"Bisikletli memur" çocukluk hayalini gerçeğe dönüştürdü

"Bisikletli memur" çocukluk hayalini gerçeğe dönüştürdü

Devlet memuru Kubilay Sitrava, AB Bakanlığındaki işine her gün "çocukluk hayali" bisikletle gidip geliyor - Sitrava: - "Bir adamın 34 yaşında bisiklete binmeyi öğrenmesi, futbolda jübilesi yaklaşan bir sporcunun Premier Lig'de oynama hayalini gerçekleştir

ANKARA (AA) - RAŞİT AYDOĞAN - Çocukluk hayali bisikletine yıllar sonra kavuşan devlet memuru Kubilay Sitrava, Avrupa Birliği (AB) Bakanlığındaki işine her gün bisikletle gidip geliyor. Sitrava'ya göre 34 yaşında bisiklete binmeyi öğrenmek, jübilesi yaklaşan futbolcunun Premier Lig'de oynama hayalini gerçekleştirmesinden farksız.

İstanbul'da kent trafiğinin en yoğun yaşandığı ilçelerden Şişli'de doğup büyüyen Sitrava, ailesinin can güvenliği hassasiyeti nedeniyle bisiklet sahibi olamadı. Aradan yıllar geçtikten sonra Sitrava, kendisine bir bisiklet aldı ve bu hasretine son verdi.

AB Bakanlığında AB Uzmanı olarak görev yapan Sitrava, çocukluğunda hiç binemediği bisikletten şu an ise neredeyse inmiyor. Bisiklet onun için hem hobi hem de ulaşım aracı.

Bisiklet özlemi yıllar sonra tutkuya dönüşen Sitrava, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bisiklete binmeyi çok sevdiğini söyledi.

Sitrava, bisikletle işe gidip gelme hikayesinin nasıl başladığını, şöyle anlattı:

"Bir insanın 34 yaşında bisiklete binmeyi öğrenmesi, futbolda jübilesi yaklaşan bir sporcunun Premier Lig'de oynama hayali kurmasına benziyor ama bu işe bu kadar geç girmemin bazı gerekçeleri de yok değil. Şişli'de doğup büyüdüm. Sokakta top oynamanın zor olduğu o muhitte biraz da çocuklarını fazla sakınan ebeveyne sahip olunca, karne hediyesi olarak bisiklet bekleyen çocuklardan olamadım.

Orta Doğu Teknik Üniversitesinde (ODTU) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi eğitimi aldığım dönemde üniversite kampüsünde gördüğüm bisikletli öğrencilere gıpta ile bakıp iç geçirdiysem de yürüdüm, hep yürüdüm. Sonrasında çeşitli vesilelerle yurt dışına gide gele bisikleti bir ulaşım aracı olarak görmeye başladım. Bu algı, 2016 yılı Mayıs ayındaki Amsterdam seyahatimden sonra 'Yeter artık ben de bisiklet kullanmayı öğreneceğim' dedirtti. İlk olarak arkadaşımın katlanır bisikletini ödünç aldım, akşamları tenha kaldırımlarda ve yaşadığım sitenin bahçesinde sürmeye başladım. Sonra yola indim ve böylece kendime olan güvenim de arttı."

Sürüş tecrübesini ilerlettikten sonra "Acaba bisikletle işe gidip gelemez miyim?" diye düşünmeye başladığını anlatan Sitrava, bir gün evden işe giderken Eskişehir Yolu üzerinde bisikletiyle en sağ şeritte iş arkadaşı Gökhan Ak'ı gördüğünü ve hayatının değiştiğini anlattı.

Sitrava, "Kendisi de bisiklet tutkunuydu. İş yerinin otoparkına ben arabayla girdim o ise bisikletiyle girmişti. Kendisi ile istişare ederek yeni bir şehir bisikleti aldım ve ertesi günden itibaren ev ve iş güzergahımı sabahları erken saatte katetmeye başladım. Aksi bir durum olmadığı sürece yağmur çamur, kar kış, sıcak soğuk demeden işe bisikletle gidip gelmeye devam ediyorum. Spor kıyafetlerimle ofise geliyorum. Kıyafetlerimi kurumda değiştiriyorum, takım elbisemi giydikten sonra işime koyuluyorum. Akşam iş çıkışında da tam tersini yapıyor ve yola koyuluyorum. İş çıkışı herhangi bir randevum varsa oraya da bisikletle gidiyorum." diye konuştu.

Hafta sonları kent trafiğinden uzaklaşarak yeşil alanlara doğru pedal çevirdiğini anlatan Sitrava, bisiklette kendisini özgür hissettiğini söyledi. Rüzgarı, yağmuru, kar tanelerini hissetmenin çok güzel olduğunu vurgulayan Sitrava, bisiklet üzerinde yaşadığı duyguları ise şu sözlerle dile getirdi:

"Serbest hissediyorum, araçlardan bağımsızım, farklı yollar, güzergahlar buluyorum, benzin alma, park etme derdim yok. En önemlisi çevreyi kirletmiyorum. Kendimi yenilenmiş, tazelenmiş hissediyorum. Bu yaşıma kadar sporu hayatının bir parçası yapmış biri değildim. Ben günde 40 dakika spor yapabilir hale bu yaşımda geldiysem kimsenin kendisine mazeret bulma hakkı yok. Herkes başlayabilir ve yapabilir. Ünlü şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı'nın 35 yaş şiirini kendi durumuma atfediyorum. Bugüne kadar yolun yarısını yaya geldim, bundan sonraki diğer yarısını bisiklet üzerinde katetmeyi düşünüyorum."

Kent trafiğinde sürücüler ile çok fazla sorun yaşamadığını aktaran Sitrava, "Dört tekerli araçlardan saygı beklediğim için aynı saygıyı onlara da gösteriyorum. Fosforlu görünebilir kıyafetlerim, bisikletimin ışıkları, yolda sürekli iletişim aracı olarak kullandığım kollarımla kendimi yeteri kadar belli etmeye çalışıyorum." diye konuştu.

Aynı zamanda otomobil kullanan biri olarak iki tekerlekli bir araçla seyreden sürücülerin kendilerini motorlu taşıt kullanan sürücülere fark ettirmelerinin çok önemli olduğunu bildiğini vurgulayan Sitrava, "Gerisi zaten çok kolay." dedi.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :