"Şiddete maruz kalan kadınların yüzde 11'i hakkını arıyor"

"Şiddete maruz kalan kadınların yüzde 11'i hakkını arıyor"

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Kav: - "Şiddete maruz kalan kadınların sadece yüzde 11'i hukuki olarak hakkını arıyor. Ne yazık ki sadece yüzde 11. Geri kalan yüzde 89'u boynu bükük ve sessiz kalıyor, evinde oturuyor. Bu çok bü

İSTANBUL (AA) - ARİF YAKICI - Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, şiddete maruz kalan kadınların sadece yüzde 11'inin hukuki olarak hakkını aradığını belirterek, "Ne yazık ki sadece yüzde 11. Geri kalan yüzde 89'u boynu bükük ve sessiz kalıyor, evinde oturuyor. Bu çok büyük bir problem aslında. Bizim ve yetkililerin görmesi gereken asıl budur. Bu yüzde 11'in kıymetini bilmemiz, etkili korumamız gerekiyor." dedi.

Kav, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kadına yönelik şiddette yanlış bir algı bulunduğunu, yüzünde, gözünde, vücudunda açıkça morluklar, darp izleri varsa kadının şiddet gördüğünün düşünüldüğünü söyledi.

"Oysa ki kadına şiddetin çok başka ve görünmeyen bir yüzü de var. Psikolojik şiddet, ekonomik şiddet, cinsel şiddet gibi. Fiziksel şiddet bunlardan sadece biri." diyen Kav, ekonomik şiddetin toplumda çok yaygın olduğunu, kadının çalışmasına izin vermeme, maaşına el koyma, kredi kartını alma gibi yaptırımların Türkiye'de çok yaygın şekilde yaşandığını savundu.

Kadınların, duygusal şiddetle de yoğun şekilde karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Kav, "Duyguları baskı olarak kullanmaktır ki bizim toplumumuzda bir gelenek olarak karşımıza çıkıyor. Ailesiyle görüşmesine izin vermemek gibi. İyi bir şey gibi gördüğümüz 'Sensiz yaşayamam' cümlesi aslında duygusal baskı olarak kullanılıyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "Yüzde 30 civarı şiddet görüyor"

Kav, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile bazı üniversitelerin yaptığı araştırmalarda, Türkiye çapında kadına yönelik şiddet taramasının verilerinin yer aldığı raporların hazırlandığını, bu raporun en son 2014'te güncellendiğini anlattı.

Bu rapora göre, Türkiye'deki kadın nüfusunun yüzde 30 civarının şiddet gördüğünü ifade eden Kav, şu görüşleri dile getirdi.

"Psikolojik, ekonomik, cinsel, fiziksel şiddet biçimlerinden herhangi birisine maruz kalıyor. Yüzde 30 çok yüksek bir oran Türkiye'de. Bölgelere göre oran değişmekle birlikte metropollerde ve büyük şehirlerde kadına şiddet oranı yükseliyor. İstanbul’da yüzde 32 civarında kadın şiddet görüyor. Bu şiddet içerisinde en temel hak olan yaşam hakkının ortadan kaldırılması, kadın cinayetleri olarak karşımıza çıkıyor. Kadın cinayetleri sürekli artan bir seyir izliyor ülkemizde. Şüpheli ölümleri de hesaba kattığımızda sayılar daha da yüksek olabilir. Doğal ölüm değil, insan eliyle, erkek eliyle öldürülmeleri söz konusu kadınların. 2016'da 367 kadın cinayeti meydana gelirken, 2017'de 409'a çıkmış. Kesinlikle bu cinayetler önlenebilir."

Kadınların işsiz kalmasının da bir şiddet türü olarak karşılarına çıktığını söyleyen Kav, çok büyük bir kadın nüfusunun üretken olup çalışabilecekken şu anda istihdamın dışında kaldığını öne sürdü.

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu'nda kadına yönelik pek çok koruma tedbirinin tanımlandığını hatırlatan Kav, "Kanunda 15 civarında tedbir var. Çağrılı koruma, yakın koruma, sığınma evleri, adres ve iş yeri bilgilerini değiştirme gibi. Kadına yönelik önlemler kimlik bilgilerini gizlemeye kadar gidebiliyor. Uzaklaştırma kararları var faile yönelik. Ama en sık görüleni çağrılı koruma oluyor. 155'in aranması. Ama kadın 155'e ulaşana kadar veya polis olay yerine gelene kadar kadın zarar görmüş olabiliyor. İkincisi ise faile uzaklaştırma cezası veriliyor. Bu sefer de failin mağdur olduğu iddia edilebiliyor. Kanun tartışılmaya başlıyor." diye konuştu.

Verilere göre, şiddete maruz kalan kadınların sadece yüzde 11'inin hukuki olarak hakkını aradığını anlatan Kav, "Ne yazık ki sadece yüzde 11. Geri kalan yüzde 89'u boynu bükük ve sessiz kalıyor, evinde oturuyor. Bu çok büyük bir problem aslında. Bizim ve yetkililerin görmesi gereken asıl budur. Bu yüzde 11'in kıymetini bilmemiz, etkili korumamız gerekiyor. Ama bunların da sadece yüzde 23’üne işlem yapılıyor. Geri kalanı nasihat verilerek veya başka tedbirlerle evine geri gönderiliyor. Ne kadar acı bir durum değil mi? Şiddet gören yüzde 30 kadınımızdan şikayetçi olan sadece yüzde 11'ine gözümüz gibi bakmamız, destek vermemiz gerekirken, kıymetini bilmiyoruz. Olaya, ailevi konu gibi bakıyoruz maalesef." ifadelerini kullandı.

- "Kadın eşya veya mal değildir"

Gülsüm Kav, şiddete maruz kalan kadınlardan eğitim düzeyi yüksek olanların savcılığa, eğitim düzeyi düşük olanların ise polise başvurduğunu ifade etti.

Hemen her gün bir kadının cinayete kurban gittiğini dile getiren Kav, şöyle devam etti:

"Böyle bir durumda kadının elinde can simidi olarak 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu var. Geçmişte kapsamı çok dardı. Kadın cinayetlerinin çoğunda kadının 'kendine dair bir karar almak istemesi' nedeni var. Kadın ayrı bir birey. Bu hukukta da böyle tanımlanmıştır zaten. Kadın müstakil bir varlıktır. Kadın eşya veya mal değildir. Bir birey ve yurttaş olarak kadın erkekten ayrılmak da isteyebilir, boşanmak da isteyebilir. Tartışmada farklı bir fikir de söyleyebilir. Bazı cinayet olaylarında 'Aralarında tartışma çıktı ve adam eşini öldürdü' diyor. Ne olabilir burada kadını öldürmek için? Muhtemelen farklı bir fikir söylüyordur kadın, değil mi? Kadın hiç mi kendini ifade etmesin? Kadınlar elbette ki mutsuzlarsa, şiddet görüyorlarsa evliliklerini bitirmek isteyebilirler. Bu zaten hukukta da dinde de tüm kurallar silsilesinde düzenlenmiş durumda. Bu açıdan bakıldığında kendine dair karar almak isteyebilir kadın. Bir tartışmada fikrini söyleyebilir. Çünkü müstakil bir varlıktır. Ama bunun şiddetle bastırıldığını görüyoruz."

Kav, Türkiye'de kadınların hayatını kaybettiği pek çok cinayetin olay örgüsünde, boşanmaya çalışırken veya tartışma sonucu kadının öldürüldüğünün görüldüğünü, kararlı tedbirler alındığı takdirde bu cinayetlerin azaltılabileceğini kaydetti.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :