AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nde '40. Yılında 12 Eylül Darbesi ve Darbeler' konusunu anlattı.

Sosyal Medya ağları üzerinde canlı yayınlanan programda konuşan AK Parti Konya Milletvekili Av. Ahmet Sorgun, hiç bir darbenin dış desteksiz yapılamayacağını ve her darbenin bir kazananı olduğunu ancak kaybedenin hep millet olduğunu söyledi.

Türkiye ‘de darbeler tarihinin 150 yıl öncesine kadar dayandığını, 12 Eylül darbesi ise ara durak olduğunu ifade eden Milletvekili Sorgun, “12 Eylül 1980 Darbesi’nin ardından 28 Şubat Postmodern Darbesi oldu, Son olarak ise 15 Temmuz’a hep birlikte şahit olduk. Yalnız 15 Temmuz’u diğerlerinden ayıran şey, diğerleri darbe; 15 Temmuz ise bütün vatanı topyekûn işgal girişimiydi. Ancak 15 Temmuz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın cesareti, milletimizin feraseti ve Allah’ın yardımıyla bertaraf edildi şükürler olsun. 15 Temmuz’u darbelerden ayıran en büyük özellik ise, darbelerde hep millet ve demokrasi kaybederken, 15 Temmuz’da hem millet hem demokrasi kazandı” ifadelerini kullandı.

"Darbe dönemi İstanbul Üniversitesinde Hukuk Fakültesi öğrencisiydim"

Darbecilerin önce darbeye zemin hazırladıklarını anlatan Sorgun, “12 Eylül darbecileri tam 15 ay öncesinden darbe hazırlıklarına başladılar. Sabah sağcıyı öldüren silah, öğleden sonra solcuyu öldürdü, bu silahı bu ellere verenler kimlerdi? Ben o dönem İstanbul Üniversitesinde Hukuk Fakültesi öğrencisi idim. Üniversitemizde bir bombalama olayı oldu. Fidan gibi yedi genç öldü, bizler arkadaşlarımızla o bombalamadan saniyelerle kurtulduk. Bombayı atan kimdi, kimlerdi? Bunun davası tam 30 yıl sürdü ama bir neticeye ulaşamadan zaman aşımından dava düştü. O dönem bunun gibi birçok olay meydana geldi, hepsi darbeye zemin hazırlamak, darbeyi milletin nezdinde meşrulaştırmaktı. Ve sonuçta bunları başardılar” diye konuştu.

Recep Tayyip Erdoğan döneminde yargı karşısına çıktılar

Darbe sonrasında İnsanların suçsuz yere öldürüldüğü, hapishanelerde işkencelere maruz kaldıklarını belirten Sorgun: “Bugün hâlâ Diyarbakır ve Mamak cezaevlerindeki işkenceler konuşuluyor. İnsanların eğitim hayatı bitti. İşlerinden güçlerinden oldular. Nice ocaklar söndü. Ülkeyi milyarlarca zarara uğrattılar. Şükürler olsun ki bunların hesap vermesi ve yargı karşısına çıkması da yıllar sonra da olsa Recep Tayyip Erdoğan döneminde oldu” diyerek sözlerini tamamladı.