
Şeyh Osman Rumî ve Hasan Rumi türbesi
Konya’nın tarihine tanıklık eden yapıların önemi kadar içinde bulunan yatırlarda bir o kadar önemlidir İşte Konya’nın tarihinde önemli bir yeri olan Şeyh Osman Rumi, türbesi ve camisiyle günümüze kadar gelmektedir.
Şeyh Osman Rumi türbesi aynı adı taşıyan caminin bahçesinde yer alıyor. Şeyh Osman Rumi’nin kardeşinin türbesi de caminin bitişiğindeki küçük bir yapı şeklinde camiyle bitişik olarak yapılmıştır. Sahip Ata mahallesindeki mahallesinde bulunan bu iki türbe ve cami bugün halen ziyaretcilerine açık bir şekilde duruyor. Kurulduğu yıllardan bu güne kadar çeşitli restorasyonlar yapılan Seyh Osman Rumi Camiside halen ibadet hizmeti veriyor.
Şeyh Osman Rumi ve Hasan Rumi türbeleri
Şeyh Osman Rumi türbesi Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerini teşkil ederek yapılmıştır. Türbenin asıl yapıldığı tarih bilinmese de önemli bir bölümünün 15 yüzyilda yapıldığı karar alınmıştır. 1868 yılı Konya Salnamesi’nde, velilere ait listede adı sayılan 23 veliden birisi de Şeyh Osman Rumî Hazretleri’dir. Sipehsalar’ın anlattığına göre, Şeyh Osman Rumî, Hazreti Mevlâna’nın arkadaşlarındandır. Hasan Rumî de Osman Rumî’nin kardeşidir. Mevlâna Celâleddin-i Rumî Şam’da Berra-niye Medresesi’nde bulunduğu sıralarda; Şems-i Tebrizi, Sadreddin-i Konevi, Sadreddin-i Hamevî gibi büyükler arasında Şeyh Osman Rumî de vardır. Birlikte sohbet ve arkadaşlık etmişlerdir. Osman Rumî’nin de Sadreddin Konevî ve Hazret-i Mevlâna gibi Konya’ya sonradan gelip yerleştiği tahmin edilmektedir. Şeyh Osman Rumî, adıyla anılan Şeyh Osman Rumî Mahallesi’ndeki türbesinde metfundur. Eskiden burası bakımlı üç türbe, mescit ve zaviyeden müteşekkil geniş ve zengin gelirli bir mamuredir. Bir türbe ve zaviye kardeşi Hasan Rumî’ye aittir. Üçüncü türbe de üçüncü bir kardeşlerine aittir. İhmâl, ihanet ve bakımsızlık sebebiyle türbe ve çevresindeki zaviyeler yıkıldıktan sonra yerleri, özel şahısların eline geçmiştir. Bu külliyenin pek çok vakfı da zamanla yok olup gitmiştir. İncelediğimiz mamure kalıntısının çok kıymetli bir Selçuk eseri olduğundan hiç şüphe yoktur. Türbe 1959 yılında dede yadigârı seven Konyalılar tarafından tamir edilmiştir.” derken; Mehmet Önder Bey: “ Karamanoğulları devrinde 15’inci yüzyılın başlarında yapıldığı sanılan Türbe’de, devrin me-şayihinden Şeyh Osman Rumî ve yakınları metfundur” kaydını düşmektedir. Son zamanlarda Osman Rumî Türbe ve Mescidi’nin çevresi açılmış, bu tarihi eser restore edilmiştir. Türbe kalıntısının çok kıymetli bir Selçuk eseri olduğunda hiçbir şüphe yoktur. Türbe 1959 yılında dede yadigârı seven Konyalılar tarafından tamir edilmiştir. Mevlânâ Şehri Konya adlı kitapta, s.76'da bu türbenin Karamanoğulları devrinde XV. yüz yılda yapıldığı ve Osman-ı Rumi de Karamanoğulları devri meşayıhından olduğu söyleniyor.
ŞEYH HASAN RUMÎ TÜRBE VE Osman Rumi Çamisi
Bu çami ve türbe birbirine bitişik olarak yapılmıştır Osman Rumî Zaviye ve Türbesi'nin kuzeyinde idi. Şimdi bu mahalledeki çıkmazın içinde Hasan Rumî'nin yalnız 11 kapı numarasını taşıyan türbesi kalmıştır. Türbenin batıya açılan kapısını geniş mermerler sövelemektedir. Türbenin alt kısmı muntazam kesme taşla yapılmıştır. Kubbesi tuğladır. Üstünde de tuğladan süsler görülür. Kubbe eteğindeki izlerden şöyle bir mana çıkarmak da mümkün oluyor. Eskiden bu türbenin üstünde mahrutî bir kubbe vardı. Bu dış kubbe yıkıldığı için yalnız iç kubbe kalmıştır. Sadreddin Konevî civarında Pir Hüseyin türbesi için de böyle diyenler vardır. O halde kubbelerin üstlerindeki tuğla çıkartmaların, süs olmaktan ziyade kubbeye daha ziyade dayanıklılık vermek için yapılmış şeyler olduğunu kabul etmek icap edecek. Türbenin kuzey tarafındaki taş kemerden öğreniyoruz ki türbenin önü eskiden acıkmış, sonradan kerpiçle kapatılmıştır. Halk buna, Şeyh Rumî' Şeyh Hasan-/ Rum;" Tekkesi diyorlar. Fakat burada bir zaviyenin bulunduğunu bilenler ve hatırlayanlar yoktur, içerde iki sanduka vardır. Gerek bu sandukaların üstünde, gerekse türbenin kapısında bu türbeyi yapanın, yaptıranın ve yatanların hüviyetlerini ve ölüm yıllarını gösterir hiç bir Kitabe yoktur.
Şeyh Hasan Rumi daha Karamanoğulları zamanında yıkıldığı için evkafının tımara verildiği arşiv vesikalarından öğrenilmektedir. Fatih’in Karaman İli Evkaf ı'm tespit eden defterinde bu zaviye, Şeyh Hasan Rûmî Zaviyesi, şeklinde gösterilmekte ve evkafının da San Yakub'un oğlu Mehmed Çelebi’ye tımara verildiği kayıt edilmektedir. Konya'nın Sahra Nahiyesi'ne bağlı Koçaç Köyü'nün öşrü bu zaviyenin gelirini teşkil ediyordu. II.Bayezid adına yazılan Konya Evkaf Defteri zaviyenin vaziyetini daha iyi aydınlatmaktadır. Bu defterde hulasaten şunlar söylenmektedir: Hasan Rumî, zaviyesi Karamanoğulları zamanında yıkıldığı ve yok olduğu için Karamanoğlu zaviyenin vakfı olan Koçaç Köyü'nü San Yakub'a çiftlik yapmak üzere vermiştir. Sonra da vakfiyeti mensûh tutularak San Yakub'un oğluna tımara verilmiştir. Bayezid bu köyün vakfıyetini iade ederek yine Sarı Yakub Zâde'ye vermiştir. Seyri Hasan Rumi’nin de Şeyh Osman Rumi’nin kardeşi olduğu söylenmektedir. Servet R. Çolak – Memleket