Konuyla ilgili Memleket Gazetesi'ne konuşan Medicana Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dt. Hüseyin Bozkurt, “Amacımız Türk Tıpına kaliteli, daha donanımlı doktorlar yetiştirmek. Daha donanımlı bilim adamları yetiştirmektir” dedi.

İmzalanan protokolle ilgili gazetemize özel değerlendirmelerde bulunan Medicana Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dt. Hüseyin Bozkurt, sorularımıza da içtenlikle cevap verdi.

-KTO Karatay Üniversitesi ve Medicana Konya Hastanesi arasında imzalanan protokol ne gibi katkılar sağlayacak?

-Medicana grubu zaten bilim yuvası olarak hizmet veriyor. Özel hastane olarak geçiyor ama öğretim elemanı, hoca statüsünde olan yüzlerce insan var. Zaten hekimlerin hayatı boyunca işi eğitim, o yüzden eğitim vermeyi seven bir grubuz. Eğitim işi gönül işi yani eğitim öğretimde hayat boyunca bitmez. Tabi bunu fakülteyle taçlandırma işi söz konusuydu. Bunun içinde KTO Karatay Üniversitesi ile yaklaşık 1 yıldan fazladır görüşmeleri sürdürüyoruz. Yine bir, iki şehirde daha bu tür çalışmaları yapıyoruz. Buradaki amacımızda Türk Tıpına kaliteli, daha donanımlı doktorlar yetiştirmek. Daha donanımlı bilim adamları yetiştirmek. Bu yüzden de Karatay Üniversitesi ile iş birliği söz konusu. Burada maddi, manevi her türlü desteği vereceğimizi de beyan ediyoruz. Karatay Üniversitesi’ne ve dolayısıyla oradan çıkacak doktor öğrencilerin, mezun olacak doktorların Konya’nın her hangi bir yerinde, Türkiye’nin her hangi bir yerinde, Dünya’nın her hangi bir yerinde çok başarıyla şehrimizi temsil edeceklerini düşünüyorum. Burada da sıradan tabela üniversitesinden ziyade çok iyi eğitim donanımlı olan çok şeyi planlıyoruz. Fakat Karatay Üniversitesi de hakikaten şehrimizin gözde üniversitesi, çok beğendim. Ticaret Odası da sağ olsun başta Selçuk Başkan olmak üzere çok önem veriyorlar, destek veriyorlar. Yani kendi işlerine belki o kadar eğilmiyorlar ve çok başarılı bir eser çıktı. Yani şu son günlerde tıp fakültesiyle ilgili ön logo olan çalışma bile kısa bir zamanda bitti ve çok güzel oldu. Tabi gösterildiğinde daha güzel olacak.

-Peki KTO Karatay Üniversitesi neden Medicana’yı tercih etti? Düşüncelerinizi alabilir miyiz?

- Medicana Konya’nın en donanımlı, alt yapısı ve cihaz farkıyla, donanımıyla, ful kadrosuyla metrekaresiyle, binanın akıllı özellikleriyle bir kere en büyük aday. Şu andaki halkın teveccühü de bunu gösteriyor. Bu şehirde en yeni hastane olmamıza rağmen en çok talep gören hastanesi Medicana grubu. Medicana grubu sadece Konya Medicana olarak algılamamak lazım, bugün Medicana grubunun arkasında bine yakın doktor kadrosu var. Bunların önemli bir kısmı da öğretim üyesi yani bugün bu kadrolarda Konya’nın, Konya halkının, Karatay Üniversitesinin her türlü bilimsel çalışmalarına destek vereceğiz. Bu insanları misafir hekim olarak getireceğiz. Onların bilimsel birikimini öğrencilere aktaracağız, bir kısmı uluslararası bilgi birikimine sahip. Bu kaynaklarında Karatay Üniversitesi’nin emrinde kullanacağız. Bence tercihlerin birinci sebebi de bu.

-Üniversite protokolü Türkiye’de ilk anlaşmanız mı? Başka illerde de çalışmalarınız olacak mı?

-Evet, ilk daha doğrusu anlaşma yaptığımız başka bir üniversite daha var ama onun onayı henüz çıkmadı. Bu nedenle ilk imzamız Konya’da oldu diyebiliriz.

-Geleceğe yönelik çalışmalarınız, plan ve projeleriniz nelerdir? 

Medicana grubu yaklaşık 15-20 yerde araştırma yapıyor. Sizinle görüştükten bu yana en az 5 tane yerde realize oldu bunların kontratları yapıldı. Bunların bir kısmı topraktan arazi alınarak hastane olarak yapılıyor, bir kısmı da başka bir binalar hastane olarak realize ediliyor.. Ayrıca yurt dışıyla görüşmelerimiz devam ediyor. Nereler derseniz Avusturya Ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri, Rusya, hatta bu ay içinde önümüzdeki hafta bir Hollanda- Almanya ziyaretimiz var. Oralar da hastaneyle ilgili ne yapılabilir, beraber orada nasıl iş birliği yapılabilir sorularının cevaplarını arayacağız. Orada hastalarımızı özellikle Türk hastalarımızı nasıl tedavi edebiliriz ya da orada mağduriyet yaşayan vatandaşlarımıza nasıl yardımcı olabiliriz? diyerek bu yatırımlara önem veriyoruz.  

Röportaj: Sami Gediz