ANKARA (AA) - ECENUR ÇOLAK/UĞUR ÇİL - Iraklı ve Suriyeli sığınmacı kadınlar, Ankara'daki Kadın Toplum Merkezleri'nde çeşitli görevlerde gönüllü çalışarak hem aile bütçelerine katkı sağlıyor hem de kaderi arkadaşlarıyla birbirlerine destek olarak savaşın sebep olduğu travmaları atlatmaya çalışıyor.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) bünyesindeki Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi'nin (IMPR) Ankara Mamak'taki Kadın Toplum Merkezi'nde gönüllü çalışan veya merkezin faydalanıcısı olan Iraklı ve Suriyeli kadınlar, Türkiye'deki hayatlarını AA muhabirine anlattı.

Eşi ve 6 çocuğuyla 2,5 yıl önce savaş sebebiyle Musul'un Telafer ilçesinden Türkiye'ye gelen Telaferli Türkmenlerden Amira Kaplan, "Memleketimiz bombalar altındaydı. Biz sadece kendimizi kurtardık, her şeyimizi bırakıp geldik buraya. Türkiye'ye geldikten sonra çok rahatladık. Hem Türkiye hem de Türk halkı bize kol kanat gerdi, çok yardımcı oldular." diye konuştu.

Irak'tayken muhasebeci olduğunu dile getiren Kaplan, merkezi duyduğunda buraya gelerek kurslara katıldığını ve sonrasında da burada gönüllü öğretmenlik yapmaya başladığını belirtti. Kaplan, Arapça, satranç ve resim gibi kurslar verdiğini aynı zamanda Türkçe bilmeyenlere tercümanlık yaparak yardımcı olduğunu ifade etti.

Kendilerine sağlanan Geçici Koruma Kimlik Belgesi sayesinde çocuklarının okula gidebildiğini anlatan Kaplan, bir çocuğunun ise üniversite eğitimini tamamlamak için Erbil'e geri döndüğünü kaydetti.

- "Iraklı kadınlar Türkiye'de güçlendi"

Telafer'deyken hemşirelik yapan Esra Akreş, bu nedenle Türkiye'ye ilk geldiğinde iş yapamamaktan çok sıkıldığını, IMPR'de gönüllü çalışmaya başladıktan sonra hayatının değiştiğini söyledi.

Çalışma hayatına dönmesiyle hem maddi kazanç elde ederek ailesinin geçimine katkıda bulunduğunu hem de psikolojisinin olumlu yönde etkilendiğini dile getiren Akreş, şöyle devam etti:

"Çalışmak bana çok güç veriyor, iyi geliyor. Ben de mülteci olduğum için diğer mülteci kadınlara destek olmak istiyorum. Eğer ben evde otursaydım, onlara bir faydam olmayacaktı. Ayrıca mülteci kadınlara tercümanlık desteği sağlıyorum. Bir de hem kendi adıma hem de diğer mülteciler adına şunları söyleyebilirim ki, Türkiye'den çok memnunuz. Türkiye'nin bize karşı tutumu çok iyi. Şu anda hiçbir problem yaşamıyoruz."

Irak'ta kadınların çalışmasının Türkiye kadar yaygın olmadığına değinen Akreş, "Iraklı kadınlar Türkiye'ye geldikten sonra daha da güçlendi, çalışmaya başladılar. Kadınlar sabırlı ve aktif olsunlar, çalışsınlar, her şey çok daha iyi olacak." ifadelerini kullandı.

Akreş, savaş bir gün biterse vatanına dönmek istediğini belirtti.

- "Türkiye'ye geldiğimden beri mutlu ve güvende hissediyorum"

Memleketi Musul'u 2015 yılının ekim ayında terk etmek zorunda kalan Iraklı Mona Ahmed, "Türkiye'ye geldiğimden beri mutluyum ve kendimi güvende hissediyorum." şeklinde konuştu.

Eşini 10 yıl önce trafik kazasında kaybettiğinden beri 3 erkek ve 2 kız çocuğuyla yalnız yaşadığını, ailenin geçimini büyük oğlu Muhammed Ahmed'in sağladığını aktaran Ahmed, diğer çocuklarının ise Türkiye'de eğitimlerine devam ettiklerini anlattı.

Arkadaşları aracılığıyla geldiği IMPR Kadın Toplum Merkezi'nde kadınlara dikiş, nakış ve örgü desleri verdiğini kaydederek, "Ancak bu şekilde savaşın üzerimizde oluşturduğu olumsuz etkilerden uzaklaşıyoruz ve acılarımızı biraz da olsa unutuyoruz." dedi.

Mona Ahmed, merkezde kendisiyle aynı kaderi ve sorunları paylaşan birçok kadınla tanıştığını dile getirerek, "Hayatın içinde birçok zorluk var ama bir şekilde devam ediyor ve biz halimize şükrediyoruz." ifadesini kullandı.

- "Kadınların eğitim alması ve başarılı olması beni mutlu ediyor"

Suriye'de psikoloji alanında lisans ve yüksek lisans eğitimi alan, savaş başlamadan kısa süre önce eşiyle Türkiye'ye gelen ve şu anda Hacettepe Üniversitesinde eğitim ölçme ve değerlendirme alanında doktora yapan Suriyeli Nesrin Sheef, merkezde yaklaşık bir yıldır Suriyeli ve Iraklı kadınlara gönüllü psikolojik danışmanlık yaptığını söyledi.

Sheef, "Türkiye'de olduğum için kendimi şanslı hissediyorum ama Türkiye'ye gelemeyenler için de üzülüyorum. Bu yüzden IMPR Kadın Merkezi'nde gönüllü çalışarak Suriyeli ve Iraklı kadınlara yardımcı olmak istiyorum. Kadınların eğitim alarak yeni şeyler öğrendiğini ve bir şeyler başardıklarını görmek beni çok mutlu ediyor. Okuyan ve eğitim alan kadınlar ailelerine katkı sağlamalarının yanı sıra kendi ayakları üzerinde duracak seviyeye de rahatlıkla ulaşabilirler." dedi.

Türkiye'nin kadınlara eğitim ve çalışma noktasında birçok imkan sunduğunu vurgulayan Sheef, kadınları güçlendirmeyi hedefleyen Kadın Toplum Merkezi'ndeki faaliyet ve kurslara katılan kadınların da hayatlarının görülür şekilde kolaylaştığını belirtti. Sheef, Türkiye'ye, Suriye ve Irak'tan gelen sığınmacılara kapılarını açıp, yardım ve destek sağladığı için minnettar olduklarının altını çizdi.

IMPR bünyesinde sığınmacı kadınlara yönelik seramik kursunda eğitim veren Azeri Ressam Şafak Vahabzade Dilek, kadınların çalışmalarında, lale gibi geleneksel figürleri, kültürlerinde yer alan öğeleri, yaşadıkları bölgedeki Fırat ve Dicle nehirlerini ve kendi evlerinin savaştan önceki, sonraki ve hayallerindeki hallerini yansıttığını dile getirdi.

Sığınmacı kadınların vatanlarına duyduğu özleme dikkati çeken Dilek, kursun kadınlara el becerisi kazandırmanın yanı sıra terapi gibi geldiğini de ifade etti.

- IMPR Kadın Toplum Merkezleri

IMPR Kadın Toplum Merkezleri Adana, Ankara, Batman, Bursa, Şanlıurfa, Konya ve Mersin olmak üzere toplamda 7 ilde savaştan etkilenen kadın ve çocukların sağlık hizmetlerine kolay ulaşımını, topluma adaptasyonlarını ve toplumsal duyarlılıklarını artırmak ve yeteneklerini geliştirerek yeni beceriler kazanmalarına yardımcı olmak amaçlarıyla hizmet veriyor. Merkezler, Suriyeli ve Iraklı kadınlara mesleki eğitim, psikososyal destek ve rehberlik hizmetleri sağlıyor.

Ankara'daki merkezde kadınlara sağlanan hizmetler arasında Türkçe, Arapça ve İngilizce dil kursları, seramik, resim dikiş, nakış ve örgü gibi el işi kursları, birebir veya grup danışma hizmetleri, üreme sağlığı bilgilendirmeleri ile toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, erken evlilik, çocuk işçiliği, ergenlik çağı gibi konuların işlenerek farkındalık oluşturulması da yer alıyor.

AA