Akdağ AA Editör Masası'na konuk oldu

Akdağ AA Editör Masası'na konuk oldu

Sağlık Bakanı Akdağ: (1)- "(Kılıçdaroğlu'nun kontrollü darbe iddiası) Türkiye'nin bugüne kadar geçirdiği en kanlı darbe teşebbüslerinden birisi bu. Bu kadar kanlısına hiç şahit olmamıştık. Buna nasıl 'kontrollü darbe' der bir insan. Dikkat ederseniz, arka

ANKARA (AA) - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "kontrollü darbe" iddiasına ilişkin "Türkiye'nin bugüne kadar geçirdiği en kanlı darbe teşebbüslerinden birisi bu. Bu kadar kanlısına hiç şahit olmamıştık. Buna nasıl 'kontrollü darbe' der bir insan. Dikkat ederseniz, arkasından 'Şu şu ve bir de şu sebeple kontrollü darbe.' falan demiyor. 'Bende bilgiler var, sonra onları açıklarım.' diyor. Bu, insana, insanımıza, demokrasimize, milletimize saygısızlık, gerçekten şehitlerimize saygısızlık, gazilerimize saygısızlık." dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Akdağ, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Akdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 'kontrollü darbe' iddiasına ilişkin soru üzerine, Kılıçdaroğlu'nun yıllardır temelsiz ve delilsiz iddialar ortaya attığını söyledi.

"Onun saçmalığı ortaya çıkınca bu defa başka bir iddia ortaya atıyor, halk oylaması meselesinde bunu sistematik hale getirdi. Bu muhtemelen bir iletişimi stratejisi." ifadesini kullanan Akdağ, "Biz o gece kabus mu, rüya mı gördük?" diye sordu.

Akdağ, 15 Temmuz gecesi 249 şehit verildiğini, birçok insanın engelli hale geldiğini, tankların insanların üstünden geçtiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gelsin Kılıçdaroğlu, ben onu Şenkaya'ya götüreceğim. Orada Oğuzhan Yaşar'ın kabri var. Onun ailesiyle bir oturalım bakalım kontrollü bir darbe miymiş, nasıl darbeymiş. Türkiye'nin bugüne kadar geçirdiği en kanlı darbe teşebbüslerinden birisi bu. Daha önce de Türkiye darbeler geçirdi maalesef ama bu kadar kanlısına hiç şahit olmamıştık. Buna nasıl 'kontrollü darbe' der bir insan, hangi delille söyler. Dikkat ederseniz, arkasından 'Şu şu ve bir de şu sebeple kontrollü darbe.' falan demiyor. 'Bende bilgiler var, sonra onları açıklarım.' diyor. Bu, insana, insanımıza, demokrasimize, milletimize saygısızlık, gerçekten şehitlerimize saygısızlık, gazilerimize saygısızlık. Kılıçdaroğlu, Atatürk Havalimanı'ndan ayrılırken temas kurduğu iddiasına, 'İspat ederlerse istifa ederim.' diyor ya, kendisi telefon açmamış olabilir. 10 dakikadan daha kısa bir süre içerisinde orada darbeciler tanklarıyla dururken nasıl çıkmış, onu bir anlatsın. Nasıl o kadar kolaylıkla oradan bırakıvermişler Kılıçdaroğlu'nu?"

- "Hani bunlar darbe olursa tankların altına yatacaklardı?"

Başka birçok insanın o gece havalimanınında kaldığını anımsatan Akdağ, Kılıçdaroğlu'nun aslında buna cevap vermesi gerektiğine işaret etti.

Akdağ, "Kılıçdaroğlu, 'Şöyle oldu, ben de oradan çıktım, posta koydum çıktım.' desin. 'Biz de silahlıydık, silahları çıkardık, mermileri sürdük, her şeye rağmen tankların arasından çıktık.' desin. Hani bunlar darbe olursa tankların altına yatacaklardı, bir tanesini gördük mü?" ifadelerini kullandı.

O gece 6 saat Erzurum'da halkla meydanlarda olduğunu belirten Akdağ, "Kılıçdaroğlu neredeydi?" diye sordu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, suikastçilerden kurtularak İstanbul'da darbenin göbeğine indiğini, kaçmadığını anlatan Akdağ, şunları kaydetti:

"Bir başka politikacı olsaydı belki de Allah korusun başka bir ülkeye kaçardı, biz de mahvolurduk. Kılıçdaroğlu neredeydi? 'Ben de gittim, Bakırköy'de belediye başkanımın evinde oturdum.' Gerçekten Kılıçdaroğlu'nun samimiyeti çok sorgulanır durumda. Kılıçdaroğlu, bu FETÖ meselesinde, darbeyle ilgili olarak da yaptı, bir mağduriyet edebiyatına katkı verecek ifadeleri oldu. Çok açık ifade edeyim, Kılıçdaroğlu'nun FETÖ meselesinde bir yumuşak karnı var. Genel başkanlığa geliş şekline bakalım, o zaman Sayın Baykal'la ilgili kasetler vesaireler, bu kasetleri sonradan FETÖ'nün yaptığı ortaya çıktı, onun hemen peşinden Kılıçdaroğlu geldi. Mantıken elbette işkillendiriyor. Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu'nun muhtemelen bir diyet borcu var ve o diyet borcunu ödüyor ama yanlış yapıyor. FETÖ konusunda millet çoktan fikrini verdi. Millet bu noktada nefret ettiği bir 'kanlı örgüt' teşhisini çoktan koydu. Onun için Kılıçdaroğlu bunu sağa sola çekerek, bunu farklı yere götüremez. Yanlış yapıyor."

-" Kılıçdaroğlu ispat edemeyeceği iddialar ortaya atıyor"

Kılıçdaroğlu'nun, ispat edemeyeceği iddiaları ortaya atarak korkunç bir yanlış yaptığını ve onların altında kaldığını belirten Akdağ, "kontrollü darbe" iddiasıyla ilgili delili, kanıtı neyse çıkıp söylemesi gerektiğini vurguladı.

Akdağ, "16 Nisan'ı bekliyorum derse, zaten saçmalamış olur. Tam zamanı işte, çıksın anlatsın bunları." diye konuştu.

Recep Akdağ, Kılıçdaroğlu'nun, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin aranan Adil Öksüz'ün istihbarat elemanı olduğu ve Bakanlar ile milletvekilleri arasında ByLock kullanan isimler bulunduğu iddialarına Başbakan Binali Yıldırım'ın cevap verdiğini ve elinde ne varsa savcılara teslim etmesi gerektiğini söylediğini hatırlattı.

Akdağ, "Niye teslim etmiyor? FETÖ'nün adamları kulağına bir şeyler üflüyorlar ya da bir stratejiyle şöyle şöyle konuşulmasını istiyorlar, Kılıçdaroğlu da bunu yapıyor. Benim siyasi analizim tamamen bu şekildedir. Varsa getirsin, bundan iyi fırsat mı olur? Haydi getir savcıya teslim et, basına söyle, elinde ne bilgi varsa... Böyle 'İyi saatte olsunlar, bana getirdiler ama dur bakalım." diyerek bunu sürüncemede bırakmak aslında bir ana muhalefet partisi liderine, bir genel başkana gerçekten yakışmıyor." dedi.

- "Kararsızlar azaldı, evet oyları arttı"

Anayasa değişikliği halk oylaması sonucuna ilişkin tahmininin sorulması üzerine Akdağ, ilk ziyaret ettiği illerde kararsızların fazla olduğunu, bu dönemde vatandaşların halk oylamasındaki maddeleri yeterince bilmediğini söyledi.

Ana muhalefet partisi ve 'hayır' diyen diğer partilerin, "Tek adamlık" gibi sloganlarla vatandaşın kafasını biraz karıştırdığını ancak maddeler anlatılınca meselenin anlaşılmaya başlandığını aktaran Akdağ, değişiklikle Türkiye'nin önünün açılacağı anlaşılınca kararsızların azaldığını ve "evet" oylarının arttığını kaydetti.

Sokakta veya toplu yerlerde vatandaşlarla görüştüklerinde, gözlerinin anketör gibi çalıştığını ifade eden Akdağ, şehir sokaklarında dolaşırken vatandaşın "evet" veya "hayır" diyeceğini ya da kararsız olduğunu gösterdiğini belirti.

Vatandaşların, bozkurt veya Rabia işaretiyle ya da HDP'lilerin işaretiyle oyunun rengini belli ettiğini söyleyen Akdağ, "Aslında, son derece demokratik bir ortamda vatandaş kararını verme fırsatını buldu. Bunu biz anketlerin dışında da gözlüyoruz. Tahmin ediyorum ki bir ay öncesine kıyasla kararsızlar yüzde 10'lardan 3'lere kadar indi ve onların da büyük bir çoğunluğu 'evet'e döndü. Şahsi kanaatim şu anda 'evet'ler önde gidiyor." dedi.

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler