İSLAMABAD (AA) - BEHLÜL ÇETİNKAYA - Pakistan'ın önde gelen medya kurumlarının temsilcileri ve gazeteciler, Cemal Kaşıkçı suikastında gelinen noktada Suudi Arabistan makamlarının Türkiye'yle iş birliği yapmadığını ve ülkede basın özgürlüğünün şu aşamada hayal olduğunu ifade etti.

Ülkenin çeşitli haber kanalı ve gazete yöneticileri ile köşe yazarları, Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesinin üzerinden geçen bir seneyi AA muhabirine değerlendirdi.

Dawn gazetesinin İslamabad Büro Şefi İftihar Şirazi, Türkiye'nin cinayetin ardından yürüttüğü çalışmaların önemine değinerek "Türkiye Kaşıkçı'ya olanları ve anbean yaşananları açıklayarak önemli bir işe imza attı. Buradan sonra cinayetin altında yatanları bulmak ve bu suçu işleyenleri cezalandırmak ise Suudi Arabistan'ın görevi." diye konuştu.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın cinayetin kendi kontrolü altında işlendiğini itiraf ettiğini hatırlatan Şirazi, "Suudi Arabistan Türkiye'yle iş birliği yapmazsa soruşturmadan mantıklı sonuç alınamaz. Aslında Suudilerin soruşturmadaki gönülsüzlüğü Kaşıkçı'nın Suudi rejiminin direktifleriyle öldürüldüğü iddiasını doğruluyor." ifadelerini kullandı.

- "Kaşıkçı olayı gazetecilerin hayatının risk altında olduğunu gösteriyor"

İslamabad merkezli G News kanalının Haber Müdürü Nedim Rıza da cinayetin aydınlanması için Türkiye'nin gösterdiği çabanın ve dile getirdiği kaygıların önemine değindi.

Türkiye'nin dış temsilcilikte işlenen suçu araştırmasının yasalarca kısıtlandığını söyleyen Rıza, "Suç Suudi Arabistan'ın konsolosluk binasında işlendiği için yasalar Türkiye'nin çalışma alanını daralttı. Suudi Arabistan'ın konuya yaklaşımı ise gazetecilik mesleğini yapanların endişelerini gidermekten uzaktı. Bu tamamen biz gazetecilerin hayatlarının ne kadar risk altında olduğunu gösteriyor." diye konuştu.

Uluslararası baskıya rağmen Kaşıkçı davasında adaletin tecelli etmediğini kaydeden Rıza, "Eminim ki Suudi Arabistan'da gazetecilik yapan meslektaşlarımız korku içindedir ve bu durumda Suudi Arabistan'da ifade özgürlüğü hala bir rüyadır." ifadelerini kullandı.

Rıza, ABD'nin Kaşıkçı cinayetine tepkisinin de zayıf olduğuna dikkati çekerek "Bu bir cinayettir ve değil bir gazeteciye, herhangi meslekten başka bir insana karşı işlendiğinde de aynı tepkiyi görmelidir. İsteğimiz Suudi Arabistan'ın kendi vatandaşı için adaleti sağlaması, uluslararası camianın ise bu barbarca suçu unutmayıp unutturmaması." dedi.

- "Suçlular Prens Selman'ın emirlerini yerine getirdikleri için idam edilecek ama Prens ceza almayacak"

Cinayetin ardından yaşanan süreci değerlendiren Dawn gazetesi köşe yazarı Mahir Ali, Türkiye'nin Suudi Arabistan başkonsolosluk binası ve rezidansında deliller temizlendikten sonra ancak inceleme yapma şansını bulabildiğini söyledi.

Eğer ceset parçaları mevcutsa yerinin ancak Suudi yetkililerce bilineceğini söyleyen Ali, "Hiçbir bulgu olmasa bile Prens Selman'ın öldürme emrini verdiği düşüncesi çok kuvvetli." şeklinde konuştu.

Konunun Uluslararası Ceza Mahkemesinde görülmesi gerektiğini kaydeden Ali, "Cinayete karıştığı iddia edilen 11 kişi Suudi Arabistan'da hakim karşısında. Belki bir kısmı Prens Selman'ın emirlerini yerine getirdiği için idam edilecek ama ne Prens Selman ne de Suud el-Kahtani (Prensin danışmanı) cinayetten suçlanıp ceza alacak." ifadelerini kullandı.

Ali, Kaşıkçı cinayetinin tüm uluslararası yasalara ve ahlaki değerlere aykırı olduğunu vurgulayarak "Türk medyasının konuyu sürekli canlı tutması çok önemli. Umarım Prens Selman'ın imajı bu cinayet yüzünden hiçbir zaman düzelmez. Aslında başta ABD olmak üzere yabancı ülkelerin Prens Selman'a yaptırım uygulaması gerekirdi ancak bunun olacağını hiç zannetmiyorum. Tüm ahlaki değerlere ve uluslararası yasalara aykırı olmasına rağmen Suudi Kraliyet ailesi bu cinayetin bedelini ödemiyor. İlk değil muhtemelen son da olmayacak." dedi.