Durali Göğüş

Durali Göğüş

Zihinlerin Firavunlaşması!

İnsanlık tarihi sayfalarını geriye doğru karıştıralım. Dikkatle okuyarak tefekkür edelim. Bu okumadan çoğu kez çıkan sonuç; zıtlıklarla dolu düşünceler, fikirler, yaşamlar ve uygulamalar. Nedir bunlar? Hak - batıl, iyilik - kötülük , rahmani ve şeytanı çatışma. Hakkı üstün tutan Rahmani mücadelenin katmerleşmiş, kaşarlaşmış şeytani yaşama galip geleceği muhakkak. Yaratıcının vaadi. ‘’Hak geldiği zaman batıl yok olur.’’ Aslolan insanoğlunun hangi yolda hayat yolculuğunu seçtiği.

Hayatı dünyevi heva, heves ve maddi kazanç olarak önceleyenlerin yanlış, bozuk yolda olduğu aşikâr. İnsan bu kendi tercihim der aklınca. Bu tercih bireysel bir karar iken seçtiklerinin toplumun da kaderine etki edeceğini hiç hesaba katmaz. İyileri iş başına getirmişsek toplumda huzur ve başarıdan söz edilebilir. Çağın güç ekseninde yükselme ve ilerleme yolunda koşar adım yolculuğa devam eder insan ve ülke. Eğer yanlış bir seçimle birileri makama oturtulursa yan ağla dön ağla. Dizini dövmek beyhude artık. Eee. Saadete gel nereye varma niyetindesin diyenlerin sabırlarını fazla zorlamadan mevzuya gelelim. Bugünlerde kendisinin vicdani ve insani olma limitini tüketenler meydanda şov yapma derdindeler. Görünüm insan silueti, zihni şeytani kafalı bir yerel başkan gündemde. Biran sanki nimetleri kendi yaratmışçasına (haşa) ülkedeki misafir insanlara yaşamı zorlama gayreti ve çabası içinde. Canlıların hayat kaynağı suyu kısma mümkünse pahalı şekilde verme hadsizliğinde. Suyu on kat artıralım onlara bu beldeyi dar edelim. Onlar da buraları terk eder giderler. Yetersizliğini beceriksizliğini saklama adına gündem saptırma peşinde. Lideri çapsız gibi, muhacir masumlara fatura çıkarma zalimliğinde. Literatürde insanlara akla hayale gelmeyen, kötülük yapmakta ileri giden insanları vasfederken “ Firavun gibi zalim bir adam” denildiğini biliyor olması gerekiyor. Bindiği insanlık dalını keserek ‘’Belhüm Adal’’ çukuruna düşeceğini bile bile buna tevessül ediyor. Hâlbuki İslâmın bırak insanı susuz bırakmayı, bir kelp’e ayakkabısı ile su veren insanın cenneti kazandığını duyduğu, bildiği halde. Bu sadece şeytani bir gündem şovmenliği mi yoksa? Yoksa insanlık tarihinde denenmiş olan bu zalimlik zihinsel Firavunlaşma mı? Nemrutlaşma mı? Bunu sizlerin yorumuna bırakıyorum

Kâinatı ve nimetleri Allah yaratmıştır. Hiçbir canlının nasibini hiç kimse ya da ülke engellenme hadsizliğinde bulunamaz,bulunmamalı!..

Burdan bir başka gündeme bakalım şimdi.

Ümmetin lider ülkesine yapılan çökertme operasyonu vizyonda her zaman ki gibi. Görev sırası gelen sahneye sürülmekte. Sam Biden amcalarından alınan komut gereği sahnedeki siyasetçi yalancı liderler geri çektirildi ve susmaları istendi sanki. Görevi devralan ateşin haydutları, yangıncılar çıktı sahneye.

Ormanları yakma ve yabancı düşmanlığı fitili eş zamanlı olarak ateşlendi. Bu mevsimsel bir felaket veya tesadüfi olmayan alçakça girişimlerdir düşünüldüğünde. Terör ve içerdeki çeteler hepsi gönüllü taşeronluğa soyundular. Bu inkârı red edilemeyecek bir realite olarak kabul gördü aklı selim kafalarca.

Gezici sanatçı kılıklı şarlatanlar, hani sizin doğa, ağaç, hayvan seviciliğinize ne oldu? Yoksa sizinle kol kola yürüyen dostlarınızın ateşin haydutları olduğunu biliyorsunuz da ondan mı suskunluğunuz? Ormanı yakanların da aynı yerden beslendiğinizi çok iyi biliyorsunuz. Bu güzelim ülke evlatlarının kardeşliğine ihanetiniz. Fondaş sosyal medyanın borazanlığında ülkede kaos ve fitne çıkarma gayretinde olduğunuz ortaya çıkmıştır. Bir mahallede iki komşu arasındaki husumeti Türk - Kürt çatışmasına dönüştürme gayretiniz kardeş olan bu milletçe boşa çıkarılmıştır. Yapmayın! Kendi ülkenize düşmanla iş birliği ile ihanet içerisinde olmayı bırakın. Terör eylemlerini gizlemek için hedef saptırmayı bırakın. Uçak, helikopter az algı yönetimi girişimleri. Gazeteci kılıklı çenesi düşük hadsizin Cumhurbaşkanını düşürmek için sıraladığı ülkede büyük felaketler çıkması isteği zırvaları peşinde olmayın. Yangın nasıl ki ormanda bulunan çam, ladin, meşe, ardıç vs. cins ve canlı ayırt etmeden küle dönüştürüyorsa, bu topraklarda yakılacak olan kaos ve fitne ateşi de Türk-Kürt, Laz-Çerkez. Romen-Arap Sünni-Alevi ayırt etmeksizin herkesi yakar. Olan bu güzel toprakların halklarına olur. Kenardan iştahı kabarmış batılı küresel vampirler ağzını açmış bizden kalanlara saldırmak için hazır bekliyorlar, unutulmamalı.

Ne zaman ki bir oluruz, diri oluruz, kardeş oluruz o zaman güçlü ve büyük oluruz. Medeniyetin sahibi ve öncüsü oluruz. Zihinleri firavunlaşanlar nemrutla şanlar şunu iyice okuyun. Hatadan dönmek erdemlilik makamıdır.

Kardeşlik… Kardeşlik… İyi bir mümin ve millet olabilmenin yolu…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum