Yıldırım, kadın girişimcilerle bir araya geldi

Yıldırım, kadın girişimcilerle bir araya geldi

Başbakan Yıldırım: (3)- "Bazıları diyor ki 'Fırat Kalkanı'nı niye başlattınız? Bizim orada ne işimiz var?' Bu Fırat Kalkanı başladıktan sonra Türkiye bölgede işin içine tam anlamıyla girdi. Peki başlatmasaydık, 'Gaziantep'in ortasına füze düşüyor, Kilis'i

İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Bazıları diyor ki 'Fırat Kalkanı'nı niye başlattınız? Bizim orada ne işimiz var?' Bu Fırat Kalkanı başladıktan sonra Türkiye bölgede işin içine tam anlamıyla girdi. Peki başlatmasaydık, 'Gaziantep'in ortasına füze düşüyor, Kilis'in ortasına füze düşüyor, onlarca insan ölüyor, nerede bu devlet, niye bunlara bakmıyor?' Bakmanın yolu, tehdidi kapıya gelmeden durdurmaktır. 'Bizim kendi topraklarımızı ekip biçsek, mamur etsek bize yeter, bizim Suriye'nin toprağıyla ne işimiz var?' Bizim orada bulunma sebebimiz; güney sınırlarımızda yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini sağlamak, oradan gelen tehditleri de gelmeden önlemek. O amaçla oradayız." dedi.

Yıldırım, Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi'nde kadın girişimcilerle bir araya geldi.

Buradaki konuşmasında, terörle mücadelede konseptin savunmadan taarruza dönüştürüldüğü için Türkiye içerisinde özellikle "hendek-çukur" siyasetinin hemen sonrasında terör örgütünün büyük bir bozguna ve ciddi anlamda güç kaybına uğradığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bunun üzerine güneyimizdeki ülkelerden ciddi anlamda destekler gelmeye başladı. Orada maalesef DEAŞ, PYD ve diğer terör grupları elde ettikleri silahları PKK'ya vermeye başladı. Bunlara silah verenler de belli. Bu silahlar, bu sefer yurt içinde terör faaliyetlerinde kullanılmaya başlandı. Bu da tabii terörle mücadelede bizim biraz daha işimizi zora soktu. Kabul etmek lazım, çok gelişmiş silahlar elde ettiler. Bunların hepsini topladık, büyük oranda kırsalda hiçbir gücü kalmadı. Bunun için terör örgütü ne yapmaya başladı? Artık talimatlarını şöyle veriyorlar: 'Kuralsız, asimetrik saldırılar yapın. Herkesin elinde ne imkan, kabiliyet varsa, onu kullansın. Ses getiren, sivil, asker ayrımı yapmayın, ses getiren eylemler yapın.' Şu anda mücadele bu boyutta. Bunun için de gerekli teknik altyapımızı da artırıyoruz, güvenlikle ilgili istihbarat altyapımızı da güçlendiriyoruz. Yani yüzlerce olayı engelliyoruz ama bir tanesini kaçırdığımız zaman tabii çok büyük, hepimizi üzen bir sonuçla karşı karşıya kalıyoruz."

Yıldırım, Fırat Kalkanı Operasyonu'na değinirken, "Bazıları diyor ki 'Fırat Kalkanı'nı niye başlattınız? Bizim orada ne işimiz var?' Bu Fırat Kalkanı başladıktan sonra Türkiye bölgede işin içine tam anlamıyla girdi. Peki başlatmasaydık, 'Gaziantep'in ortasına füze düşüyor, Kilis'in ortasına füze düşüyor, onlarca insan ölüyor, nerede bu devlet, niye bunlara bakmıyor?' Bakmanın yolu, tehdidi kapıya gelmeden durdurmaktır. 'Bizim kendi topraklarımızı ekip biçsek, mamur etsek bize yeter, bizim Suriye'nin toprağıyla ne işimiz var?' Bizim orada bulunma sebebimiz; güney sınırlarımızda yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini sağlamak, oradan gelen tehditleri de gelmeden önlemek. O amaçla oradayız." değerlendirmesinde bulundu.

Dünyanın Halep'i büyük bir aymazlıkla, duyarsızlıkla, çaresizlikle izlediğini ifade eden Yıldırım, "Bir şey yapamadılar ama tek Türkiye yaptı. Türkiye, o ateş çemberinin içine girdi, 45 bin insanı oradan çıkardı. Ölümden kurtardı. Şimdi herkes, Amerika'dan tut, Avrupa'ya kadar 'Türkler büyük iş başardı.' diyor. Bırakın bizim sırtımızı sıvazlamayı da biraz yük alın. Bu dünya hepimizin ortak mirası, nimetlerini paylaşırken en önde gidiyorsunuz, külfetlerine, sorunlarına geldiği zaman nasihat veriyorsunuz. Biz böyle bir dünya hayal etmiyoruz, bizim hayal ettiğimiz dünya nimette de külfette de aynı şekilde yük, sorumluluk alan bir dünya. Bu anlamda Allah'a şükür Türkiye, geleneğiyle, tarihiyle, inancıyla ters düşecek hiçbir işin içinde olmadı. Hem evimizin içini hem ülkemizin içini olabildiğince güvenlikli hale getirmeye çalışırken, bir yandan da evinden, barkından, yurdundan ayrılmak zorunda olan milyonlara kucak açtık, onlarla aşımızı, ekmeğimizi paylaştık. Biz bize yakışanı yaptık. Bundan da asla pişman değiliz. Bizi farklı kılan da bu." diye konuştu.


- "Projeyi DPT'den onaylatmak için 1,5 sene uğraştım"

Başbakan Binali Yıldırım, yaşanan günlerin gelip geçici olduğunu dile getirerek, "Daha güzel günleri hep beraber göreceğiz. Bu günler o güzel günlerin sancılarıdır. Türkiye, bu sorunların üstesinden gelecek güce, öz güvene sahiptir. Bunun için daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz, kendi kendimize daha fazla yeterli hale geleceğiz. Sadece savunma gücümüzü değil caydırıcılık gücümüzü de geliştireceğiz. Bu yayılmacılık anlamına gelmiyor, tehditlere karşı hazır olmak anlamına geliyor." dedi.

Türkiye'nin savunma kabiliyetini son 14 yılda çok geliştirdiğini, yatırım miktarının artırıldığını kaydeden Yıldırım, bunun daha da yükselmesi gerektiğini belirtti.

Yıldırım, Türkiye'nin bölgesel, stratejik, coğrafi konumuna göre ekonomisinin daha fazla büyümesi gerektiğinin altını çizerek, "Havacılıktan aldığımız pay, göreve başladığımızda binde 40'tı, şu anda yüzde 2 seviyesine geldi. Dünyanın en fazla uçuş ağına sahip bir havayolu şirketimiz var. Başında da bir hanımefendi var. Kadın başarısı istiyorsanız, burada canlı örneği var." ifadelerini kullandı.

Dünyada 2009 krizinden bu yana "yaprak kıpırdamadığını", ticaretin küçüldüğünü, büyüme ortalamasının gittikçe aşağıya indiğini anlatan Yıldırım, Türkiye'nin büyümeye devam ettiğini ve dünyanın en büyük projelerini yaptığını, 1 yılda Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Avrasya Tüneli gibi mega projelerin hizmete alındığını söyledi.

Yıldırım, Avrasya Tüneli'nin bütçeden 1 kuruş harcamadan yapıldığına değinerek, "1,5 milyar dolarlık iş, 5 kuruş para cebimizden çıkmadı ama sizinle bir sırrı paylaşayım, artık bir önemi kalmadı. Bu projeyi DPT'den onaylatmak için 1,5 sene uğraştım, bakan olarak. İlk günden trafik tahminleri beklediğimizin üstüne çıktı. Türkiye neden daha hızlı yol alamıyor? Bürokrasiden. 'Ya sen başbakansın şikayet mi ediyorsun?' diyebilirsiniz. Gerçekleri saklamanın bir anlamı yok. İşte biz de diyoruz ki artık bu vesayet sistemini ortadan kaldıralım, milli irade kime yetki verdiyse, o verdiği süre içinde mazeret üretmesin, iş, hizmet üretsin. Vatandaşın karşısına gidince 'Ben bu işi yapacaktım, Anayasa şöyle dedi, mevzuat böyle, bürokrasi böyle dedi.' Bu mazeretlerden vatandaş artık bıktı usandı. Siyasete de ülkeye de zarar veriyor." diye konuştu.

(Sürecek)

Yıldırım, kadın girişimcilerle bir araya geldi

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :