerisindeyiz. Türkiye, asla bu bölgede Müslüman'ın Müslüman'a kırdırılmasını istemez ve Müslüman'ın Müslü

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Körfez'de diyalog ve barış yoluyla çözüm arayışı içinde olduklarını belirterek, "Türkiye, asla bu bölgede Müslüman'ın Müslüman'a kırdırılmasını istemez ve Müslüman'ın Müslüman'la savaşını biz istemiyoruz, biz artık bunlardan bıktık." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BBC'de yayınlanan "HARDtalk" programına verdiği özel mülakatta gündeme ilişkin konular hakkında değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

Mülakatı yapan gazetecinin, "Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler hiç olmadığı kadar düşük bir seviyede seyrediyor şu anda. Özellikle Almanya ile ilişkiler görülmedik derecede zayıf. Şu anda sizlerle Şansölye Angela Merkel arasındaki asıl problem nedir acaba?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şu anda benim Merkel’le ikili olarak aramızda bir problem olduğunu söyleyemem. Şu andaki en önemli sıkıntı, Türkiye ve AB arasındaki süreçtir yani 1963 ve 2017, yani böyle bir süreç içerisinde Türkiye’ye uygulanan bu yaklaşım tarzı hiçbir ülkeye uygulanmamıştır. Dolayısıyla Avrupa Birliği samimi değildir, bu samimiyetsiz yaklaşımını ortadan kaldırması lazım ve bugüne kadar verdikleri sözlerin hiçbirinde durmamışlardır. Şu anda 14 fasıl ancak açılmış ama kapanmamıştır.

Bakın, son mülteciler konusunda da mülteciler konusunda biz, 3 milyon şu anda bizde Suriyeli mülteci var ve bizim yaptığımız harcama şu ana kadar, 800 milyon avro ve biz bu harcamaları yapmışız. Onlar bize, 3+3 milyar avro ödeyeceklerini söylediler 2016’da, şu ana kadar bize ne yazık ki bu 800 milyon avro dışında ödenen hiçbir şey yok."

Erdoğan, "Türkiye, sizce AB'nin içinde mi yoksa dışında mı kalsa daha iyi olur? Sizin kişisel görüşünüz nedir? İçeride olmak mı daha iyi, dışarıda kalmak mı daha iyi?" şeklindeki soru üzerine, "Şimdi biz, verdiğimiz sözü tutuyoruz fakat AB, bu noktada bize karşı çok açık, net olur da mesela 'Biz Türkiye’yi AB'ye alamayız.' derse, bu bizi rahatlatır. Biz de B planımızı, C planımızı uygulamaya koyarız yani bizim için AB olmazsa olmaz bir yer değil. Türkiye, ayakları üzerinde duran, bugün kişi başına milli geliri 11 bin doları aşmış bir ülke." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kişisel olarak Türkiye’nin AB’nin dışında olmasının daha iyi olacağını söylüyormuşsunuz gibi geliyor bana." şeklindeki soruya da şu yanıtı verdi:

"Başbakan olduğum ilk zamanlarda bizim AB’deki lider zirvesinde bize yaklaşımları şuydu: 'Türkiye, bir sessiz devrim yaptı.' diyorlardı ama şimdi aynı Avrupa, ne yazık ki bizi liderler zirvesine davet etmedikleri gibi, devamlı oyalıyorlar. Şu anda benim halkımın büyük bir çoğunluğu AB’yi aslında istemiyor, AB’nin bize karşı yaklaşımını da samimi bulmuyor. Dolayısıyla biz buna rağmen AB'ye karşı samimiyetimizi bir müddet daha devam ettireceğiz, bakalım nereye varacak?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson'un kendisi hakkında yazdığı ve kaba ifadeler içeren mektuptan dolayı özür dileyip dilemediğinin sorulması üzerine, "Boris Johnson’ın benimle ilgili böyle bir kaba mektup kaleme aldığını doğrusu ben geçmiş, mazide kalmış bir yazı olarak olabilir ama benim ondan sonra Boris’le yaptığım çok görüşmeler var ve Boris’in Türkiye’ye karşı olan bu noktadaki muhabbetini de gayet iyi biliyorum ama sen belli ki Boris’le bizim aramızı açmak istiyorsun, bu oyuna ben gelmeyeceğim. Bizim aramız onunla gayet iyidir." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım'ın İngiltere Başbakanı Theresa May’le yaptığı görüşmelerde Brexit'ten sonra iki ülke arasındaki ikili ve ticari anlaşmaların Türk vatandaşlarının İngiltere'de serbest dolaşımına imkan verilmesi şartına bağlanıp bağlanmadığı sorusuna, "Bizim G-20’de May ile dar kapsamlı görüşmemiz oldu. Bu görüşmelerde de Türkiye-İngiltere ilişkilerini çok daha iyi bir konuma getirmenin adımlarını atacağımızı, her alanda yani bu ekonomik, kültürel, savunma sanayisi ve bütün bunların yanında tabii Türkiye ve İngiltere arasındaki ikili ilişkileri Avrupa Birliği bağlamında değil, ikili ülkeler olarak değerlendirmenin kararlılığı içerisinde olalım dedik." yanıtını verdi.

"Başbakan Yıldırım'ın ifade ettiği gibi bu, bir şarttır diyebilir misiniz? 'Brexit sonrasında ikili bir anlaşma, ticari anlaşma imzalanacaksa Türk vatandaşlarının serbest dolaşımına imkan sağlanmak zorundadır diyebilir misiniz?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, "Yani ikili anlaşma çerçevesinde bu, her iki ülkenin kararlılığıdır. Yani burada İngiltere'nin böyle bir kararı vermesi halinde Türkiye, olarak biz de böyle bir kararı veririz." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, "Bu, bir hedef mi peki? Böyle bir anlaşmanın hedefi midir?" sorusuna da "Neden olmasın?" karşılığını verdi.

- "Biz krizlerin tarafı değiliz"

"Türkiye, gerçekten çok önemli bir ülke. Özellikle dünya sahnesinde çok önemli bir rol oynuyorsunuz. NATO'nun bünyesindeki en büyük ikinci orduya sahipsiniz. Ortadoğu'da özellikle kilit bir role sahipsiniz. Şunu sormak istiyorum. Katar ve Körfez ülkeleri arasındaki gerginliğe ilişkin, Katar'a verilen listede Türk üssünün kapatılması dile getirilmişti ve askeri birliklerin çekilmesi istenmişti. Sizce buradaki gerginliğin askeri bir gerginliğe dönüşmesi tehlikesi var mı? Buna karşı cevabınız ne olurdu? Siz burada bir taraf olur musunuz? sorusunun yöneltildiği Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi bakın, bu soruyu bana soruyorsunuz da böyle bir soruyu Amerika’ya niye sormuyorsunuz, böyle bir soruyu Fransa’ya niye sormuyorsunuz, böyle bir soruyu İngiltere’ye niye sormuyorsunuz? Biz krizlerin tarafı değiliz, biz tam aksine Körfez’de bir diyalog, bir barış, bunun yoluyla süratle bir çözüm arayışı içerisindeyiz. Türkiye, asla bu bölgede Müslüman'ın Müslüman'a kırdırılmasını istemez ve Müslüman'ın Müslüman'la savaşını biz istemiyoruz, biz artık bunlardan bıktık. Biz bir Yemen’deki olanları istemiyoruz, bir Filistin’deki, bir Libya’daki gelişmeleri bu şekilde istemiyoruz.

İşte Suriye’de olanlar ortada, Irak’ta olanlar ortada, bunlarda bedel ödeyen ülke Türkiye olarak biz bunları istemiyoruz. Onun için de Katar’da böyle bir şeyi asla kabul etmiyoruz."

- "Suriye halkı kendi içinden liderini çıkarmalı"

Suriye'de barışın sağlanması amacıyla başlatılan Cenevre görüşmelerinde ilerleme kaydedilip kaydedilemeyeceği ve Beşar Esed ile Suriye'deki siyasi geçiş sürecinin geleceğinin olup olmayacağı konusundaki düşünceleri sorulan Erdoğan, şunları dile getirdi:

"Yani milyona yakın insanın ölümüne neden olan Beşar’ın hala orada kalmasını savunmayı ben siyasi ufuk açısından asla doğru bulmuyorum. Suriye halkı kendi içinden liderini çıkarmalıdır, demokratik yollarla bu lider çıkmalıdır. Astana’da bir adım atılmıştır, temenni ederim ki Cenevre’de bu artık siyasi noktada bir karara bağlanır ve Suriye halkına, 'Gel, sen kendi liderini seç.' denir. Eğer demokrasiye inanıyorsak bunu yapmamız lazım."

- "Bizim tek sorunumuz terör örgütü PKK, DHKP-C, PYD, YPG, DEAŞ, FETÖ, bunlarladır"

"PKK’yı sormak istiyorum. PKK tabii ki ABD, AB ve Türkiye için terörist bir örgüt. Burada bu sorunun çözümünün oluşmasına ilişkin, çözüm sürecinin başlatılmasına ilişkin bir ihtimal var mı?" sorusuna Erdoğan, şöyle yanıt verdi:

"Bizim bir defa Kürtlerle asla bir sorunumuz yok. Bizim tek sorunumuz terör örgütü PKK, DHKP-C, PYD, YPG, DEAŞ, FETÖ, bunlarladır. Terörün tanımını yaparız, kim ki terör örgütüdür, o bizim düşmanımızdır, onlarla da sonuna kadar mücadeleyi milletimizin adına veririz."

Erdoğan, 2019'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olup olmayacağı sorusu üzerine, "Şu anda bunları konuşmak çok erken, gün ola harman ola. Henüz 2019’a varmadan hayatta kalacağımızın garantisi var mı? Olmadığına göre biz şu andaki görevimizi bihakkın yerine getirelim, gerisi Allah kerim." değerlendirmesinde bulundu.

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler