Ziraat Abidesinden Atatürk Anıtına

Ziraat Abidesinden Atatürk Anıtına

Konya’da Atatürk Anıtı’nın Ziraat Abidesinden günümüze kadar ki tarihini siz okuyucularımız için Memleketi Geziyorum sayfamızda ele aldık

Cumhuriyet’in ilanından sonra, Milli Mücadeleyi ve Ata’yı anlatan anıtların kent meydanlarına dikilmesi fikri geliştikten sonra Türkiye’nin önemli şehirlerinin meydanlarına Atatürk’ü ve Cumhuriyeti anlatan abideler dikilmeye başlandı. Konya gibi Anadolu’nun önemli kentlerine de Atatürk Abidesi dikilmesi gerekiyordu. Bunun için en uygun yer olarak, daha önce ‘Konya Ziraat Abidesi’ olan yer seçildi ve üzerine Atatürk heykeli dikildi.  Cumhuriyetin ilk yıllarında Heykeltıraş H. Krippel tarafından 1925 yılında yapılan ve İstanbul Sarayburnu Parkı’na dikilen Atatürk heykeli ise, Cumhuriyet’in ilk figürlü anıtıdır. Krippel bundan sonra Ankara Ulus Meydanı Atlı Atatürk, Samsun Atlı Atatürk, Afyon Zafer ve Konya Atatürk Anıtlarını yapmıştır. Konya’ya heykel dikilmesi kararı alındıktan sonra yetkililer hemen çalışmalara başladı. Anıtın yer seçimi için ise kentin batısında yer alan ve dönemin kent girişi niteliğine sahip istasyon ile kent merkezini bağlayan istasyon caddesi uygun bulunmuş; bu alan üzerinde yer alan Konya Ziraat Abidesi’nin de kaide olarak kullanılmasına karar verilmiştir. 

ataturk-heykeli-(5).jpg

ataturk-heykeli-(6).jpg

ataturk-heykeli-(9).jpg

ataturk-heykeli-(13).jpg

 

 

KONYA ZİRAAT ABİDESİ’NİN TARİHÇESİ

Atatürk heykeline kaide olarak kullanılmasına karar verilen, Konya Ziraat Abidesi, 1915‐1917 yılları arasında, Konya valisi Muammer Bey’in girişimleri ile ziraat alanında büyük yararlılıkları görülen Konyalı kadınlar için bir anıt olarak planlanmıştır. Konya Ziraat Abidesi, Birinci Ulusal Mimarlık Akımının en ünlü mimarlarından olan Mimar Muzaffer Bey tarafından yapılmıştır. Bu mimar aynı zamanda Konya Lisesi’nin ve bir çok eserin de mimarıdır. Abide‐i Hürriyet’in yapımından sonra Posta ve Telgraf Nezaret Mimarlığından ayrılan Mimar Muzaffer Bey, Konya Valisi Hüsnü Bey’in çağrısı üzerine Vilayet Başmimarlığı görevinde bulunmak üzere Konya’ya gelmiştir. Osmanlı mimarisinin son döneminde, yaptığı çok yönlü çalışmalarla ve ilginç sanatçı kişiliği ile karşımıza çıkan Mimar Muzaffer Bey yaşamının belki de en önemli ürünlerini Konya’da vermiştir.  Mimar Muzaffer Bey’in Atatürk Anıtı kaidesi olarak kullanılan Ziraat Abidesi;   Konya’nın bir ziraat memleketi olması nedeniyle, bunu sembolize eden kağnı, buğday, başak demetleri ve birkaç köylü bulunan abide kompozisyonunu hazırlayıp istasyon yolu üzerine inşa ettirmeyi planlaması ile yapılabilmiştir. Mimar Muzaffer Bey planını devrin resmi makamlarına sunmuş, plan ve teklif beğenilmiş ve derhal inşasına başlanmıştır. Bir hayli de inşası ilerlemesine rağmen; Birinci Dünya Savaşının başlaması ile bazı maddi ve manevi nedenlerle inşası durdurulmuştur. 1920 yılında Vali Muammer Bey’in ölümü üzerine proje tamamlanamadan sona ermiştir.

ataturk-heykeli-(13)-001.jpg

ataturk-heykeli-(16).jpg

ataturk-heykeli-(18).jpg

ataturk-heykeli-(19).jpg

 

ATATÜRK HEYKELİ DİKİLSİN!

İşte yarım kalan ziraat abidesi, Cumhuriyet kurulduktan sonra yeniden değerlenmeye başladı.

Ziraat Abidesi’nin Atatürk Anıtı’na Dönüştürülmesi Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte, ülkede gerek yeni düzen yerleştirilmesi, gerekse ulusal bilincin uyandırılıp güçlendirilmesi düşüncesinden hareketle büyük kentlerin meydanlarına kurtuluş  sonrası cumhuriyet ve ilkelerini konu alan anıtların yapılmasına ideolojik olarak gereksinim duyulmuştur. Bu amaçla 1924 yılında Konya Belediye Meclisi yarım kalan abidenin tamamlanması ve üzerine de Atanın heykelinin dikilmesine karar vermiştir.  Ancak bu dönemde bu anıtları yapacak yetkinlikte yetişmiş Türk heykeltıraşlar olmadığı için anıtı, adını  İstanbul Sarayburnu’ndaki Atatürk Anıtı yapımı ile duyurmuş  olan Avusturyalı heykeltıraş  H.Krippel tarafından yapılması kararı alınmıştır.  Konya Atatürk Anıtı 29 Ekim 1926 da Cuma günü üzeri beyaz atlas ve bayrak sarılı olarak açılışa hazırlanmış  ve büyük merasimle açılışı yapılmıştır Törene Vali  İzzet Bey, Belediye Başkan Vekili Nuri Bakkalbaşı, Konya milletvekili Kazım Hüsnü, Kolordu Komutanı Naci Eldeniz, Cumhuriyet Halk Fıkrası Müfettişi  İsmail Hakkı Bey, askeri ve sivil erkan, okullar ve vatandaşlar katılmışlardır. Nuri Bakkalbaşı konuşmasının ardından anıtı açmıştır.

ataturk-heykeli-(20).jpg

 

MİMARİ ÖZELLİKLERİ

Atatürk Anıtı; Amber Reis Cami’nin güneyinde, Konya Lisesinin güneybatısında, Devlet Su İşlerinin kuzeyindeki alanda yer almaktadır.  Kaide olarak kullanılan ziraat anıtı; her bir kenarı 585 cm uzunluğunda, 123 cm. derinliğinde, 20 cm. taş  korkuluk kalınlığı olan sekizgen planlı havuzun içerisinde oluşturulan, 96 cm yüksekliğinde bir platformun üzerine yapılmıştır. Bu sekizgen platformun yüzeylerinde, 48,5 cm derinliğinde, 98,5 cm eninde ve 68 cm yüksekliğinde nişler bulunmaktadır. Platformun birinci basamak seviyesinde köşelerde iç çapı 122 cm olan, küçük havuzcuklar bulunmaktadır. Dört cephede taç kapı  şeklinde tasarlanmış  anıta, her yönden 6 basamaklı merdivenlerle ulaşılmaktadır. Bu merdivenlerin rıhtlarının her birinin yüksekliği 17,5 cm’dir. Sadece son rıht 16,5 cm yükseklikte yapılmıştır (Şekil 3).  Merdivenlerden çıkıldıktan sonra, kare planlı anıta ulaşılmaktadır. Karenin kenarlarının uzunluğu 451 cm dir.  İçi boş  olan anıtın kare biçimli ayakları 150 cm uzunluktadır. Bu kare ayaklar pahlanarak “L” planlı köşe ayaklara dönüşmektedir. Anıtın köşelerinde altta âlemli kubbecikler ve üst kısımlarında aslan başlı fıskiyeler bulunmaktadır (Resim 9). Çeşitli motiflerle süslü, köşe kubbecikler bir mimari yapının kubbesi gibi ele alınmış altta köşeler pahlanarak çokgen kasnaklar oluşturulmuştur. 33,5 cm’lik geçiş  bölgesinden sonra diyogonal ve iç içe geçen kare motiflerin yer aldığı, 15 cm kalınlığında band gelmektedir. 18 cm boşluktan sonra Osmanlı Dönemi süslemelerinde görülen baklava dilimlerinin yer aldığı 6,5 cm kalınlığında ikinci band bulunur. Bu bandan sonra kubbe başlamaktadır. Kubbenin üzerinde Selçuklu ve Osmanlı Dönemi mimarisi taş  işçiliğinde kullanılan salbekli şemse, ucunda lale (palmet) motifi ile bitirilir. Bu motifte Mimar Muzaffer Bey’in yorumu ön plana çıkmaktadır. Son olarak, Selçuklu ve Osmanlı bezemesinde kullanılan balıksırtı motifi işlenmiş  âlem ile kubbecik son bulmaktadır. Kubbeciklerin üzerinde üst kotlarda yer alan aslan başlı fıskiyeler ise Antik Roma döneminde görülen bir süs öğesidir. Bu fıskiyeler anıta Mimar Muzaffer Bey tarafından yapılmamıştır. Eski resimlerinde de, Ziraat Abidesi’nin köşelerinde bu aslan başları görülmemekte, 1926 yılında Atatürk Anıtı kaidesine dönüştürüldükten sonra yapıldığı görülmektedir. Bu değişimi Belediye Fen Memuru Mimar Falih Ülkü yapmıştır. Bu anıtın güneydoğusunda yer alan aslan başı fıskiyesinin hemen üzerinde bulunan Osmanlıca Kitabede de belirtilmektedir. Sekizgen havuzun su ile doldurulması, devri daim ile bu fıskıyelerden alt kısımdaki havuzcuklara suyun gelmesi oradan da tekrar suyun havuza akması düşünülmüştür. Servet R. Çolak – Memleket