"Teknoloji diyeti" tatilde de bozulmasın

"Teknoloji diyeti" tatilde de bozulmasın

Uzmanlar, velilerin eğitim döneminde çocuklarının teknolojik aletleri kullanımını yasaklayıp, tatilde ise sonsuz kullanım hakkı vermesinin sakıncılarına işaret ederek, kuralların dönemlere bağlı olarak değil, ihtiyaçlar doğrultusunda ve tutarsızlık göster

İSTANBUL (AA) - ANDAÇ HONGUR - Uzmanlar, velilerin eğitim döneminde çocuklarının teknolojik aletleri kullanımını yasaklayarak, yarıyıl tatilinde ise sonsuz kullanım hakkı vermesinin sakıncalarına işaret ederek, kuralların dönemlere bağlı olarak değil, ihtiyaçlar doğrultusunda ve tutarsızlık gösterilmeden uygulanması gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor.

Uzmanlarca yaş gruplarına göre çocukların teknolojik araçlarla geçirebileceği süreler, "0-2 yaş arası hiç ekranla tanışmasın", "3-6 yaş günde 30 dakika", "ilköğretimde 45 dakika", "orta öğretimde 1 saat" ve "lise çağında 2 saat" şeklinde açıklanıyor.

Bu sürelere bakıldığında çocuklara okul döneminde de teknolojik araçlarla zaman geçirebileceği optimum süre verildiği görülüyor. Ancak çocukların eğitim dönemi boyunca cihazlardan yoksun bırakılıp, tatilde sonsuz izinle kullanmasının yanlış olduğu belirtiliyor.

Yeşilay Genel Başkanı ve Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Mücahit Öztürk, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, bazı velilerin, ebeveynlerin çocuklarının yaptığı veya yapmadığı davranışları, tutumları için uygulanma noktasında bazı kurallar koyduğunu ve bunlara uyulmasını beklediğini dile getirdi.

Bazı kuralların çocuklara zor, bazı kuralların da çok kolay gelebildiğini; kolay olanların kolay alışıldığı için çok sorun teşkil etmediğini veya ayrı bir uygulama yöntemine gerek kalmadığını anlatan Öztürk, zor kuralların çocuklar açısından zorlayıcı olabildiğini, ancak anne-babanın doğruları olduğu için bu kuralların uygulanmasında ödül, uygulanmaması halinde ceza sistemi öngörüldüğünü, amacın da ödül verdikçe davranışın devamını sağlamak olduğunu söyledi.

Öztürk, olumlu davranışın veya verilen bir görevin yerine getirilmesini, sıklığını pekiştirmek için verilen ödülün nicelik, nitelik ve sıklık bakımından ele alınması gerektiğine işaret ederek, "Her ödül olumlu davranışı pekiştirmez, pekiştirmediği gibi farklı olumsuz sonuçlara da yol açabilir. Birçok aile dönem boyunca okuldan, derslerinden kopmaması için çocuklarını bilgisayar, tablet gibi araçlardan uzak tutmaya çalıştı. Artık yarıyıl tatili başlayınca da çocuklar ve anneler kendilerine göre bilgisayarla, telefonla, oyunlarla, tabletlerle çok fazla vakit geçirmeyi haklı gördüler, görmeye başladılar. Burada anne-baba da tatil olmasından ve okul ödevi gibi bir sorumluluğun olmamasından kaynaklı olarak bu ödül sistemini çok masum görebiliyorlar. Ama baştan bu yana yanılmış olan bir durum var. Çocukları teknolojiden uzak tutmak ve birden bir sanal dünyaya atmak çok büyük bir yanlış." diye konuştu.

Uzmanların yaş gruplarına göre çocukların teknolojik araçların başında geçirebileceği süreleri, "0-2 yaş arası hiç ekranla tanışmasın", "3-6 yaş günde 30 dakika", "ilköğretimde 45 dakika", "orta öğretimde 1 saat", "lise çağında 2 saat" şeklinde belirlediğini aktaran Öztürk, şu değerlendirmede bulundu:

"Zaten okul zamanında da çocuğa teknolojik araçlarla vakit geçirebileceği, ihtiyacını karşılayabileceği optimum bir süre veriliyor. Bu süreler, okul zamanı ya da tatil fark etmez, uygulanması gereken süreler. Ek olarak kontrollü, bilinçli kullanım ve ailenin çocuğun internette nasıl vakit geçirdiğini bilmesi gereken takip şart. Bu süreleri aşan ve özellikle ihtiyaç dışı, kontrolsüz kullanımdan kaynaklı tüm kullanımlar teknoloji bağımlılığı gibi artık dünya sağlık otoritelerinin de kabul ettiği bir soruna yol açıyor. Bundan dolayı çocukların eğitim dönemi boyunca bu cihazlardan yoksun bırakılıp, tatilde sonsuz izinle kullanması son derece yanlış. Aileler bunu lütfen bir ödül sistemi olarak görmesin. Onun yerine bu süreler dışında çocuklara vakitlerini verimli ve keyifli geçirebilecekleri alternatif içerikler, zeminler oluştursun."

- "Aileler teknolojiyi kullanmada rol model olmalı"

Prof. Dr. Mücahit Öztürk, sanaldan çıkıp gerçek hayata baktıklarında gördüğü yavaş akan dünyanın çocuklara sıkıcı ve ağır geldiğine değinerek, "Bir mağazada, anne-baba kendi ihtiyaçlarını giderirken, oyalansın diye eline tablet verilen çocuğu düşünün ve bu çocuğun yaşam becerilerindeki eksikliği... Aynısı tatil dönemi için de geçerli. Sürekli bilgisayar, tablet başında olan bir çocuğun zihninin tamamının bu dünyayı alması, tatil bittikten sonra da gerçek dünyayla karşılaşması kaldıracağı, adapte olacağı çok zor bir dönem." dedi.

Ailelerin mutlaka tatil planı yapması gerektiğinin altını çizen Öztürk, şu önerileri sundu:

"Planın içerisinde ailenin de kontrol edebileceği optimum süre olsun. Mutlaka bitirmesi gereken ders dışı bir hikaye, roman kitabı olsun. Spor dallarından birine muhakkak ilgisi vardır çocuğun ve yıl içerisinde yapıyordur. Tatilde de buna yoğunluk versin. Arkadaşlarıyla vakit geçirebileceği zaman ve alanlar oluşturulmalı. Sadece bilgisayar değil, çocuğun sağlıklı yaşam, beslenme gibi alışkanlıklarının da kontrol altında olması gerekir. Zira tatil diye fastfood, abur-cubur yiyeceklere ilgi çok kayıyor. Aileler çocuklarının internette nereye girdiğini takip etsin. Bu asla çocukların özel hayatına karışmak anlamını taşımıyor. Bu bir kontrol mekanizmasıdır. İnternette sokakta görebileceğiniz daha fazla anonim kimlikler var ve daha tehlikeli olabiliyorlar. Bunlara dikkat edilmesi çocuğun güvenliği için önem arz ediyor. Yanı sıra aileler teknolojiyi kullanmada rol model olmalıdırlar. Tüm gün ellerinde telefon, gerekli-gereksiz, ilgili-ilgisiz her şeye bakan, takip eden bir anne-baba modeli karşısında çocukların da dünyasında bu tür araçlar çok masum olacaktır. Herkes için belirlenen bir sınır olmalı ve tüm aile fertleri buna uymalı."

- "En büyük yanlışlardan biri, ani kısıtlamalar getirilmesi"

Biruni Üniversite Hastanesi'nden Uzman Psikolog Pınar Hocaoğlu da kısıtlama getirilmeden kullanılan teknolojik araçların ergenlere ciddi zararları olabildiğine işaret ederek, bu zararları "fiziksel sağlığın bozulması", "şiddet eğilimi", "insan ilişkilerine olumsuz yansımalar", "beslenmenin bozulması", "yanlış rol model seçilmesi" ve "dürtü kontrolünün sağlanamaması", "gittikçe sabırsızlaşan ve tahammülsüzleşen çocuklar" şeklinde sıraladı.

İnternet çağında çocukları ve ergenleri tamamen bu ortamdan soyutlamanın mümkün olmadığını belirten Hocaoğlu, internet, bilgisayar veya oyunların sadece bir eğlence aracı olmanın çok ötesinde amaçlara hizmet ettiğini, eğlencenin yanı sıra çocuklar için sosyalleşme, beceri kazanma, günceli takip edebilme araçları olduğunu anlattı.

Hocaoğlu, günümüzde teknoloji kullanımının erken yaşlarda başlaması nedeniyle ailelerin getirmesi gereken sınırlamaların teknoloji kullanımının başlamasıyla oluşturulması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Yapılan en büyük yanlışlardan biri, çocukların sınav dönemi, yaşadıkları akademik düşüşler ya da evdeki sorumluluklarını yerine getirememe gibi nedenlere bağlı ani kısıtlamalar getirilmesidir. Kurallar ve sınırlar dönemlere bağlı değil, en başından ihtiyaçlar doğrultusunda ve tutarsızlık gösterilmeden uygulanmalıdır. Koyulan kurallar ve sınırlarda anne ve babalar aynı dili konuşmalı ve bu kurallar konusunda kararlı durmalı, istisnalar yapılmamalıdır. ‘Bugünlük yapsın yarın dikkat eder’, ‘ Aman canım şimdi tatil istediği kadar oynasın’ gibi söylemler kuralın değişkenliğinin sorgulanmasına ve çocuğun kafasının karışmasına neden olmaktadır."

Yaş gruplarına göre çocukların teknolojik araçların başında geçirebileceği süreleri hatırlatan Hocaoğlu, zamanla ilgili kurallar oluşturulurken teknoloji kullanımının ödül ve ceza olarak kullanılmaması, çocuğun anlayabileceği şekilde aktarılması ve en önemlisi ebeveynin de buna rol model olması gerektiğini söyledi.

Hocaoğlu, "Çocuğuna internet ve bilgisayar kullanımının zararlarından ve sınırlarından bahseden fakat elinden teknolojik aletleri bırakmayan ebeveynlerin kuralların oluşturmasıyla ilgili inanılırlıkları ve tutarlılıkları zedelenecektir. Yapılması gereken en önemli şey başta anne ve babaların teknoloji sınırlamasına dikkat etmesi ve çocuklara zaman geçirilebilinecek alternatif aktiviteler konusunda örnek olması." dedi.

Teknoloji denetimini sağlama konusunda yardımcı olabilecek unsurlardan birinin de "bilgisayar, tablet gibi teknolojik aletlerin ortak alanlarda (salon, oturma odası vs.) kullanımını sağlamak" olduğunu dile getiren Hocaoğlu, "Bu sayede hem girilen platformların takibi hem de süre denetiminin sağlanması mümkün olacaktır. Eğer denetime rağmen sınırlara uyma da zorlanma ve verilen sürenin çok üzerine çıkan kullanımlar var ise çocuğun temel ihtiyacının ne olduğunun keşfedilmesi faydalı olacaktır. Sonuç olarak bilgisayar ve internet kullanımı yok sayılamayacak bir kavramdır. Gerekli denetim sağlandığında ve uygun kullanım şartları oluşturulduğunda çocuklara fayda sağlayacaktır." diye konuştu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :