Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yargılandığı dava

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yargılandığı dava

14'ü tutuklu 22 öğrencinin, "silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle yargılanmasına başlandı

İSTANBUL (AA) - Boğaziçi Üniversitesi'nde okuyan 14'ü tutuklu 22 öğrencinin, "silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle yargılanmasına başlandı.

İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya 14'ü tutuklu 22 sanık da katıldı. CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker ile HDP Milletvekili Hüda Kaya'nın da izlediği duruşmada, sanık yakınları ve arkadaşları da hazır bulundu.


- Mahkeme heyeti başkanı ile milletvekillerinin tartışması

Salonun küçük olması ve ayakta kalan izleyiciler bulunması nedeniyle mahkeme heyetiyle kimi milletvekilleri arasında tartışmalar yaşandı. Mahkeme heyeti başkanının ayakta kalan izleyicilerin salondan çıkmasını istemesi üzerine konuşan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "25 yıllık avukatım, bu yapılan yanlış" dedi, diğer milletvekili Ali Şeker de bu kararı eleştirdi. Başkanın, "Siz niye geldiniz? Ortamı germeye mi geldiniz?" diye sorduğu Şeker, "İstanbul milletvekiliyim, milletin adına geldim." yanıtını verdi.

Salondaki düzenin sağlanması için duruşmaya ara verilirken, milletvekillerine bazı izleyiciler tarafından yer verilmesi ve ayakta kalanların de salon dışına çıkarılması sonrası duruşma yeniden başladı.


- Savunmalar

Savunma yapan sanıklardan Suat A, kampüse girdiğinde piramit denen bir bölge olduğunu ve dersliğe gitmek için o bölgeden geçmesi gerektiğini belirterek, "Bir kaos vardı. 'Ne oluyor' diye bakmak için gittim. Enteresan bir şey olduğunu düşündüm. İzinsiz açılmış bir masa vardı. Ben de, 'ne olacak, ne bitecek' diye seyretmeye başladım. Çok fazla insan vardı. Gittiğimde herhangi bir slogan atılmıyordu, pankart açılmamıştı. Olayın nasıl geliştiğine dair herhangi bir fikrim yoktu. Ben sadece izliyordum. Sonra baktım enteresan bir şey yok, insanlar da dağılmaya başladı, oradan ayrılıp dersime gittim." dedi.

Sanık Berke A. da, "terör örgütü propagandası" suçunu kabul etmediğini belirterek, bir kalabalık gördüğünü, gergin bir ortam olduğunu söyledi. İzinsiz bir şekilde açılan masayla ilgili bir sorun bulunduğunu anladığını aktaran Berke A, o sırada öğrenci işleri dekanı Zeynep Uysal'ın geldiğini, izinsiz masanın kaldırılmasını ve gerginliğin sonlandırılmasını istediğini kaydetti. Berke A, bu sırada herhangi bir şekilde pankart ya da dövize şahit olmadığını, terör örgütü propagandası ya da şiddet içeren slogan atmadığını da savundu.

Duruşmada savunması sorulan öğrencilerden Yaren T. ise, kütüphanenin önünde yürüyen bir grubun, "Savaşa hayır, barış hemen şimdi" diye slogan attığını, kurulan masaya doğru gittiğini gördüğünü ve öğrenci işleri dekanının uyarması sonrası masanın kaldırıldığını anlatarak, "Ardından eve gittim. Olay anında etkilenerek, 'Faşizme karşı omuz omuza ve barış hemen şimdi' sloganlarına eşlik ettim. Bu sloganlar dünyanın her yerinde atılan evrensel sloganlardır. Bunlar Türkiye'de de her eylemde atılan sloganlardır." şeklinde savunma yaptı.


- "Adım terörist olarak fişlendi"

Savunma yapan sanıklardan İbrahim E, attığı sloganın herhangi bir suç teşkil etmediğini ve hiçbir şekilde terör örgütünü övecek propaganda yapmadığını öne sürdü. Noyan Ö. ise "Terör örgütü propagandası yaptığımı düşünmüyorum. Şiddete karşı biriyim. Fiziksel temas görmedim ve temasta da bulunmadım. Şiddet içeren herhangi bir slogan atmadım. Niye tutuklandım anlamadım. Okulumu bitirmek istiyorum. Bir dönem kaybettim. Tahliyemi ve beraatımı istiyorum." ifadesini kullandı.

Sanıklardan D. Üstündağ da, hiçbir suçu olmamasına rağmen eğitim hakkının gasp edildiğini ve okuduğu kimya bölümünde yapamadığı deneylerden dolayı okulunun 2 yıl uzadığını aktararak, "2,5 aydır adım her yerde terörist olarak fişlendi. Bana ve sevdiklerime yaşatılanların telafisi hiçbir zaman olmayacaktır. Tahliyemi talep ediyorum." şeklinde konuştu.

Duruşma, sanık ve sanık avukatlarının savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.


- İddianameden

Boğaziçi Üniversitesi'nde 19 Mart 2018'de Afrin'de şehit düşen askerleri anmak için stant açan ve program düzenleyen bir öğrenci grubu ile üzerinde "İşgalin, katliamın lokumu olmaz" yazılı pankart açan bir öğrenci grubu arasında tartışma yaşanmıştı.

Soruşturma açan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, pankart açan, duvara afiş asan ve çeşitli sloganlar atan öğrenci grubuyla ilgili, "Şüpheliler, PKK/KCK/YPG silahlı terör örgütünün genel tavrı ve stratejisi doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa, terör ve terörist faaliyetler ile mücadele haklarını kullanan egemen bir devlet değil de bölgede işgal gerçekleştiren, şiddet uygulayan, bu suretle gayrimeşru faaliyette bulunan gayrimeşru bir güç olarak gösterme çabası içerisindedirler." ifadesi kullanılıyor.

Öğrencilerin eyleminin masum duygularla demokratik tepki olarak gösterilmek istendiği belirtilen iddianamede, "Asıl amaç, bu grubun organik bağlar içerisinde olduğu terör örgütlerinin yöntemlerini meşru göstermeye yönelik kamuoyu oluşturmaya dair eylemler olduğu sabittir." deniliyor.

İddianamede, şüphelilerin "silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak" suçundan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.




AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler