Yeniden Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı seçilen Mustafa Şentop'tan teşekkür

Yeniden Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı seçilen Mustafa Şentop'tan teşekkür

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılan oylamada üçüncü turda Mustafa Şentop 328 oy alarak yeniden Meclis Başkanı seçildi.

Genel Kuruldaki üçüncü tur oylamaya 557 milletvekili katıldı.

AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop 328, CHP Ankara Milletvekili Haluk Koç 134, HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu 51, İYİ Parti Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filiz 37 oy aldı. 7 oy geçersiz sayıldı.

Buna göre, Mustafa Şentop, üçüncü tur oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu olan 301'in üzerinde oy alarak, yeni TBMM Başkanı seçildi.

Mustafa Şentop konuşmasında şu görüşlere yer verdi:

Gazi Meclisimizin Başkanlığına tekrar seçilmem münasebetiyle söz aldım, hepinizi hürmetle selamlıyorum. 

Beni tekrar bu vazifeye lâyık gören yüce heyetinize, istisnasız bütün milletvekili arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Bu seçimde yarıştığım aday arkadaşlarımı da, hem gösterdikleri gayretle demokrasimize yaptıkları katkı, hem de siyasi olgunlukları sebebiyle tebrik ediyorum. Aday arkadaşlarıma ve onları destekleyen sayın milletvekillerine çalışmalarında muvaffakiyetler diliyor, bu anlamlı yarış için kendilerine teşekkür ediyorum.

Seçim sürecinde açık destek iradesini ortaya koyan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye  ve Milliyetçi Hareket Partisi grubuna mensup milletvekili arkadaşlarıma duydukları itimat için bilhassa teşekkür ediyorum.

Elbette AK Parti mensubu kıymetli milletvekili arkadaşlarıma, dostlarıma şükran borçluyum. Sağolun, varolun. 

Ve hususen, siyasete girdiğim ilk günden itibaren yol ve dava arkadaşlığını hayatımın en büyük iftihar sebeplerinden addettiğim AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, tensipleri ve takdirleri sebebiyle şükranlarımı arz ediyorum.

Şimdi artık seçim tamamlanmıştır. Bundan sonra, Anayasa, İçtüzük, diğer hukuk kuralları ve parlamento teamülleri çerçevesinde adalet ve tarafsızlıkla yüce Meclise hizmet etmeye çalışacağımdan kimsenin şüphesi olmasın.

Çatısı altında bulunduğumuz bu Yüce Meclis, 100 yıl önce istiklalimiz tehdit aktında iken asil ve onurlu bir direniş olarak doğan Millî Mücadele’nin merkezi olmuştur. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere istisnasız hepsini rahmetle, minnet ve şükranla andığımız Birinci Meclisin milletvekilleri, sadece bir yasama organı olarak çalışmamış, destansı İstiklal Mücadelemizi de yönetmiş ve yürütmüşlerdir. Bizler bu yıl, bu ulvî vazifeyi bihakkın yerine getiren Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 100’üncü yıldönümünü idrak ediyoruz. Aziz milletimiz ve yüreği Türkiye ile atan bütün dostlarımız için Meclisimizin açılışının 100’üncü yılını bir kere daha tebrik ediyorum.

Türkiye Büyük Millet Meclîsi’nin 100’üncü yıldönümünde ve bu vesileyle bir kez daha ifade etmeliyim ki, asil milletimizin o güne kadar gösterdiği cesaret ve kahramanlığın bir hulasası, o günden sonraki kahramanlıklarının önsözü sayabileceğimiz Millî Mücadele, tarihin bir döneminde yaşanmış bir hadise ve artık kapanmış bir fasıl değildir. Millî Mücadele, yalnızca bir çatışma süreci değil, aynı zamanda bir şuurun adıdır. Ve o şuur, el’an milletimizin zihninde ve yüreğinde, bu yüce çatının altında bütün hayatiyetiyle varolmayı sürdürmektedir.

O günlerden bu günlere, bütün zor zamanlarda, Milletimizin ümidi daima bu yüce Meclis’te olmuştur. Bugün de bu Meclis, Milletimizin iradesinin tecelligahıdır; en zor zamanlarda ümit bağladığı bir kurumdur; devletimizin ve siyasetin teminatı, demokrasinin kalbidir.

Bize düşen en önemli görev, şanla, şerefle, kahramanlıkla, fedakarlık ve vatanperverlikle mazisi şekillenmiş bu yüce Meclis’e layık olmak, Meclisimizin itibarını gözümüz gibi korumak, bu itibara halel getirecek her şeyden titizlikle kaçınmaktır. Milletvekilleri olarak, bu kutsal mekânı ortak aklın, Millet maslahatının ve çözüm üretmenin, medenice konuşmanın ve tartışmanın merkezi haline getirmek vazifemiz olmalıdır. Faydasız, sonuçsuz tartışmalarla, birbirimizi yorarak tükettiğimiz zamanın en önemli kaybımız olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi, millette karşılığı olan her fikrin, telakkînin ve dünya görüşünün özgürce yer bulduğu bir mekândır. Türkiye’yi hedef almadığı, sivil siyasete kastetmediği ve şiddeti bir yöntem olarak benimsemediği müddetçe her siyasi fikir ve oluşum, bu yüce çatı altında var olmayı sürdürecektir. 

Yüce Meclisin ve kıymetli milletvekillerinin destek ve takdiriyle seçildiğim bu şerefli görevi yürütürken, bu vazifeyi üstlendiğim süre zarfında, Türkiye’nin âlî menfaatlerini, milletimizin hukukunu, sivil siyasetin ve demokrasimizin sıhhatini, yüce Meclisimizin izzet ve itibarını korumak için bütün gücümle çalışacağım ve uygulamalarım daima a’zami bir dikkatle bu istikamette olacaktır.

Sözlerimin sonunda, 23 Nisan 1920’den bugüne kadar, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Gazi Meclisimizde görev üstlenmiş bütün Meclis Başkanlarımızın, milletvekillerimizin aramızdan ayrılanlarını şükranla ve rahmetle anıyorum. Hayatta olan Meclis Başkanlarımıza, milletvekillerimize sağlıklı, huzurlu bir ömür diliyorum. 

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlığına seçmek suretiyle hakkımda göstermiş olduğunuz itimat ve teveccüh için tekrar hepinize teşekkürlerimi sunuyorum. Bu vazife benim için çok büyük bir mazhariyettir ve yüce heyetinizin oylarında tecelli etmiş olan Aziz Milletimizin itimadıdır. 

Cenab-ı Hakk, beni sizlere ve Aziz Milletimize karşı mahcup etmesin.

Yüce Heyetinizi ve sizlerin şahsında egemenliğin kayıtsız ve şartsız sahibi olan aziz milletimizi hürmetle selamlıyorum.
 

Etiketler :