Stratejik Tasfiye…..

Türkiye ve dünya yeni bir düzene hazırlanmakta. Küreselleşme adı altında başlayan bu yeni düzen ilk aşamada sınırları değiştirecek. Sınırları garanti eden BM anlaşmalarına rağmen bu yeni düzen yeni sınırlarla çizilecek.

 

Lozan’ı hiçbir zaman kabul etmeyen ABD artık zamanı geldi diyerek Ortadoğu’nun yeni sınırlarını çizmek üzeredir. Öcalan’ın teslimi ile başlayan süreç ilerlemekte ve yeni şartların kabulü ile Türkiye’yi zorlamaktadır. Terörün en kanlı günlerinde Hatay’da yapılan bir konuşma ile Öcalan Şam’ı terk etmiş ve ülkede şaşkınlıkla karşılanan bir sevinç yaşanmıştı. Acaba terör bitecek mi? Gerçektende terör adeta bıçakla kesilmiş gibi duruverdi. Anneler çocuklarını askere gönderirken içleri rahattı. Artık terör yok. Belki de hiç olmayacak.

 

Öyle olmadı. Ortadoğu’nun yeni ülkesi Amerika, bir trilyon doları gömmek için buralara gelmediğini gösterdi. Kuzey Irakta yeni bir oluşumu sağlamak ve bunun bölgenin en önemli ülkesi Türkiye tarafından kabulünü gerçekleştirmek..

 

Eskiden, anestezi yokken, insanın dişini çekerken ağrıyı duymasın diye, ayağını yakarlarmış. Şimdi de aynı taktikler geçerli ama farklı bir uygulama ile. Bu işi anestezi altında yapıyorlar. Sizi uyutuyor sonra da dişinizi söküveriyorlar, sonra da buna stratejik ortaklıktır diyorlar..

 

Irak’ın kuzeyinde bir devlet kurulacak. Bu kesin ve Amerika için gereklilik halini aldı. Amerika trilyon dolarları boşa dökmüyor. Bu devlet vasıtası ile de Ortadoğu’ya yerleşecek ve kalıcı olacak. Siz safların söylemlerine inanarak, Amerikanın buralardan bir gün gideceğini sanmayın. Amerika burada kalıcıdır ve kalıcı olacak. Petrol için geldiğinin düşünenler şuna inanmalıdır ki petrol bitse de Amerika burada kalacaktır. Çünkü bu topraklar dünyanın kalbidir. Ona sahip olan dünyaya sahip olur. Amerikanın burada kalabilmesi için sebepler hem ekonomiktir hem de dini inançlara bağlıdır. Evanjelizm ve kabala inancı bunu en önemli sebebidir.

 

Amerika için Kuzey Irakta kurulan devlet her şartta yaşatılmalıdır. Amerikanın bu devlete bir sütanne bulması lazımdır. Anlaşılan o da Türkiye’dir. İşin garibi Türkiye istemediği bu bebeği doyurmak zorunda olmaktan öte fazla istekli davranmaktadır.

 

Amerika bu coğrafyada kendi pokerini oynamaktadır. Bu oyun ne zaman arttıracağını, ne zaman geri çekilip pas çekeceğine karar vermek esasına dayanır. Bu kararlarda ki isabet sana kazandırır veya kaybettirir. Amerika şu ana kadar bu oyunu iyi oynamıştır. Siz manzaranın buralardan kötü görünmesine bakmayın. Oyun stratejiye uygun olarak gitmektedir. Son aşamada yapılması gereken, masanın öbür tarafındaki oyuncunun elinden geldiğinde artırmasını sağlamak ve onu soymaktır.

 

Türkiye terörün biteceği kozu ile iyice söğüşlenmektedir. Elindeki nakdi yatırmış, daha çok kazanacağı hayaliyle habire arttırmakta, habire yeni kozlar ortaya koymaktadır. Anlaşılan 5 Kasımda kapalı kapılar arkasında görüşmeler meyvesini vermektedir.  PKK ile korkutarak, Barzani’ye razı etmek oyunun esasıdır.

 

Terörün bitmesi ve bunu bitiren hükümetin başı olmak, Başbakana yeni bir seçim kazandırır. Bundan emin olun. Üstelik son üç aydan beri gösterilen performans en ciddi rakibi olan MHP yi bile sıkıştırmaktadır. MHP destek bulamayacağı ataklarda bulunmaktadır. Sonunda o muhalefette direncini kaybedecek ve ülke dikensiz yani muhalefetsiz gül bahçesine dönecektir.

 

Ama tarih hiçbir şeyi unutmayan ve hafızasına yazan tarih, yarın neler yazacaktır. Acaba bu düşünülmekte midir? Gelecek için verilenler, stratejik ortaklık adına vazgeçilemeyecek bir risktir. Sonucuna katlanmak şartı ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum