Muzaffer Tulukcu

Muzaffer Tulukcu

Tapucu ile evlenmek

 

Özellikle Devlet adına görev yapan tüm memurların belirli sorumluluklarının olduğunu hepimiz biliriz. Memurun yapacağı herhangi bir hatanın devlet, kurum veya şahsa nedenli zararları olabileceğini özellikle başından geçenler bilir.

Yirmi yedi yıl devlet hizmetim olmasına rağmen sorumluluk açısından Tapu memurlarının büyük risk altında olduğunu ancak 6 yıllık emlâkcılık tecrübem sonunda bir vesileyle öğrenebildim. Tapu ile ilgili bir arkadaşımla sohbet ederken, Tapudaki memurun yaptığı hatadan dolayı vefatından sonra varislerinin sorumlu olduğu, konu ile ilgili zararı varislerinin ödemesi için kanun bulunduğunu öğrenince hayli şaşırdım. Bu konu kafamda yer edince bunu araştırmaya karar verdim. İlk aklıma gelen daha önce Tapu’da, şu anda da Büyükşehir Belediyesi Emlâk-İstimlak Servisi’nde görev yapan genç arkadaşım Fatih’i ziyaret etmek oldu. Mevzu konu ile ilgili sorunca, internete girerek ilgili kanunun çıktısını bana takdim ediverdi. Sonrada bana konuyu daha iyi öğrenebilmem için Karatay Tapu Müdürü Hacı Emin YÜCEL Bey’i adres gösterdi.

Kanun şöyle diyordu:

4721 Sayılı Medeni Kanunun 1007’nci maddesi “Tapu sicilinin tutulmasında doğan bütün zararlardan Devlet memuru sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür” hükmündedir.

***

Kanunun devamını okuduktan sonra hayli düşündüm. Önce böyle bir kurumda çalışmadığıma şükrettim. Sonrada Tapu Müdürlüklerinde çalışan memur ve amirlere daha olumlu bakmaya başladım. Bir müddet sonrada bu öğrendiklerimi kamuoyu ile paylaşmanın faydalı olduğunu düşünerek biraz daha araştırma ihtiyacını görerek H. Emin YÜCEL Bey’i ziyaret ettim.

Karatay Tapu Müdürüm beni dört dörtlük aydınlattı. Tapuda çalışan bir memurun veya amirin yaptığı hatadan dolayı ölse bile geride kalan eş ve çocukları sorumluydu.

(Yaşanmış bir örnek)

Bir emekli Yarbayın eşi vefat eder. Yarbay belirli bir süre sonra bir bayanla tanışır ve evlenmeye karar verirler. Evlendikten 2 yıl sonra ikinci eş de vefat eder. Yarbay hüzünlü bir şekilde emeklilik yıllarını yaşarken eline bir mahkeme kararı gelir. 2. eşi sağlığında tapu müdürlüğünde memur olarak çalışmış ve emekli olduktan 20 yıl geçtikten sonra emekli yarbayla tanışarak evlenmiştir. Bayanın çalışırken 20 yıl öncesinden yapılan bir işlemden dolayı Medeni Kanunun 1007. maddesi gereği devlet sorumluluğundan bir işlemle ilgili memura rücu davası açtığı ve bu nedenle devletin kendisinden, ölen bayanın(sadece iki yıl evli kaldığı)mirasçısı olarak 85. 000 TL istediğini görünce dünyası şaşırmış ve emekli bir tapu memuru ile iki yıllık evlilik kendisine çok pahalıya patlamıştır.

Bu durumda emekli yarbayın evlenmeden önce evlenmeye karar verdiği bayanın şimdiye kadar hangi işlemleri yaptığı ve bunlarda bir kusuru olup olmadığını araştırması gerekir. Yada başka bir örnek vermek gerekir ise:oğlunuza bir kız istemeye gittiğinizde veya kızımıza günün birinde bir dünür geldiğinde öncelikle (gelin ve damat) adaylarının mirasçı olabilecekleri kişilerden tapu memuru olarak çalışmış birilerinin olup olmadığını ve bunların memuriyetlerinde yaptıkları işlemlerde ne derece sağlam çalıştıklarını iyi araştırmak gerekir. Sanırım hiçbir meslek dalında bu denli anormal bir durum yoktur. Tüm anne-baba ile gelin –damat adaylarına önemle duyurulur.

Dikkatli ve dürüst davrandıktan sonra hata yapma şansı hemen hemen yoktur. Ama!İnsan oğlu hata yapabilen bir varlıktır. Hele hele memuriyete yeni başlayan bir memur için düşünürsek ona daha çok hak veririz. Ola ki hata var ise bunun hesabını tabi ki o kişiden sormalıyız. Ama ilgili kanuna göre (örnekte de görüldüğü gibi) memurun hatasını varisleri olanların çekmesi hayli düşündürücüdür. Diyelim ki tapucu babam rahmetli oldu. Oğlu olarak bende askerliğimi yaptım tam evleneceğim günlerde, tapudaki babamın hatasından dolayı bana ödemem için bir borç çıkıp geliyor. Zaten ben borçlanarak düğün yapabiliyorum, evim kira, asgari ücretten bir iş bulmuşum çalışıyorum. Vay halime! Esgilerin deyişiyle “Neyleceksin cenaze evini gir ağla, çık ağla”

Demek ki babaların cezasını çocuklarının çektiği durumlarda varmış. Bu durumun şokunu atlattıktan sonra gene de ne yapılabilir diye Müdür Hacı Emin Bey’e soruyoruz. Cevap hazır:

Memurların yaptıkları işlemlerden meydana gelebilecek sorumluluklarını gerektiği gibi savunabilmeleri için adli yardım yapılması gereklidir.

Adli yardımdan mahrum olan memurların haklarını savunamamalarından dolayı gereksiz sorumluluk altına girdikleri ve kusur oranları az olduğu halde bütün zararı karşılamak zorunda kaldıkları çoğunlukla tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlarda zarara sebebiyet verenlerin ve durumlarının her bir durum ve kişinin sorumluluğunun ayrı belirlenmesi gerekir.

Tapu memuru bir zarara sebebiyet verince doğan tüm zararı tapu memuru karşılayacağı sonucu doğmamalıdır. Öyle zararlar doğmaktadır ki trilyonlarca rakamları bulabilmekte olup, bazen bilgisayar sistemi bazen işlem yapan taraflar, hatta kurumu da sebep olabilmektedir. Bazen de zararın doğmasına bunların her birinin katkısı olmaktadır.

Sorumluluk doğduğu hallerde aynı trafikte olduğu gibi kusur oranlarının belirlenmesi gerekir. Memura rücu ise kusur ölçüsü oranında olmalıdır.

Memurun gerek hukuk mahkemelerinde ve gerekse ayrı bir uzmanlık gerektiren ceza mahkemelerinde haklarını savunabilmesi için adli yardım sağlayacak sistemin kurulması yararlı olacaktır. Bu adli yardım sistemini, vakıf veya döner sermaye sistemi sağlayabilir. Danışman avukat şeklinde de adli yardım olabilir.

Ülke çapında hizmet veren hukuk şirketleri vardır. Bunlar veya sigorta şirketleri ile sözleşme yapılarak mali sorumluluk açısından veya ceza mahkemelerinde memurun hakları korunabilir. Tapu memurluğu başka memuriyetler gibi değildir. Haklı veya haksız olarak sık sık şikâyete maruz kalınmaktadır. Bunların hepsinde memur avukat tutacak olsa maaşı avukatlık ücretini ödemeye yetmeyecektir.

Devletin tapu sicilinden sorumluluğunda zaman aşımı olmamasına rağmen, memura rücu etmesinde Borçlar Kanununun 60. maddesindeki üst sınırlı olarak 10 yıllık zaman aşımı olmalı veya hiç değilse memurun yaşamı ile sınırlı olmalı, ölümü halinde memurun mirasçıları sorumlu olmamalıdır.

Her geçen gün daha iyiye giden Devlet hizmetlerinde Tapuda çalışanların lehine adımlar atılması umuduyla…

muzaffer-tulukcu-7.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.