Telefonunuz Akıllı Ya Siz ?

Telefonunuz Akıllı Ya Siz ?

Eğer telefonla uyuyorsanız bu haber size!

Telefonunuz Akıllı Ya Siz ?

 

Eğer telefonla uyuyorsanız bu haber size!

Eğer cep telefonlarınızı uyurken bile başucunuzdan ayırmıyorsanız dikkat!

  Toplantıda, derste, işte, yemekte ve hatta yatakta yanımızdan bir an bile ayıramadığımız akıllı telefonlarımız... Sadece iletişim vasıtamız değil, elimiz ayağımız, velinimetimiz. Ama bir o kadar da enerjimizi, zamanımızı alan, ruh sağlığımızı olumsuz etkileyen fazla akıllı cihazlar... Eğer siz de onlardan ayrılamıyorsanız işte yaranıza merhem öneriler. Bir aile düşünün. Anne-baba çalışıyor. Bütün hafta çocuklar, ebeveynleriyle vakit geçirmek için sabırsızlanıyor. Güzel bir pazar günü toplanıp pikniğe gidiliyor. Ama anne-babanın gözü çocukları görmüyor. Çünkü gözlerini de zihinlerini de akıllı telefonlarından bir türlü alamıyorlar.

Ya da akşam yemeğine çıkan genç bir çifti hayal edin. Baş başa keyifle geçirilecek bir zaman dilimi, ama onlar akıllı telefonlara tutsak olmaktan kurtulamıyor.

Zaman Gazetesi'nden Tuğba Kaplan'ın haberine göre sessiz sakin bir yere kafa dinlemeye giden birine ne demeli? Sahil kenarında uzanmış elinde iPad’i gelen e-maillerine bakıyor. Buna tam anlamıyla tatil demek ne kadar mümkün?

İster modern dünya ve iş koşulları, ister teknoloji deyin ama sürekli iletişim ve bağlantı halindeyiz. Parmaklarımız sürekli çalışır haldeyken, telefonlar kulağımıza yapışacak gibi yaşıyoruz. Sokakta, hastanede, tatilde, evde, işte ve uyumak için girdiğimiz yataklarımızda dahi çalışma modundan kendimizi alamıyoruz. Şüphesiz çoğu insan ve çevresi bu görüntüden muzdarip. Kimisi de artık bağlantıda olmadığında yaşam damarlarından biri kopmuş gibi hissediyor.

Amerikalı yazar Leslie A. Perlow da bu konuyu ele alan, “Akıllı telefonla uyuma: 7/24 çalışmaya nasıl ara verilir ve çalışma alışkanlıkları nasıl değiştirilir?” (Sleeping with Your Smartphone: How to Break the 24/7 Habit and Change the Way You Work) adıyla bir kitap yazdı.   

Ailenin ve dostların yerini akıllı telefonlar alıyor

Perlow, bireyin kendini aşırı bunalmış ve yoğun hissetmesine rağmen, iş hayatının prangalarından bir türlü kurtulamadığını düşünüyor. Ona göre, iş yaşamına fazlasıyla kapılan ya da akıllı telefonu/cihazı olmadan duramayan insanlar iş ortamından ayrılsa bile, aklını işten, gözlerini ve ellerini akıllı cihazından alamıyor. Bu durumda aile, dost-arkadaş gibi nefes alma duraklarının yerini akıllı telefon ya da cihazlar alıyor. Bu aslında, teknolojinin hızına fazlasıyla tutulan  biz insanoğlunun kimliğinin nasıl dönüştüğünü gösteriyor.

Perlow, çevremizdeki profesyonel insanlara sorduğumuzda akıllı telefonlarını hem sevdikleri hem de nefret ettiklerine dair cevaplar alacağımız kanaatinde. Çünkü bu kadar hız, erişebilirlik insana çok fazla güç verirken seviliyor. Ama aynı zamanda birey üzerinde fazla hakimiyet gösterip, kontrol altında tuttuğu için de nefret ediliyor.

Telefonu kapatamıyorsan, sessize al ya da kaldır

Yoğun iş temposunda olan insanlara kaç saat çalıştıklarını ve eve gittiklerinde de çalışmaya devam etmelerinin sebeplerini hiç sordunuz mu? Ya da bununla mutlu olup olmadıklarını. Cevapları şüphesiz olumsuz. Ama unutulan bir şey var ki, insanın işinde  ve kişisel hayatında daha başarılı olmasının önündeki en büyük engel aslında çalışma tarzı.

Birçok rapora göre insanlar zorunda olmadıkça telefon ya da akıllı cihazlarını kapatmıyor. Leslie Perlow, çözümün zannettiğimizden daha kolay olduğuna inanıyor. Yapılması gereken şey ilk etapta telefondan birkaç saat uzak kalmayı denemek. Ya da sessiz moda almak. Bu etabı deneyip, sonraki aşamalarda daha iradeli ve istikrarlı olup da eve gittiğinde kapatanlar mevcut.

Tek başına olmuyorsa, grup desteği al

Leslie Perlow’un tespitlerine göre tek başına kendini, akıllı telefon ya da cihazından alıkoyamayanlar da mevcut. Tam da bu noktada aile bireyleri ve iş arkadaşlarına büyük iş düşüyor.  Grup olarak bir yardımlaşma yoluna gidebileceğinden söz ediyor. Mesela yemekteyken hep beraber telefona bakmama kararı alınabilir. Aile ortamında teknolojik cihazlar belli bir süre için kapatılabilir. Ya da uzaklaştırılabilir. Sürekli el altında olması kullanım sıklığını artırıyor. Perlow’a göre bu yöntemi eşiniz, çocuğunuz ya da arkadaşlarınızla birlikte yapmak ilerleyen günler için işinizin daha da kolaylaşmasını sağlayacak. Diğer türlü hep beraber teknolojiyle yatıp kalkan, sohbet ve diyaloğun kesintiye uğradığı bireyler olma gibi bir sonuç ortaya çıkabilir.

Elbette maksat teknolojiden el etek çektirmek değil. Sadece daha düzenli ve başarılı bir yaşam adına, teknoloji ile kontrollü şekilde ilgilenmek. Mesela bir işadamı ya da profesör, yoğun iş hayatını aile desteği ve işyerindeki ekiple daha düzenli ve başarılı hale getirebilir. Her gün aynı kısır döngü içinde olmaktan kolaylıkla sıyrılabilir. Böylece az zamanda çok iş ve olumlu sonuçlar alabilir. Çünkü ekip halinde çalışma, organize olma ya da aile içi destek alma yoğunluğu ve yorgunluğu azaltacağı gibi, zaman tanzimini de öğretir. Böylece insan bütün dünyanın iş yükü üzerindeymiş gibi çalışma psikolojisinden kurtulabilir.

Akıllı telefonla uyumamak için

-Aşırı e-mail yükünüzü azaltmak için e-mailinizde önemli, önemsiz spam kategorileri açıp önceliğinizi belirleyebilirsiniz.

-Her zaman, her yerde iletişim ve bağlantı halinde olmak sizi yorar. Fiziksel ve ruhsal anlamda zarar verebilir. Beraber olduğunuz insanları da bunaltabilir.

-Kontrollü bir şekilde işinizi yapıp, cihazı elinizden bırakmaya çalışın. O zaman kendinizi daha dinlenmiş, enerjik ve işinizde daha pozitif  hissedebilirsiniz.

-Düzenli bir aile, ev ya da arkadaş ortamında bulunmanız bunu olumlu yönde etkiler.

-İşyerinde aşırı iletişim halinde olmamaya çalışın.

-Aşırı iletişim, performansı düşürür. Daha çok zaman harcayıp hiç iş yapmamaya sebep olur, yorgunluğu artırır.

-Kişisel yaşamları iş ortamına taşıyıp sohbet ortamı oluşturmayın. Akşam evinize gittiğinizde bu sohbeti akıllı telefonlarınızla devam ettireceğinizi siz de biliyorsunuz.

Aklıyla, zamanımızı ve enerjimizi alıyor!

Hızla gelişen teknolojiye inat akıllı telefonu olmayan ve almamak için direnen insanların sayısı azımsanamayacak kadar fazla. Hatta bunun için sözlüklerde, bloglarda açılan gruplar dikkat çekiyor. İnatla almayacaklarını, akıllı telefonun oyununa gelmeyeceklerini yazıyor. Bir de yalnızken işe yaradığını düşünen ama toplu ortamlarda telefonuyla uğraşanlardan haz etmeyenler var. Karar kullanıcıların olsa da, akıllı telefon ve cihazların dünyamızı kolaylaştırdığı kadar, aklımızı ve zamanımızı aldığı da bir gerçek.

 

Derleyen; Müjdat GÖKÇE

Önceki ve Sonraki Haberler