Yıldırım, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarıyla buluştu

Yıldırım, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarıyla buluştu

Başbakan Yıldırım: (2)- "Türkiye Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğüne zarar verecek, insanının hayatına kastedecek kim olursa olsun, ister Suriye'de ister Irak'ta sınır değişikliğine cüret edecek, statü değişikliğine yeltenecek kim olursa olsun, bu, ülkemiz

KOCAELİ (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğüne zarar verecek, insanının hayatına kastedecek kim olursa olsun, ister Suriye'de ister Irak'ta sınır değişikliğine cüret edecek, statü değişikliğine yeltenecek kim olursa olsun, bu, ülkemizin ulusal güvenlik meselesidir ve gereken karşılık hiç tereddütsüz verilecektir. Bundan hiçkimsenin zerre kadar şüphesi olmasın." dedi.

Yıldırım, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda yaptığı konuşmada, terör örgütü PKK ile çok ciddi mücadelede bulunduklarını ifade etti.

Son 24 saatte 30 teröristin etkisiz hale getirildiğine dikkati çeken Yıldırım, şöyle konuştu:

"Bunlar tabii güç kaybedince bu sefer her türlü alçaklığı yapıyorlar. Sivillere, askere, polise, korucularımıza saldırıyorlar ama Allah'a şükür şunu rahatlıkla söyleyebilirim; terörle mücadele konusunda bugün inisiyatif tamamen devlettedir ve terör örgütleri, özellikle de PKK, Kuzey Irak ve Suriye'de yaşanan gelişmelerden medet ummaktadır. Onlar devlet olacak, işte bağımsız devlet olacaklar, bu sayede onlar da amacına erişecekler gibi bir tatlı hayalin içine girmişlerdir ama buradan Kocaeli'den sivil toplum örgütlerimizin, ekonomiye yön veren siz değerli kardeşlerimizin huzurunda şunu ifade etmek istiyorum; Türkiye Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğüne zarar verecek, insanının hayatına kastedecek kim olursa olsun, ister Suriye'de ister Irak'ta sınır değişikliğine cüret edecek, statü değişikliğine yeltenecek kim olursa olsun, bu, ülkemizin ulusal güvenlik meselesidir ve gereken karşılık hiç tereddütsüz verilecektir. Bundan hiç kimsenin zerre kadar şüphesi olmasın."

- "Sırtlarını sıvazlayanlara çok güvenmesinler"

Yıldırım, Kuzey Irak'ta yaşanan gelişmelere de değinerek, "Bugün Kuzey Irak'ta kişisel ihtirasları uğruna o bölgede yaşayan Türkleri, Arapları, Türkmenleri ateşe atanlar, onların sırtlarını sıvazlayanlara çok güvenmesin. Yarın bir gün işler kötüye gidince onların hiçbirini göremeyecekler. Tekrar o insanlarla başbaşa kalacaklar." dedi.

Macera arayışının kendilerinin sonunu hazırlayacağının altını çizen Yıldırım, tarih boyunca bu coğrafyada hep bir olduklarını, kader birliği yaptıklarını, mezhep, meşrep ayrımı yapmadan birlikte yaşadıklarını ifade etti.

Bundan sonra da beraber yaşamaya devam edeceklerini dile getiren Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada huzuru bozmaya çalışanlar, maalesef buranın yerlileri değil, burası üzerinde emperyal hesapları olanların yaptıkları oyunun bir parası oluyorlar, oradaki yerel yöneticiler. Bunu defalarca uyardık, ama fayda etmedi. Yeterince zaten bölgede insanlar çile çekti. Daha fazla onları bir çileye sürüklemenin ne anlamı var ama bazen kişisel ikbal ve ihtiraslar, ülkenin ve tabi olduğu halkın ötesine geçiyor, önüne geçiyor ve böyle durumlar ortaya çıkıyor. Biz ikazlarımızı yapmaya devam edeceğiz ama ülkemizin milli güvenliğine yönelik herhangi bir adım olursa karşılığını da tereddütsüz anında vereceğiz. Türkiye'nin bunu yapmaya gücü var. Türkiye eski Türkiye değil. Türkiye günden güne kendi kendine yetebilen bir ülke haline geliyor. Savunma sanayinde, caydırıcılıkta, ekonomisinde, sanayisinde, üretiminde, akıl terini alın terine katmada Türkiye önemli mesafe katetti. Tam istediğimiz yerde miyiz? Değil. Daha gayret etmemiz lazım."

- "Türkiye üst gelir grubuna çıkacak"

Başbakan Binali Yıldırım, Orta Vadeli Plan'ın açıklandığını, 2020'den itibaren Türkiye'nin orta gelir grubundan üst gelir grubuna çıkacağını bildirdi.

Hedefi böyle koyduklarını belirten Yıldırım, "Kişi başına milli gelir 13 bin doların üzerine çıkacak. Bu artık üst gelir grubunda olan ülkelerin sınırıdır. Aslında birçok konuda Türkiye ilk 20 ülkenin ortalamasına yakın. Mesela havacılıkta Türkiye dünyada 11. sırada. Avrupa'da 2. sırada. Alt yapı, yollar... 128 ülke arasında Türkiye 13. sıraya yükseldi, son 15 yılda. Alt yapı, yol çok önemli. Yol medeniyet. Yol olmazsa ürettiğinizi nasıl taşıyacaksınız, nasıl limanlara indireceksiniz, nasıl ekonomik değer elde edeceksiniz? Bütün bunlar, bugünün yarının yatırımları değil, Türkiye'nin geleceğinin yatırımlarıdır." diye konuştu.

Türkiye'nin bütün bunları çevresindeki sorunlara rağmen yaptığının altını çizen Yıldırım, şöyle devam etti:

"Avrupa ile ilişkilerimiz fevkalade değil. Maalesef Avrupa'da ırkçılık söylemleri, İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı prim yapıyor. Oradaki siyasetçiler de kısa vadede bundan yararlanmaya çalışıyorlar. Ama unutmayalım bizim orada 7 milyona yakın soydaşımız, vatandaşımız, kardeşimiz var. Onların geleceği de bizim için önemli. Onun için Avrupa ile politikalarımızı dikkatle belirliyoruz. Bizim hiçbir zaman Avrupa Birliği'nin halkıyla, orada yaşayan ülkelerin insanlarıyla bir sorunumuz olmadı. Sorunumuz bazı Avrupalı yöneticiler, maalesef seçim zamanları gelince Türkiye onların birinci gündemi oldu. Hollanda bunu yaptı kaybetti, Almanya da yaptı o da kaybetti. İnşallah bundan sonra tecrübe olur, bir daha böyle Türkiye ile uğraşmak cihetine gitmezler."

- "Türkiye hem Asyalı hem Avrupalı"

Yıldırım, Avrupa ile Türkiye'nin ilişkilerinin gelişmesinin şart olduğunu kaydetti. Türkiye'nin hem Avrupalı hem Asyalı olduğunu ifade eden Yıldırım, Türkiye gibi iki kıtayı birleştiren başka bir ülke olmadığının altını çizdi.

Anadolu topraklarının, medeniyetlerin buluştuğu yer olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla bundan sonra Avrupa Birliği'nin oturup kendi vizyonunu gözden geçirmesi lazım. Geleceğe bir Hristiyan kulübü olarak mı devam edecek; yoksa Balkanlar'ı, Anadolu coğrafyasını dahil ederek, daha geniş bir coğrafyada ilerlemesini mi sürdürecek, buna kendileri karar verecekler. Türkiye ile ilgili alacakları olumlu veya olumsuz yönde bir karar Türkiye'ye bir kaybettirirse Avrupa'ya iki kaybettirir. Türkiye Avrupa'ya yük olmadı hep Avrupa'nın yükünü aldı. Nasıl aldı? İşte Suriye, Irak... Bu bölgedeki istikrarsızlığın bedelini biz ödüyoruz. Eğer biz burada umursamaz olsak, değerlerimize sahip çıkmasak, bu sorun onların sorunu haline gelecek. Dolayısıyla Avrupa'nın güvenliği Türkiye'den başlıyor. O yüzden de Avrupa, konuya bu açıdan bakmalı ve bundan sonraki süreçte kısa vadeli siyasal hesapları bir kenara bırakıp, uzun vadeli, bölge barışı, bölgenin güvenliği, bölgenin gelişmesi için Türkiye ile daha yakın iş birliğini geliştirmelidir."

- "Coğrafi üstünlüğümüz var"

Türkiye'nin bulunduğu konum itibarıyla dünyanın merkezinde olduğunu vurgulayan Başbakan Yıldırım, Avusturalya'yı örnek göstererek, bu ülkenin bir ucundan bir ucuna 6 saatte uçulduğunun altını çizdi.

Türkiye'den ise 3 saat uçuşla 56 ülkeye gidildiğini dile getiren Yıldırım, "1,5 milyar insanın yaşadığı bir bölgeye hitap ediyorsunuz, yıllık 30 milyar dolar gelirin, gayri safi hasılanın oluştuğu bir bölgedeyiz. Bu bize büyük bir fırsat. Petrolümüz, doğalgazımız yok ama mukayeseli coğrafi üstülüğümüz var, mukayeseli insan kaynağı üstünlüğümüz var. Bunları ülkemizin geleceği, kalkınması için en iyi şekilde kullanmanın yoluna bakıyoruz." dedi.

Dünyada son 10 yılda yapılan 10 büyük projenin 5'inin Türkiye'de olduğuna da işaret eden Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:

"Türkiye'yi küçümsemeyin. Dünyada 10 büyük projenin 5'ini Türkiye yaptı veya yapıyor. Bunlar hangisi? Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü, dünyanın en büyük havalimanı, Çanakkale Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli. Bunlar dünyada marka projeler ve bu projeler gibi toplam 10 tane yapıldı. Çünkü dünyada kriz var. 2009'dan beri var olan henüz kriz bitmiş de değil. Yavaş yavaş toparlanıyor, bir toparlanıyor yeni bir kriz geliyor. Şimdi Kuzey Kore-Amerika atışması, Çin ile ilişkiler... Dünya tabiri caizse kaynıyor. Biz bu kaynamanın merkezindeyiz."

Başbakan Binali Yıldırım, referandum kararının da durup dururken alınmadığının altını çizdi. Türkiye'nin 15 Temmuz'u yaşadığını ve bölgesinde güçlü olması gerektiğini kaydeden Yıldırım, şöyle devam etti:

"Her türlü bölücü, ayrıştırıcı faaliyetlere kapısını kapatması lazım. İşte 16 Nisan'da verdiğiniz karar bu anlama geliyor. Çünkü vatandaş iktidarı sandıkta belirleyecek. 5 yıl boyunca, vatandaşın işini, gücünü, ihtiyaçlarını o iktidar görecek. 'Hükümet kuruldu, kurulmadı, o oldu, bu oldu.' Böyle bir mesele yok. Zaman kaybı olmayacak ama her şeyden önce ne olacak? Türkiye'nin bölünme riski ortadan kalkacak. Yüzde 50 artı bir oy almak ne demek? Türkiye'nin her köşesinden oy almak demek. Bu da ülke bütünlüğünü getiriyor, üniter yapının korunmasını getiriyor, Türkiye'nin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini getiriyor. İşte bu sistemin belki de en önemli özelliği bu. İstikrar, sürekli iktidar ve tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan ülküsünün ilahi nahiye devam etmesi."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :