Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni

Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)- "Uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklar halen milletlerin geleceğini karartmanın en önemli silahı olarak kullanılıyor. Genç kuşakları ifsad etmek için özellikle medya, sinema ve müzik sektörü üzerinden bilinçli ve çok yönlü bir ka

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uyuşturucu ve zararlı alışkanlıkların halen milletlerin geleceğini karartmanın en önemli silahı olarak kullanıldığını belirterek, "Genç kuşakları ifsad etmek için özellikle medya, sinema ve müzik sektörü üzerinden bilinçli ve çok yönlü bir kampanya yürütülüyor. Bazı uyuşturucu maddelerin kullanımı bireysel tercih ve özgürlük kavramı altında cafcaflı reklamların da desteğiyle özellikle teşvik ediliyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemal Reşit Rey Konser Salonunda düzenlenen Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreninde, Güney Asya’dan Afrika’ya kadar dünyanın birçok bölgesinde sömürgecilerin alkol ve afyon bağımlılığını tarih boyunca kullandıklarını ifade etti.

Alkol ve afyon bağımlılığının emperyalistlerin en büyük silahı olduğunu aktaran Erdoğan, Afrika ülkelerinde yerel kabilelerin alkole alıştırıldığını, hatta maden ocaklarında çalışan işçilerin ücretlerinin içkiyle ödendiğini, bunun da çok manidar olduğunu dile getirdi.

Erdoğan, soğuk savaş döneminde uyuşturucu ticaretinin, Doğu ve Batı blokları arasındaki savaşın en önemli araçlarından biri olduğunu, büyük güçlerin himayesinde gerçekleşen bu kirli ticaretten elde edilen kazançlarla kimi ülkelerde darbeler yapıldığını, iç çatışmaların körüklendiğini, demokratik rejimlerin tasfiye edildiğini anlattı.

"Bizim gibi iddia sahibi ülkelerin başına musallat edilen PKK gibi terör örgütlerinin en büyük gelir kapısı nedir biliyor musunuz? Halen uyuşturucu ticaretidir. Ortada böyle bir gerçek var ve tek taraflı çalışmıyor. Uyuşturucuyu satarak toplumlar uyuşturuluyor. Diğer taraftan elde edilen gelirler de silah mafyası güçlendiriliyor." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Dün olduğu gibi bugün de benzer politikalara, benzer projelere şahitlik ediyoruz. Uyuşturucu ve zararlı alışkanlıkların halen milletlerin geleceğini karartmanın en önemli silahı olarak kullanılıyor. Genç kuşakları ifsad etmek için özellikle medya, sinema ve müzik sektörü üzerinden bilinçli ve çok yönlü bir kampanya yürütülüyor. Bazı uyuşturucu maddelerin kullanımı bireysel tercih ve özgürlük kavramı altında cafcaflı reklamların da desteğiyle özellikle teşvik ediliyor. Tabii sadece bununla kalınmıyor. Eş zamanlı olarak bir milleti var kılan, onu ayakta tutan prensip ve gelenekler de dinamitlenmeye çalışılıyor. Örneğin, ahlak ve edep tahkir edilirken, eyyamcılık teşvik ediliyor. Vakarlı olmak hor ve hakir görülürken, hedonizm göklere çıkarılıyor. Vatan sevgisi aşağılanırken, çapulculuk, vandallık, teröristlik övülüyor. Şuur ve öz güven sahibi olmak, dünyadaki varoluş gayemizin bilincinde olmak utanç duyulması gereken hasletler gibi sunuluyor. Ülkemizde sayıca az ama sesi çok çıkan bazı çevreler de genç kuşakları ifsad kampanyasına taşeronluk yapıyor. Bu kesimler bir taraftan sınırsız özgürlük kisvesi altında her türlü marjinalliği, ahlaksızlığı, kötü alışkanlığı överlerken, diğer taraftan da milli ve manevi değerleri tahrip ediyorlar. Bitmez tükenmez bir kinle bu ülkeyi ve milletimizi asırlarca ayakta tutan taşıyıcı sütunlarına hücum ediyorlar."

- "Eleştiri oklarına çok muhatap olduk"

Hükümet olarak son 15 yılda gençlerin ruh ve beden bütünlüğünü korumak için aldıkları tedbirlerde bu güruhun eleştiri oklarına çok muhatap olduklarını hatırlatan Erdoğan, "Alkol düzenlemesinden uyuşturucuyla mücadeleye, eğitim reformlarından sosyal medya önlemlerine kadar her adımımızda bunları karşımıza bulduk. Ne adına? Özgürlük adına. Sevsinler böyle özgürlüğü. Kimi zaman sokak gösterileriyle, kimi zaman Anayasa Mahkemesinin kapısında nöbet tutarak, kimi zaman da köşelerinden bize saldırarak projelerimizi engellemeye, sabote etmeye çalıştılar. Öykündükleri batılı ülkelerdeki uygulamaları hayata geçirmeye çalıştığımızda, burada bile bizi yasakçı ilan ettiler. Gençlerin hukukunu korumak yerine alkol lobisinin, sigara lobisinin, uyuşturucu baronlarının avukatlığını yaptılar. İdeolojik takıntıları sebebiyle Türkiye’nin bağımlılıkla mücadelesine ket vurdular. Açıkçası biz son haftalarda gençlerimizin inanç anlayışı üzerinden gündeme sokulmaya çalışılan tartışmaları da bu minvalde değerlendiriyoruz. Bu tip tartışmalar kesinlikle objektif ve iyi niyetli değildir." ifadelerini kullandı.

"Sıhhati şüpheli haberler ve örnekler, formülasyonu sinsi sorular üzerinden gençlerimizin imanını, ahlakını ve akaidini, yani itikadını tartışma konusu yapmak kesinlikle art niyetlidir. Yapılan tam anlamıyla aslında bir sosyal mühendislik işidir. Bu projenin amacı da sorunu tespit etmek ve çözüm bulmaktan ziyade yapay bir gündem oluşturarak gençlere tuzak kurmaktır" sözlerini kullanan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ancak daha önceki benzer teşebbüsler gibi inşallah bu sinsi plan da işe yaramayacak, başarısız olacaktır. Gençlerimizin kendilerine kurulan bu tuzağı boşa çıkartacak basirete ve ferasete sahip olduğuna inanıyorum. Gençlerimize güveniyorum, inanıyorum ve bunu başaracaklar. Suni gündemlerle ülkemizi meşgul eden çevrelerin amaçlarını çok iyi biliyoruz. Biz elbette bunlara boyun eğmeyecek, tuzaklarına düşmeyecek, doğru bildiğimiz yolda yürümekten bir an olsun vazgeçmeyeceğiz. Ne kadim değerlerimizden, ne ahlak ve edebimizden, ne demokrasimiz ne de hak ve hürriyetlerden asla taviz vermeyeceğiz. Gençlerimizin özgürlük alanlarını genişletirken, onları en güzel ve en donanımlı şekilde yetiştirmeye çalışırken, aynı zamanda evlatlarımızı sürekli form değiştiren zararlı alışkanlıklardan da uzak tutacağız."

Sigaraya karşı kendisinin de bireysel olarak verdiği mücadeleden bahseden Erdoğan, "Biliyorsunuz benim bir huyum var. Kimin elinde, cebinde bir sigara paketi görüyorsam ne yapıp edip onu alıyorum. Hemen arkadaşlarıma diyorum ki; 'Adını, soyadını, tarihi, telefon numarası.' Alıp paketi kendi müzeme koyuyorum. Bu mücadeleyi hep beraber vereceğiz. Niye? Eğer ben bir insanı seviyorsam, onu zararlı olandan kurtarmam lazım. Bir başka örnek. Sevgililer sevgilisi Peygamberimiz Aleyhissalatu Vesselam ne buyuruyor; 'Sevdiklerinize, sevdiklerinizden ikram ediniz' diyor. İşte iki ayrı örnek. Bir tarafta kurtarmak, diğer tarafta ikram." ifadelerini kullandı.

Gençleri korumanın, geleceği kurtarmak olduğu bilinciyle mücadeleye kararlılıkla devam edeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Belediye Başkanlığımdan bu yana bulunduğum her yerde alkolü ben kaldırdım. Çok başlıklar attılar, çok köşe yazıları yazdılar. Ya bunları yazıyorsun da anayasaya niye bakmıyorsun? Anayasada devletin gençlikle ilgili görevi sayılırken, orada 'gençlerini kumardan, uyuşturucudan korur' diyor. Ama bizden önce gelen yönetimlerin hiçbirisi bunu uygulamadı. Ama biz uyguluyoruz. Şu anda bizim yönetimimizde olan yerlerde asla bu tür bir şey olamaz. Geldiğimden bu yana hiçbir zaman ben misafirlerime alkollü içki ikram etmedim. Tasarruf benim ise ben de sevdiklerime sevdiğimden ikram edeceğim. Burada şu hususa hepimizin dikkat etmesi gerekiyor. Hiçbir insanın kendisine ve başkalarına zarar verme özgürlüğü yoktur. Her türlü bağımlılık bana göre kişinin harakiri yapması, intihar etmesi demektir. Bizim inancımızda, değerlerimizde de böyle bir özgürlük anlayışı asla vaki değildir. Biz insan olarak yaşatmakla, ihya ve inşayla, nefsi korumakla, birbirimize sahip çıkmakla mükellefiz."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :