15 Temmuz darbe girişimini Meclisteki tanıklar anlatıyor

15 Temmuz darbe girişimini Meclisteki tanıklar anlatıyor

TBMM Başkanı Kahraman: (1)"Her şeyi göze aldık. Bir çatışma olacak ve ruhumuzu teslim edeceğiz, şehit olacağız... Bu duygu herkeste vardı"-"O gece Meclis'te hiçbir parti, görüş, rozet yoktu. Tek bir rozet vardı; o da ay ve yıldız. Hep birlikte darbeye kar

TBMM (AA) - SEVAL GÜLER / ALPER ATALAY - TBMM Başkanı İsmail Kahraman, 15 Temmuz FETÖ'nün darbe girişimi sırasında milletvekillerinin Meclis'e gelerek ne uğruna olursa olsun demokrasiye sahip çıktığını belirterek, "Her şeyi göze aldık. Bir çatışma olacak ve ruhumuzu teslim edeceğiz, şehit olacağız. Bu duygu herkeste vardı." dedi.

Kahraman, FETÖ'nün darbe girişiminin önlenmesinin birinci yılında o gece Meclis çatısı altında yaşananları ve sonrasını AA'ya verdiği özel röportajda anlattı.

FETÖ'nün bir büyük terör örgütü olduğunu, toplumu kandırdığını ve yanlış istikamete götürdüğünü, bunun da darbe girişimi ile herkes tarafından son derece net bir şekilde görüldüğünü ifade eden Kahraman, örgütün bir kukla olduğunu, 35 yıldan fazla bir süre hazırlıklarını yaptığı hain bir girişimi 15 Temmuz gecesi sergilemeye yeltendiğini söyledi.

Darbe girişiminin önlenmesinin demokrasinin toplumca özümsendiğinin en güzel göstergesi olduğunun altını çizen Kahraman, tüm farklı görüşlerin "Darbeye hayır, demokrasiye evet" anlayışı altında birleştiğine işaret etti.

Kahraman, 15 Temmuz gecesi evinde F16'ların alçak uçuşu ile bir hareketlilik olduğunu fark ettiğini dile getirerek, televizyonda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü üzerinde tanklar olduğunu gördüğünde ise "eyvah" dediğini ve geçmişteki darbeleri hatırladığını anlattı.

Geçmişte darbelerin Türkiye'ye çok şeyler kaybettirdiğini belirten Kahraman, "Her ameliyat vücutta izler bırakır. Hesap etmediğimiz, efsunlamış bir adamın varlığı oldu. O kanaldan propaganda ile beyinler yıkandı. Kişiler beyinlerini bir tarafa attılar. Mankurtlar türedi. Bu, kukla bir mankurtlar zümresi meydana getirmiş." ifadesini kullandı.

Darbe girişimi sırasında yanında olan kızı Emine Kahraman'a, abdestini alıp Meclis'e gideceğini ve TBMM'yi her koşulda açık tutacağını söylediğini aktaran Kahraman, kızının da kendisiyle gelmek istediğini söyledi.

Dört partiye Genel Kurulu açacağını duyurduğunu bildiren Kahraman, milletvekillerinin de Meclis'e gelerek ilk başta yedi olan sayının hızla arttığını, tüm partilerin TBMM'ye sahip çıkmak üzere Genel Kurula geldiklerini belirtti.

Genel Kurulda başkanlık divanındaki katip üyeliklere partilerin grup başkanvekillerinin oturması ricasında bulunduğunu söyleyen Kahraman, AK Parti'den Mehmet Muş, CHP'den Özgür Özel ve MHP'den Erkan Akçay'ın divanda yer aldıklarını aktardı.

-"Ben geminin kaptanıyım. Kaptanlar gemiyi terk etmez"

Hiçbir yerden talep olmadan Meclisi topladığını, ilk konuşmayı yaparak demokrasiye her ne pahasına olursa olsun sahip çıkacaklarını tüm dünyaya duyurduğunu vurgulayan Kahraman, "Darbeler, karşı durduğunuzda önlenir. Ben geminin kaptanıyım. Kaptanlar gemiyi terk etmez, fareler terk eder." diye konuştu.

O gece Meclis'teki bütün milletvekillerinin darbeye karşı bir birliktelik içinde olduğuna dikkati çeken Kahraman, şöyle devam etti:

"Grup başkanvekillerine divana gelmelerini rica ettim, geldiler. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel Bey'in üzerinde ceketi yoktu. İdare Amirimiz AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu, 'Özgür Bey birazdan yayınlar başlar, divanda ceketsiz oturmak olmaz. Sana ceketimi vereyim.' dedi. Ahmet Bey ceketini Özgür Bey'e verdi. Özgür Bey giyerken, 'Kadere bak. Kaderde milli görüş ceketi de giymek varmış.' dedi. O gece Meclis'te hiçbir parti, görüş, rozet yoktu. Tek bir rozet vardı; o da ay ve yıldız. Hep birlikte darbeye karşıydık. Hep birlikte, biz burada şehit olacağız veya bu darbe önlenecek diyorduk. Herkes kürsüye geliyor, görüşlerini anlatıyordu. Çok güzel bir birliktelikti. O gece sabahladık."

-"Asker indirmek ve içeri girmek istediler"

İsmail Kahraman, F16'ların uçuşları sırasında bombalamanın gerçekleşebileceğini tahmin ettiklerini dile getirerek, böyle bir durum karşısında nerelere mevzilenilebileceğini belirlediklerini anlattı.

Meclis Başkanı Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her şeyi göze aldık. Bir çatışma olacak ve ruhumuzu teslim edeceğiz, şehit olacağız. Bu duygu herkeste vardı. Üç bomba atıldı; ön bahçe, arka bahçe ve başbakanlık ofisinin olduğu yere. 14 polisimiz yaralandı. Birden bire uçak geldi de bomba attı değil. Sürekli uçaklar, helikopterler üzerimizde uçtu. Meclis'in Çankaya kapısına helikopterden asker indirmek ve içeri girmek istediler. Aşağıdan Meclisteki polislerimiz helikopterlere ateş etti. Karşı ateşi görünce helikopter kimseyi indiremeden gitti. Dikmen kapısını da almak istiyorlardı. Ama polisimizin karşı koyması başarılı oldu."

Genel Kurulda kürsüden konuşma yaptığı sırada Meclisin bombaların hedefi olduğunun altını çizen Kahraman, ardından tüm partilerin Meclis'i terk etmeme, ancak sığına inme kararı aldığını söyledi.

Sığına indiklerinde buranın ihtiyacı karşılayabilecek bir mekan olmadığını gördüklerini ifade eden Kahraman, "Binamızın yapıldığı o günün şartlarını göre bir sığınak hazırlanmış, bugüne göre değil. Tek bir tuvalet var. Onun da kapısı kırıldı. Su deposu yok, gıda yok, jeneratör yok, sağlık odası yok." dedi.

Kahraman sığınağın sadece darbelerde değil, doğal afetlerde, savaşlarda, nükleer saldırıda her zaman ihtiyaç duyulabilecek bir mekan olduğunu hatırlatarak, mevcut sığınağın geçici olarak daha kullanılabilir hale getirildiğini, ancak sivil savunma şartlarına uygun kapsamlı bir yeni sığınağın inşa edileceğini bildirdi.

Kahraman, yeni sığınakta 500, 600 kişilik Genel Kurul hizmeti verebilecek bir salonun da olmasını planladıklarını dile getirdi.

-"Toplumu hazırlamak istediler"

Sığınakta partilerin katılımıyla ortak bir bildirinin kaleme alındığını dile getiren Kahraman, uzun bir sürenin ardından tekrar yukarı çıktıklarını belirtti.

Kahraman, şunları anlattı:

"Darbenin önlenmesi, toplumun topyekun demokrasiyi özümsemesinin neticesidir. Bu işte en önde yer alan kişi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. Halkı meydanlara davet etmesi ve meydanların dolması, toplumun darbeyi reddetmesi, parti farkı olmadan bir araya gelmesi darbeyi durdurdu. Toplumu kendine kabul ettirmeyen hiçbir hareket muvaffak olamaz. Toplumu hazırlamak istediler. Ama 60'daki, 80'deki gibi bir hazırlık yapamadılar. Darbe girişimini erkene almak zorunda kaldılar. Çünkü Genelkurmay Başkanımız bütün askeri birliklere hiçbir vasıtanın çıkmayacağına dair emir gönderdi. 'Biz deşifre olduk, hemen harekete geçelim.' dediler. Allah'tan herkes ayaktayken oldu. Cumhurbaşkanımız da Başbakanımız da ben de birbirimizden habersiz, koordineli değil, ne yapacağımızı söyleyerek değil ama 'görevimiz budur' şuuru ile hepimiz vazifemizi yaptık."

Kahraman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbeye karşı millete yaptığı davete vatandaşın itimatla sahip çıkışı ve aynı havanın Yenikapı'da devam ettirilmesinin önemine dikkati çekti.

Türkiye'nin birlik ve beraberlik duygusuna hep ihtiyacı olduğunu vurgulayan Kahraman, dünyanın kavga eden bir Türkiye istediğini söyledi. Kahraman, "Sadece Türkiye bir badireye sürüklenmiyordu. Kültür coğrafyamız ve çevremizde aynı istikamette felaketle karşı karşıyaydı." diye konuştu.

- "Türkiye'nin büyümesini istemeyenlerin organizesidir"

Darbe girişiminin ardından bazı ülkelerin temsilcilerinin Meclis'e geldiğini, bazılarının da darbe girişiminin olduğu gece aradığını anımsatan Kahraman, "Karadeniz Ekonomik İşbirliği Topluluğu Genel Sekreteri Asaf Hajiyev buraya geldi. Bayrağın önünde diz çöktü, üç defa öptü ve bana dönerek, 'siz bizi kurtardınız, bizi.' dedi. Gürcistan Başbakanı, Bosna Hersek Cumhurbaşkanı aynı şeyi söyledi. Bu olay bir zavallı meczubun, mankurt olmuş bir kişinin hadisesi değildir. O kukla. Organize, daha büyük ve Türkiye'nin büyümesini istemeyenlerin organizesidir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Çarpışacağız. Teslim olmak yok. Kabul etmiyoruz"

Darbecilerin, Meclise girmesi durumuna karşı, koruma müdürü ile sığınakta üç mevzi seçtiklerini aktaran Kahraman, "Tek giriş var. İlk mevzi, ikinci mevzi, üçüncü mevzi. Onun arkası zaten duvar. Çarpışacağız. Teslim olmak yok. Kabul etmiyoruz." dedi.

Kahraman, Türkiye'de artık darbe dönemlerinin sona erdiğine işaret ederek, "Şimdi bazı beklentiler var. Bu bir kara propaganda. 'Bir şeyler yapacaklar, yine yapacaklar.' Hayır. Bitti. 60, 71, 80 bitti. Niye? Toplum her şeyi yakından görüyor. 'Ben geldim. Bildiri okudum. El koydum.' koyamaz. Toplum kabul etmediğini ispat etti. Tankın altına yatan, göğsünü geren, tankı alıp da el koyan bir millet. Bu demokrasinin özümsendiğinin ifadesidir. Öyle darbeci zihniyeti Türkiye kabul etmiyor. Dolayısıyla, 'Bir şeyler olabilir, yine olur' düşüncesi dışarının püskürtmesidir. Buna asla itibar edilmemelidir." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin hukuk devletin olduğunu ve gönül coğrafyasının Türkiye'den önderlik beklediğini dile getiren Kahraman, darbe girişimi başarılı olsaydı neler olabileceğini herkesin çok iyi düşünmesi gerektiğini vurguladı.

Kahraman, şunları kaydetti:

"Daeşistan, Kürdistan, Ermenistan, hudut boyu... Dar bir alan. O alanda bir Suriye, Irak. Felaket bir hadise. Bu adamlar nasıl bunu göz önüne alıyor da harekete geçiyorlar. Cumhurbaşkanının uçağının koordinatlarını öğrenmek istiyorlar. Cumhurbaşkanlığını bombalıyorlar. Milletin Meclisini bombalıyorlar. Bu ne mankurtluk. Bu ne vatan hainliği. Yenikapı duygusu hep devam etmeli. 'Bu tertipti' diye onu hafifletmek, mahkemeleri sulandırmak dışarısının tezgahıdır. Bu tezgahlara uymayacağız. Devletlerin dostlukları yok, menfaatleri var. Milletlerin dostluğu var."

(Sürecek)



AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler