Somalı kadınların acısı ilk günkü gibi

Somalı kadınların acısı ilk günkü gibi

Faciada yaşamını yitiren Aslan'ın eşi: - "13 Mayıs geliyor ya, o günün gelmesini hiç istemiyorum, o gün gelmesin benim için"- "Kömür gördüğüm zaman aklımdan eşim geçiyor, ekmek parası için onun peşinden koştuğu geçiyor, kömür görmek istemiyorum"- Hayatını

MANİSA (AA) - EŞBER AYAYDIN - Manisa'nın Soma ilçesinde 3 yıl önceki maden faciasında yaşamını yitiren işçilerin eşleri, yaşadıkları acıyı hala ilk günkü gibi derinden hissediyor.

Soma'da kömür madeninde 13 Mayıs 2014'te toprağın altında son nefesini veren 301 madencinin eşleri, günlerce çocuklarını yanına alarak gittiği maden ocağı girişinde "iyi bir haber" bekledi.

Dakikaların gün gibi geçtiği süreçte ellerini semaya uzatıp madendeki eşleri için dua eden kadınlar, bir yandan da kol kanat gerdikleri çocuklarını teskin etmeye çalıştı. Onların verdiği bu mücadele, faciadan bu yana geçen 3 yılda hiç değişmedi.

- "Hayat devam ediyor ama kırık devam ediyor"

Faciada hayatını kaybeden maden işçisi Ahmet Ali Aslan'ın (31) eşi Marziye Aslan, Soma'da 12 yıldır yaşadıklarını, o güne kadar eşi ve çocuklarıyla mutlu ve huzurlu bir hayat sürdüklerini anlattı.

Faciadan bu yana adeta "yarım yaşadıklarını, bir yanlarının hep kırık olduğunu" dile getiren Aslan'ın şu sözleri, madenci eşlerinin yaşadıklarını yansıtıyor:

"Bacamız tütüyor ama dumanın yarısı içeriye basıyor. Zehirlenip öldüler ya o içimize çok sinmiyor. Nasıl öldü bilmiyorum, nasıl yaşadık, nasıl geçirdik hayatımızı bilmiyorum. 'Yaşayamaz ölürüz' diyordum da yaşıyoruz, hayat devam ediyor ama kırık devam ediyor."

- "13 Mayıs geliyor ya o günün gelmesini hiç istemiyorum"

Merhum eşinin kızı Derya'yı gezdirme imkanı olduğunu ama olay sırasında 9 aylık olan oğlu Mustafa'yı da elinden tutup gezdirebilmesini çok istediğini ifade eden Aslan, gözyaşlarını tutamayarak şöyle konuştu:

"Hayat devam ediyor, yiyoruz içiyoruz ama köksüz dumansız yaşanmıyor. 13 Mayıs geliyor ya o günün gelmesini hiç istemiyorum, o günü hiç yaşamak istemiyorum. O gün gelmesin benim için, o günü hiç sevmedim. O gün benim canımı aldı, hayatımı aldı, eşimi aldı çocuklarımı babasız bıraktı, her şey bitti benim için. Kömür gördüğüm zaman aklımdan eşim geçiyor, ekmek parası için onun peşinden koştuğu geçiyor, hiç kömür görmek istemiyorum."

Aslan, facianın ardından devletin her türlü imkanını madenci aileleri için seferber ettiğini, yapılan çalışmalar sayesinde maddi kaygılarının giderildiğini söyledi.

"Allah razı olsun devletimizden, milletimizden, Türkiye'mizden." diyen Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hepsi koştu geldi ama canımızı geri getiremediler, onların elinden gelmedi, bizim elimizden de gelmiyor. Elimizden gelse 'Yarın eşin geliyor şu parmağını keselim.' deseler, parmağımı değil canımı veririm, yeter ki o gelsin. Herkese gani gani rahmet eylesin." dedi.

- "Kızım da benim kaderimi yaşıyor"

Maden faciasında hayatını kaybeden 301 kişiden biri de 41 yaşındaki Saadettin Yılmaz'dı. Yılmaz'ın eşi Gönül Yılmaz, çocukları Gizem ve Sinem ile maden ocağının başında gelecek iyi bir haber için bekledi ancak bekleyiş hüzünle sonlandı.

Babasının madenci olduğunu, Ordu'dan Soma'ya çalışmaya geldiğini anlatan Gönül Yılmaz, eşi Saadettin Yılmaz'ın da Ordu'dan madende çalışmak için Soma'ya geldiğini ve burada tanışarak evlendiklerini söyledi.

Eşinin ailesine ve çocuklarına çok düşkün olduğunu aktaran Yılmaz, "Babam da madenciydi emekli olmuştu, ben 16 yaşındayken trafik kazasında vefat etti. Eşim de madende hayatını kaybettiğinde kızım 16 yaşındaydı, kızım da benim kaderimi yaşıyor." dedi.

Soma'da kömürden başka iş imkanının olmadığını, eşi Saadettin Yılmaz'ın emekli olduktan sonra geçim kaygısı nedeniyle birçok yere iş başvurusunda bulunduğunu vurgulayan Gönül Yılmaz, şöyle devam etti:

"Evimiz kiraydı, çocukların okulu vardı o yüzden iş aradı, yeniden madene girmemek için çok çabaladı, çok iş aradı ama olmadı en sonunda yine madene girdi. O gün o olayın olacağını bilsem onu işe kaldırmazdım, göndermezdim, 3 yıl oldu, acısı ilk günkü gibi duruyor. Çocuklar etkilendi, ben etkilendim. Babasız çocuk yetiştirmek çok zor."

Yılmaz, madenciliğin dünyanın en zor işi olduğuna işaret ederek madende çalışanları gördüğü zaman yüreğinde ağır bir acı hissettiğini söyledi.

Çocuklarının eğitimlerine devam edebilmeleri için elinden geldiğince çabaladığına dikkati çeken Yılmaz, onların madenle ilgili bir sektörde çalışmalarını istemediğini kaydetti.

Maden faciasında hayatını kaybeden Abdullah Özdemir'in eşi Cennet Özdemir de 3 yıl geçmesine rağmen acıya alışamadıklarını, halen eşi yaşıyormuş gibi hayaller kurduğunu belirterek "Yaşasaydı emekli olacaktı." dedi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :