"Yeni Türkiye ile yeniden kucaklaşıyoruz"

"Yeni Türkiye ile yeniden kucaklaşıyoruz"

Dar’ul Kutubi'l İlmiyye'nin kurucusu Lübnanlı yayıncı Beyduni:- "Türklerin tarihi Arapların tarihinden farklıdır ve kökenler olarak da farklarımız var . Bütün bunların kültürlere etkisi vardır ama bunlar çok basit farklar. Çünkü Arapları ve Türkleri ulusç

İSTANBUL (AA) - SALİHA ÖZDEMİR - Lübnan'ın başkenti Beyrut'un en büyük yayınevi Dar’ul Kutubi'l İlmiyye'nin kurucusu Muhammed Ali Beyduni, "Tarih rolünü oynuyor, Türkiye ile Arap ülkeleri arasında bir süreliğine maalesef bir uzaklaşma yaşandı, çünkü dediğim gibi tarih rolünü oynadı. Fakat hamdolsun ki bugün biz şimdi yeni Türkiye'yle yeniden kucaklaşıyoruz" dedi.

CNR Kitap Fuarı'nda yer alan "Arapça Yayınlar Özel Bölümü"nün mimarlarından, Muhammed Ali Beyduni AA muhabirine açıklama yaptı.

Merkezi Beyrut'ta bulunan Dar’ul Kutubi'l İlmiyye'nin kurucusu Beyduni, yayınevini 1971 yılında kurduğunu belirterek, "Beyrut yayıncılık pazarında yüzde 45 hissemiz var. Uzun yıllar Arap Yayıncılar Birliği'nin de genel sekreterliğini yürüttüm. Türkiye'de düzenlenen bu fuar için de Türkiye Basım Yayın Birliği Başkanı Alparslan Durmuş benimle iletişime geçti ve fuarda özel bir Arap yayınlar alanı oluşturduk" dedi.

- "Arap yayıncılar Türkiye'deki fuarlara katılmaya devam edecek"

Beyduni, birçok Arap yayıncı ile birlikte fuar için emek verdiklerini dile getirerek, şunları söyledi:

"Yayıncılar olarak ülkelerimizden kalkıp gelerek verdiğimiz emeğimizin maksimum düzeyde olduğununu düşünüyorduk ama şaşkınlık içinde kaldık açıkçası. Türk kardeşlerimizin bu fuara katılımımızı sağlayabilmek ve bizi burada en iyi şekilde ağırlayabilmek için vermiş oldukları emek bizim verdiğimiz emeğin onlarca katını aştı, hepsine bu kardeşlik örnekleri için teşekkür ediyorum."

Lübnan'ın ilk kitap fuarının 59 yıl önce kendi yayınevinin öncülüğünde gerçekleştiğini aktaran Beyduni, fuarın Arap dünyasının ilk kitap fuarı olduğunu, 45 yıldır Arap dünyasında benzer birçok organizasyona destek verdiklerini ifade etti.

Beyduni, İstanbul'da gerçekleşen CNR Kitap Fuarı'na katılmaktan büyük memnuniyet duyduğunu vurgulayarak, şunları anlattı:

"Şu an Arap Yayıncıları Birliği'nin Genel Sekreterliği görevimin sona ermesine rağmen, Türkiye'nin genel olarak herhangi bir yerinde yapılacak olan fuarlara Arap yayınevlerinin katılmasını organize etmeyi sürdüreceğim inşallah. Arap yayıncılar Türkiye'deki fuarlara katılmaya devam edecek. Bunu Türkiye'nin tamamına olan sevgimden, özel olarak da İstanbul'a olan sevgimden ve burada bizi ağırlayan kardeşlerimize olan sevgimden dolayı yapmayı arzu ediyorum."

- "Tarih rolünü oynadı"

Arap coğrafyası ile Türkiye arasındaki son dönem yakınlaşmalara değinen Beyduni, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Tarih rolünü oynuyor, Türkiye ile Arap ülkeleri arasında bir süreliğine maalesef bir uzaklaşma yaşandı, çünkü dediğim gibi tarih rolünü oynadı. Fakat hamdolsun ki biz şimdi yeni Türkiye ile yeniden kucaklaşıyoruz. Bizi birleştiren dinimiz İslam olduğu için yakınlaşmamız daha kapsamlı ve daha hızlı oldu."

Beyduni, fuar kapsamında birçok Arap yayıncı ile Türkiyeli yayıncının karşılıklı çeviri anlaşmaları imzaladığı bilgisini vererek, karşılıklı çevirilerin hızlanması için çalışmalar yapacaklarını, Arap ve Türkiyeli okuyucuların birbirinin edebiyatını, düşüncesini tanımak istediğini söyledi.

"İki coğrafya arasında ister istemez, az da olsa kültür farkı var" yorumunu yapan Beyduni, şu düşüncelerini paylaştı:

"Türklerin tarihi Arapların tarihinden farklıdır ve kökenler olarak da farklarımız var . Bütün bunların kültürlere etkisi vardır ama bunlar çok basit farklar. Çünkü Arapları ve Türkleri ulusçuluğun üstünde birleştiren bir şey var ki, o da İslam dinidir. Bizi bugün tarih ve geçmiş yeniden birleştirdi ve gelecek de bizi birleştirmeye devam edecek."

- "Adlarımız aynı, yaşam tarzlarımız nasıl farklı olabilir?"

Kültürel bağların pekişmesi için Arapça, Türkçe çevirilerin kaçınılmaz bir noktada olduğuna dikkati çeken Beyduni, şu ifadeleri kullandı:

"Fuara katılmamızdaki en önemli amaç karşılıklı tanışma ve katışma olmasıydı iki tarafın edebiyatları arasında. Biz kültürel farklılıklarımız olsa da aynı toplumsal değerlere ve dokuya sahibiz. Belki şehirlerimizin adları farklı fakat aynı isimlere sahibiz. Türkiye'de de 'Halit' var bizde de, 'Ömer', 'Ali', 'Muhammed', 'Ayşe' var iki coğrafyada da. Adlarımız aynı, yaşam tarzımız nasıl farklı olabilir? Yaşam tarzlarımız da aynı. İslam bütün ulusçuluklardan ve milliyetçiliklerden üstündür. Bütün farklılıklar İslam'ın içinde erir."

Beyduni, Türk edebiyatçılar hakkında bilgi sahibi olduklarını vurgulayarak, Türkiyeli okuyucunun da Arap edebiyatçılar, özellikle şairler hakkında birçok bilgiye sahip olduğunu, severek okuduğunu dile getirdi.

Yapılan çevri anlaşmalarının okuyucunun seçeneklerini çoğaltacağını düşündüğünü söyleyen Beyduni, şöyle konuştu:

"Uzak kaldığımız dönemlerde, arada kaçırdıklarımızı çevirisini yapacağımız roman, öykü veya şiirleri okuyarak kapatabiliriz. Edebiyatın anlamı da budur, farklı coğrafyalardan insanların birbirini daha yakından tanımalarını, yakınlaşmalarını sağlar. Bu yüzden edebi eserlerin Türkçe, Arapça çevirilerinin yapılmasını çok önemsiyorum."

Beyduni, Malezya, Endonezya gibi ülkelere Arap dünyasından birçok kitap çevirdiklerinin altını çizerek, Türkçeye ve Arapçaya çevrilecek eserlerin halkların birbirini kucaklaması anlamında çok faydalı olacağına inandığını sözlerine ekledi.





AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler