'Yitik Zaman Düşleri Şizofreni' belgeseli
Konya’da şizofreni hastalığı ve hastaların yaşamlarının anlatıldığı belgesel hazırlandı
Konya'da Şizofreni Gönüllüleri Derneğince yürütülen AB destekli ''Hayata Köprü Projesi'' kapsamında, her 100 kişiden birinde görülecek kadar yaygın olan şizofreni hastalığı ve hastaların yaşamlarının anlatıldığı ''Yitik Zaman Düşleri Şizofreni'' adlı belgesel hazırlandı.
Şizofreni Gönüllüleri Derneği Başkanı Emine Nur Barut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AB'nin desteği ve Konya Büyükşehir Belediyesi ile İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün katkılarıyla 2006 Aralık ayından itibaren yürütülen ''Hayata Köprü Projesi''nin amacının, şizofreni hastalarını topluma kazandırmak olduğunu söyledi.
Genetik bir hastalık olan şizofreninin tüm toplumu ilgilendirdiğini, çünkü hastalığın her 100 kişiden birinde görüldüğünü ve bu oranın çok yüksek olduğunu ifade eden Barut, ancak toplumun hastalığı yeterince bilmemesi ve şizofreni hastalarını tehlikeli olarak görmeleri nedeniyle bu kişilerin toplumdan soyutlandığını, kendi dünyalarında yaşamak zorunda bırakıldıklarını söyledi.
Projeyle şizofreni hastalarını toplumsal yaşama uyumlu, üretken bireyler haline getirmenin, yaşam kalitelerini yükseltmenin yanı sıra halkı bilinçlendirerek hastalık hakkında oluşan önyargıları ortadan kaldırmak istediklerini belirten Barut, bu amaçla proje kapsamında ''Yitik Zaman Düşleri Şizofreni'' adlı bir belgesel hazırladıklarını ifade etti.
BELGESEL, ALTIN KOZA ÖDÜLLÜ ÖĞRENCİLERDEN
Belgeselin, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Kısa Film Atölyesi'nin desteğiyle hazırlandığını belirten Barut, belgeseli Altın Koza Film Festivali'nde kısa film dalında birincilik ödülleri bulunan Serhat Koca ve Mevlüt Çiftçi'nin çektiğini bildirdi.
Kocaeli Üniversitesi Gündüz Hastanesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mustafa Yıldız'ın şizofreni hastalığını anlattığı belgeselde, proje kapsamında düzenlenen eğitimlere katılan hastalar ve ailelerinin yer aldığını belirten Barut, şöyle konuştu:
''40 dakikalık belgeselimizin çekimleri 3 hafta sürdü. Belgeseli hazırlayan ekip, bu süre boyunca derneğimize gelerek şizofreni hastalarıyla görüştü. Öncelikle onlarla iletişim kurup, hastalarımızın sorunlarını önce onlar anladı. Buradaki ortamdan, yaşantılarından çok etkilendiler. Bunun sonucunda ortaya çok iyi hazırlanmış bir belgesel çıktı. Belgeselin çekimleri değişik mekanlarda yapıldı, doğal ortamda, köy kahvehanesinde... Belgeselde Prof. Dr. Yıldız'ın hastalıkla ilgili anlattığı her ayrıntı, anlatılanlara birebir uyan hastaların yaşamlarından kesitler verilerek daha anlaşılır hale getirildi.''
''BANA DELİ GÖZÜYLE BAKACAKLAR'' KORKUSU
Şizofreni konusunda, hastalar kendilerini deşifre etmek istemediği için belgesel hazırlamanın zor olduğunu anlatan Barut, şunları kaydetti:
''Bizim üyelerimiz de başta çekimlere katılmak istemedi. 'Neden herkes şizofreni olduğumu bilsin, bana deli gözüyle bakacaklar' diyenler oldu. Ancak projemizin uygulama süresi 1 yıl. Yaklaşık 2 ay sonra proje tamamlanacak, oysa hastalarımız burada çok olumlu gelişmeler yaşadı. Toplumdan dışlandıkları için uzun yıllar evinin kapısının önüne bile çıkmayan, kimseyle konuşmak istemeyen hastalarımız, burada rehabilite edilerek yaşama bağlandı. Resim, takı tasarımı, ahşap boyama gibi faaliyetlerde bulunarak kendilerine güvenmeyi öğrendi. Şimdi eski yaşamlarına dönmekten korkuyorlar, bu projenin devam etmesini istiyorlar. Bunun için belgesel çekimlerine katılmayı kabul ettiler.''
Belgeselin, şizofreni hastaları hakkındaki önyargıyı ortadan kaldırmak için mümkün olduğunca fazla kişiye ulaşmasını istediklerini, bu kapsamda ulusal basında yer alması için girişimlerde bulunduklarını belirten Barut, büyük emek verdikleri ve büyük başarı elde ettikleri projelerinin devamı için de yetkililerden destek beklediklerini sözlerine ekledi.
