Seydişehir Alüminyum Gerçeği
ETİBANK Genel Müdürlüğü ve o dönemdeki SSCB TİAJPROMEXPORT şirketi ile 9 Mayıs 1967 tarihinde yapılan 15 yıl vadeli ve % 2.5 faizli 62 milyon dolarlık ticari anlaşma ile projelendirilmiştir. Böyle bir tesisin bu günkü maliyeti yaklaşık 2'$'dır.
S.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğr. Üyesi Yard. Doç. Dr. Fethullah Arık'ın Araştırması
Yard. Doç. Fetullah Arık Araştırması
SÜ Öğretim Üyesi
MİLLİ MADENCİLİK POLİTİKASI VE SEYDİŞEHİR ETİ ALÜMİNYUM GERÇEĞİ
İlk insandan itibaren refah seviyesini ve gücü, büyük ölçüde yeraltı servetleri belirlemiştir. İnsanoğlunun ilk ortaya çıktığı tarihten bu yana güç daima madeni elinde bulunduranda değil kullananda olmuştur. İnsanlık tarihinin devirleri de kullanmış oldukları malzemenin cinsine göre belirlenmiş taş devri, bronz devri olarak adlandırılmıştır. Günümüzde ise şu an büyük bir heyecanla 3 Ekim 2005'e görüşme tarihi alabildiğimiz Avrupa Birliği'nin temelinin de Fransa-Almanya sınırındaki kömür ve demirin ortak kullanımı anlaşması olan Avrupa kömür-çelik topluluğundan doğduğu düşünüldüğünde madenciliğin hâlâ en önemli güç unsuru olduğu ortaya çıkmaktadır. Gelişmiş ülkelerde, madenlerin mamul ve/veya yarı mamul olarak üretilmesinin yanı sıra madenciliğin diğer sanayi dallarıyla bütünleşmiş olması önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır.
Ülkemiz doğal kaynaklar açısından önemsenir bir potansiyele sahiptir. Maden rezervlerimizin gerek Türkiye yüzölçümüne gerekse nüfusuna oranı diğer ülkelerle kıyaslandığında dünyanın şanslı ülkelerinden biri olduğumuz ortaya çıkmaktadır. Ancak ülke ekonomisinde madenciliğin yeri çok geri sıralardadır.
Ülkemizin jeolojik özellikleri, küçük-orta rezervli, çok çeşitli maden yataklarının oluşumuna imkan sağlamaktadır. Bor'da dünyanın en büyük ve Trona'da ise dünyanın ikinci büyük rezervlerine sahip olduğumuz bilinmektedir. Bunun dışında toryum, linyit, mermer, manyezit, nadir toprak elementleri, zeolit, trona, barit, feldspat, sodyum sülfat gibi madenlerde önemli miktarlarda rezerve sahip olduğumuz ve Öte yandan araştırmalarla ortaya çıkarılan ve ekonomik değere sahip olduğu bilinen maden kaynaklarımızdan bazıları gerekli teknoloji sağlanamadığı için atıl kalmış ya da yeterince değerlendirilememiştir.
Madenlerimizin etkin verimli bir şekilde Ülke ekonomisine kazandırılabilmesi için bilimsel bilgi, yatırım, istihdam, katma değer, teknoloji, koordinasyon, yatırım riski parametrelerini, çevresel, tarımsal, kültürel ve diğer doğal kaynakları gözeten planlı bir madencilik politikasının belirlenmesinin yanında, madencilik üretiminde rol alan bütün tarafların söz ve karar sahibi olduğu, üretiminden pazarlamasına kadar kamu yararını esas alan bir anlayışın yerleşmesi gerekmektedir.
SEYDİŞEHİR ETİALÜMİNYUMUN ÖNEMİ
Şu anda Seydişehir Eti Alüminyum Tesisleri ve işletme ruhsatına sahip olduğu boksit yatakları, Başbakanlık Özelleştirme İdaresi tarafından satışa arz olunmuştur. Gündemde önemli bir yere sahip olan Eti Alüminyum, Türkiye'nin tek alüminyum üreticisi ve ruhsatlı sahaları Türkiye'nin en önemli boksit yataklarıdır.
ALÜMİNYUM VE KULLANIMI
Alüminyum; demir ve bakır gibi diğer metallerden farklı olarak insanlık çağının başlangıcı ile değil, son 200 yılda keşfedilmiş ve insanlığın hizmetine sunulmuş bir metaldir. İlk defa 1821'de Fransa'nın Les Baux bölgesinde alüminyum üretiminin temel hammaddesi bulunmuş ve buraya izafeten cevher "bauxite, boksit" olarak adlandırılmıştır. Boksit sertliği 1-3, yoğunluğu 2.5-3.5 gr/cm3 arasında değişen alüminyum oksit ve hidroksitlerin bir karışımıdır. Dünyadaki metal alüminyum üretiminin % 90'ı bu cevherden üretilmektedir. Bu bakımdan boksit cevheri dünya ticaretinde önemli bir yer tutmaktadır. Boksit, diyasporit (Al2O3.H2O), böhmit [AlO(OH)], gibsit (hidrarjilit) [Al(OH)3] minerallerinin bir karışımı olup genel olarak silis, demir oksitler ve TiO2 içermektedir. Rengi, içerdiği demir miktarına bağlı olarak sarı, kahverengi ve kırmızı olabileceği gibi kirli-beyazdan, griye kadar değişmektedir.
Alüminyum, diğer metallerin birlikte ve ayrı ayrı sağlayamadığı hafiflik, mukavemet, üstün korozyon direnci, yüksek derecede ısı ve elektrik iletkenliği, kolay şekillendirilme, işleme ve ısıl işlem yapılabilirliği özellikleriyle inşaat, otomotiv, ambalaj, savunma sanayii, boya ve taşımacılık sanayiinde geniş bir kullanım alanına sahiptir. Her geçen gün çeşitlilik ve miktar bakımından önemli ilerlemeler kaydetmektedir. Bor ile birlikte kompozit malzemelerin ana girdisi olarak 'Yüzyılın Madeni'olarak tanımlanmaktadır. Dünya giderek daha fazla alüminyum tüketimine yönelmektedir. Teknolojik gelişmeler de bunu zorunlu kılmaktadır.
Ayrıca endüstride bazı metallerle alaşım yapılarak çok nitelikli özelliklere sahip olan alüminyum-bakır (Al-Cu), alüminyum-silis-magnezyum (Al-Si-Mg), alüminyum-magnezyum-çinko (Al-Mg-Zn), alüminyum-magnezyum (Al-Mg), alüminyum-silis (Al-Si), alüminyum-kalay (Al-Sn) ve alüminyumbor, (Al-B) alaşımları kullanılmaktadır.
Çizelge: Kullanım alanlarına göre boksit sınıflandırması
İçerik, % Metalürjik Kimyasal Çimento Refrakter Aşındırıcı
Al2O3 50-55 Min.55 45-55 84,5 80-88
SiO2 0.15 5-18 Max.6 7,5 4-8
Fe2O3 5-30 Max.2 20-30 2,5 2-5
TiO2 0-6 3 3 4 2-5
Avrupa'da kişi başı ortalama alüminyum tüketimi 22 kg iken ülkemizde kişi başına alüminyum tüketimi 3 kg'dır. Bu oran oldukça düşük olup, Türkiye için alüminyumun gelecekte daha çok tüketileceği anlamına gelmektedir.
Rezervler:
Kaynak olarak ele alındığında dünya boksit varlığı 55-75x109 ton olarak tahmin edilmektedir. Bu kütlenin % 33'ü Güney Amerika'da, % 27'si Afrika'da, % 17'si Asya'da, % 13'ü Okyanusya'da ve % 10'u diğer ülkelerde bulunmaktadır.
Çizelge: Dünya boksit rezervleri, 106 ton
ÜLKELER ÜLKELER REZERV
Görünür Toplam Görünür Toplam
A.B.D. 20 40 Hindistan 770 1.400
Avustralya 3.800 7.400 Jamaika 2.000 2.500
Brezilya 3.900 4.900 Rusya 200 250
Çin 720 2.000 Surinam 580 600
Guinea 7.400 8.600 Venezuella 320 350
Guyana 700 900 Diğer Ülkeler 4.100 4.700
DÜNYA TOPLAMI 24.000 34.000
BOKSİT ÜRETİM YÖNTEMİ VE TEKNOLOJİSİ
Boksit üretimi genel olarak açık ve yeraltı madencilik yöntemleri kullanılarak yapılmakta, üretimin % 90'ı açık işletmelerde gerçekleştirilmektedir. Bazı maden işletmelerinde üretim miktarı 10x106 tona kadar çıkmaktadır. Bu üretimlerin % 85'i alüminyum üretmek amacıyla alümina üretiminde kullanılmaktadır.
Boksit tüketim miktarları genel olarak, alüminyum veya alümina tüketim değerlerinden belirlenebilmektedir. Dünyada, yaklaşık 2-2.5 ton boksitten 1 ton alümina veya 4-4.5 ton boksitten 1 ton alüminyum üretilmektedir.
40 USD'lık 4 ton boksit mineralinden 200 USD'lik 2 ton alümina ve 1.700 USD'lik 1 ton alüminyum üretildiği söylenebilir. Bu oldukça yüksek bir katma değer demektir. Bu durum üretim aşamalarının yurt içinde tamamlandığı diğer madenler için de geçerlidir. Örneğin kromun tonu ortalama 50 dolar iken ferrokrom 500 dolardan bir sonraki aşaması olan paslanmaz çelik 2.000 ila 10.000 dolar/ton'dan satılmaktadır. Paslanmaz çelikten mamul ürünlerin ton bazında fiyatı ise ürününe göre birkaç misli daha yüksek katma değer ifade etmektedir.
ULUSLARARASI TİCARET
Tüm dünyada üretilen boksitin yaklaşık % 33'ü ile alüminanın hemen hemen yarısı dünya ticaretine katılmaktadır. Boksit ve alüminanın yüksek oranlarda uluslararası ticarete katılmasının temel sebeplerinden biri Kuzey Amerika ve Batı Avrupa'da bulunan büyük alüminyum üreticisi ülkelerin kendi boksit kaynaklarının yetersizliği ve alüminyum rafine kapasitesinin iç talebi karşılamaya yeterli olmamasıdır.
Dünya Alüminyum Sektörde global bir kartel söz konusudur. Rio Tinto/Comalco'nun % 30 hissesinin bulunduğu Queensland Alümina firmasına aynı zamanda Kaiser % 28, Alcan % 22 ve Pechiney % 20 hisselerle ortaktırlar. Yıllık 3.650.000 ton alümina üretim kapasitesi ile dünyanın en büyük alümina tesisine rakip dört firma ortaktır. Tesis hammaddesini Rio Tinto'nun Weipa Boksit maden ocağından temin etmektedir. Bu dört firmanın bir biriyle rekabet etmesi mümkün değildir. Alcan, Alcoa'ya ait olup, Alcoa ile Reynolds birleşmiştir. Yine Alcan, Pechiney ve Algroup birleşerek APA grubu oluşturmuştur. Dünyanın her yerinde ortak hareket eden bu firmalar, üretim yaptıkları ülkelere hiçbir katma değer bırakmadan hammadde temin etmenin yollarını aramakta ve rakip olarak gördükleri devlet kuruluşlarını tasfiye etmek için gayret göstermektedirler.
Kartel'in en büyük kuruluşu Alcoa (Aluminium Company of America) dünya politikasına yön veren Bilderberg, Raund Table, CFR gibi bir çok kuruluşu parasal olarak desteklemektedir. Kendi resmi internet sitesinde Politik Katkılar başlığı ile bu politikasını "Şirketin politikalarına uygun olarak, şirketin paraları, malları, hizmetleri yardım (ya da engel için) olabilecek tüm imkanları bir partiyi, adayı destek amacıyla kullanılabilir" şeklinde açıklamaktadır. Bu, sadece Amerika için değil, tüm dünyada uyguladıkları bir politikadır. Alcoa, Çin'in en büyük Alüminyum şirketi Chalco'nun kontrol edilmesinde ve Rus Alüminyum sektörünün yeniden düzenlenmesinde bu prensiple hareket etmiştir.
MTA Enstitüsü'nün Seydişehir ve Akseki çevresinde tespit ettiği boksit sahalarını 1962 yılında ETİBANK'a devretmesi ile alüminyum üretimini gerçekleştirecek serüven başlamıştır.
ETİBANK Genel Müdürlüğü ve o dönemdeki SSCB TİAJPROMEXPORT şirketi arasında 9 Mayıs 1967 tarihinde yapılan 15 yıl vadeli ve % 2.5 faizli 62 milyon dolarlık ticari anlaşma ile projelendirilmiştir. Böyle bir tesisin bu günkü maliyeti yaklaşık 2 milyar dolardır.
ÖNEMLİ TARİHLER
Seydişehir Alüminyum Tesisleri, 05.08.1967 yılında projelendirilmiş, Ekim 1969'da temeli atılmıştır. 4 Mayıs 1973'de ilk alümina, 21 Eylül 1974'de ilk alüminyum, 16 Şubat 1976 ilk profil haddehanesi kurulmuş ve 8 Şubat 1977'de sıcak hadde, 13 Mart 1979'da soğuk hadde ve folyo üretimi gerçekleştirilmiştir. 1980'de Alüminyum sülfat fabrikası kurulmuştur.
Seydişehir Eti Alüminyum Tesisleri her biri başlı başına bağımsız işletme özelliğinde olan Maden işletmesi, Alümina ve Alüminyum İşletmesi, Dökümhane ve Haddehane olmak üzere 4 önemli ve 24 ayrı destek birimi olan entegre bir tesistir. Tesise gelen hammadde (boksit) folyo olarak çıkabilmektedir. Tesislere 30 km uzaklıktaki boksit yataklarında mevcut işletme şartlarına uygun 35 milyon ton bilinen rezerv mevcuttur. Prosesin modernizasyonu ile daha düşük Al2O3 içeren cevher işlenebilirse bu rezerv sadece ruhsatlı sahalarda yaklaşık 60-80 milyon ton olarak değerlendirilebilecektir. Mevcut 35 milyon tonluk rezerv tesisin halihazırdaki kapasitesi ile yaklaşık 80 yıllık ömre sahiptir. *
Tesisler kurulduğunda ülkenin alüminyum ihtiyacı 18.000 ton, günümüzde ise 550.000 tondur. Buna göre geçen 35 yılda alüminyum tüketimi yaklaşık 30 kat artmıştır. İhtiyacın yaklaşık 200.000 tonu hurda dönüşümü ile karşılanırken geriye kalan 375.000 tonun 64.000 tonu Etialüminyum tarafından karşılanmaktadır. Kabaca bir hesap yapıldığında kurulduğu tarihte ülke ihtiyacının 3 katı üretim yapan tesisler bugün yalnızca birincil alüminyum ihtiyacının 1/6'sını karşılayabilmektedir. Çeşitli alaşım elementleri ile alaşımlandırılarak değişik vasıf ve ebatta dökümü yapılan bu miktar alüminyumun belirli bir kısmı, iç ve dış piyasaya verildiği gibi, yaklaşık 1/3'lik kısmı, tesislerin bünyesinde işletilen haddehane kompleksinde, sıcak-soğuk rulolar, levhalar, şeritler, metalik-kağıtlı folyo ve ekstrüzyon ürünleri üretilmektedir. Bugüne kadar bu kapsamda 822.812 ton hadde ürünü üretilmiş ve piyasaya verilmiştir. Dolayısıyla ülke içinde alüminyum işleyen ve sayıları 1500'ün üzerinde bulunan alüminyum sanayisinin gelişmesi ve nihai ürünlerde yurt dışında rekabet şansı yakalaması tamamen Seydişehir Alüminyum tesislerinin varlığının bir sonucudur.
Seydişehir Alüminyum her zaman istikrarlı bir üretici olmuş ve piyasa düzenleyici olarak önemli bir fonksiyon icra etmiştir. Özel sektördeki alüminyum üreticileri bilmektedirler ki, alüminyum sektöründe meydana gelecek dalgalanmalarda Seydişehir Alüminyum tesisleri fırsatçı davranmamaktadır. Bu güven ihracata yönelik özel sektör yatırımlarını teşvik eden bir faktör olmuştur. Bu sinerji ile özel sektör bugün, külçe alüminyum ithal edip dahilde işleyerek ihraç eder ve ülkeye katma değer bırakır bir konuma ulaşmıştır.
Seydişehir Alüminyum tesislerinde 2004 sonu itibariyle 1808 işçi, 302 memur, 125 teknik personel ve 550 taşeron işçisi olmak üzere 2785 kişi istihdam edilmektedir.
Tesisler, entegre yapı çerçevesinde, o günden bu güne kadar; 24,9 milyon m3 dekapaj yaparak 11,08 milyon ton Boksit cevheri ve bu cevheri işleyerek 4,3 milyon ton Alümina üretebilmiştir. Üretilen bu miktar Alümina'nın belli bir kısmı ihraç edilirken, büyük bir bölümü elektrolizhanelerde değerlendirilerek 1,5 milyon ton Alüminyum ülke ekonomisine kazandırılmıştır.
Kurulduğundan itibaren çeşitli sebeplerden dolayı, değişik kapasite kullanım oranları ile çalışan tesisler, son 10 yıldır birçok olumsuzluğa rağmen kurulu kapasitesi olan 60.000 ton/yıllık alüminyum üretim kapasitesi 2004 yılında da aşarak 64.002 ton üretim yapmıştır. Sıvı alüminyum Üretim Maliyeti 2003 yılında 1.591 $/ton ve giderler içinde elektiriğin payı % 43,4, Oymapınar HES'in Seydişehir'e bağlanmasıyla 2004 yılı Sıvı Alüminyum Üretim Maliyeti 1.218 $/ton ve elektriğin payı %22,2'ye gerilemiştir.
Mali durum açısından bakıldığında, tesislerin son 10 yıllık dönemde (Tablo 1) ortalama 133,5 milyon $ /yıl seviyesindeki giderler toplamının, %32'lik kısmını elektrik enerjisi, %29'luk kısmını malzeme ve %25'lik kısmını ise işgücü giderleri oluşturmaktadır. Alüminyum üretiminin en önemli ve en büyük girdisi elektrik enerjisidir. 1995-2003 yılları arasındaki elektrik enerjisi tutarı ortalama 44 milyon $/yıl (giderler içindeki payı % 34) seviyesinde iken Oymapınar HES'in tesislere bağlanmasıyla 2004 yılındaki tutar 19,9 milyon $/yıl'a gerileyerek giderler içerisindeki elektriğin payı % 16 olarak gerçekleşmiştir.
Gelirler açısından tesislerde oluşan değerler, yine son 10 yılı kapsayacak şekilde ele alındığında ortalama 153 milyon $/yıl civarında satış hasılatı elde edilen işletmede, bu hasılatı elde edebilmek için ortalama 131 milyon $/yıl seviyesinde satış maliyeti oluşmuştur. Dönem sonunda, ortalama 13,6 milyon $/yıl faaliyet kârı ve 5,4 milyon $/yıl düzeyinde dönem net kârı sağlanmıştır. 2004 yılı sonunda LME'deki külçe fiyatı ortalama 1.716 $/ton seviyesine yükselmesi, Oymapınar HES Barajının tesislere bağlanması nedeniyle elektrik enerjisi giderlerinin azalması sonucu 2004 yılı dönem net kârı 27,6 milyon $ olarak gerçekleşmiştir.
MEVCUT SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ & İŞGÜCÜ
Alüminyum Tesisleri, entegre yapısı ile bünyesinde, kesintisiz, günün 24 saati ara vermeden çalışan birimleri bulundurmaktadır. Alümina Fabrikası, Elektrolizhaneler, Anot Pasta Fabrikası, Kriyolit Ünitesi, Dökümhane, Enerji Servisi, Buhar Santrali, Kompresör Ünitesi, Su Sirkülasyon Ünitesi ve Laboratuvarlar Üniteleri, proseslerin akışı gereği sürekli ve kesintisiz çalıştırılmak zorunda prosesin aksamadan sürdürülmesi ve üretim/işletme faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli olan en az işçi sayısı 2.360 olarak tespit edilmiştir. Bu sayıya yasal düzenlemelerle çalıştırılması gereken 98 kişi daha eklenince 2.458 olacaktır.
Emeklilik dolayısıyla işten ayrılanlar ve açıktan işçi alımının mümkün olamamasının yanı sıra, tesislerin ülkemizde tek olmasından kaynaklanan proseslerin yürütülmesindeki nitelikli işlerin yoğun olması, başka bir kurum yada kuruluştan nakledilecek olan işçilerle ilgili uyum sorunlarının ve verimsizliğin de birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
TEKNOLOJİK ESKİLİK VE DÜŞÜK KAPASİTE
Türkiye Alüminyum tüketiminin 550.000 ton'lara ulaştığı günümüzde, Seydişehir Alüminyum Tesisleri 1960'lı yılların teknolojisi ile hala proje kapasitesi olan, 60.000 ton seviyesinde Sıvı Metali üretebilmektedir. Ancak bu kapasite ve mevcut teknolojik donanımla çalışmaya devam etmek, her geçen gün zorlaşmaktadır. Dünya' da alüminyum sektöründe de hızla gelişen teknolojiden yararlanılamadığından mevcut teknolojiye göre ağırlıklı olarak elektrolizhanelerde hâlâ emek yoğun çalışma devam etmekte ve rakiplerinden daha fazla enerji ve hammadde tüketmekte ve dolayısıyla maliyetlerin artmasına, insan sağlığı ve çevresel kirlilik gibi sorunların giderek büyümesine sebep olmaktadır.
Diğer taraftan günümüz verilerine göre 550.000 ton seviyesini aşan Türkiye Alüminyum ihtiyacı dikkate alınırsa, Tesislerin Türkiye ihtiyacına cevap verebilme oranı % 12' lerde kalmaktadır.
Bütün bunlar dikkate alınarak, fiziki ve teknolojik açıdan eskimiş olan bu önemli tesisimizin, ülke alüminyum sektöründeki yerinin korunması için, öncelikle modernizasyon yoluyla teknoloji yenilemesi ve kapasite artırımını hedefleyen, ancak gittikçe de yatırım maliyeti artan ıslah çalışmasının gecikmeksizin realize edilmesi zorunludur.
MODERNİZASYON VE AVANTAJLARI
Bu çalışma sonucu üretilecek ürünler bugüne kadar üretilemeyen Uçak sanayine, otomobil sanayine ve makine yapım sanayiine AA2000, AA5000 AA6000 ve AA7000 alaşımları olup bu ürünler halen yurtdışından tedarik edilmektedir. Airbus, Boeing, Daimler Chrysler ve Nissan gibi dev şirketlerin talepleri olduğu ve üretilen 60.000 ton alüminyumun nitelikli ürünler olarak satışı mümkündür.
Türkiye'nin kendi ihtiyacı olarak 400 USD/Ton daha pahalı olan 30.000 ton/yıl meşrubat kutusu üretimi için levha ithalatı vardır. Soğuk hadde yatırımı yapılacak olursa bu ithalat durdurulacak ayrıca ihracat yapılabilecektir
Yatırımlar gerçekleşirse pazarda daha fazla miktarda ürünle yer alınabilecek ve kârlılık artacaktır. Uçak sanayinin, otomobil sanayinin ve makine yapım sanayisinin kullandığı AA2000, AA5000 AA6000 ve AA7000 alaşımları yurt dışından alım yerine Seydişehir'de üretilecektir. Bu durum imalat sanayi gelişimi için, bir itici güç olacaktır. Bu yatırımlar idame yatırımı şeklinde düşünülmelidir.
Bu amaçla son olarak yaptırılan genişletilmiş modernizasyon çalışmalarının fizibilite etüdü tamamlanmış olup rapordaki verilere göre, Alümina Fabrikası, Anot Fabrikası, Rotlama Ünitesi, Elektrolizhaneler ve Dökümhane başta olmak üzere sistemin tamamına hitap edecek olan ilave üniteler (Kompresör Ünitesi, Buhar kazanı vb.) ile birlikte, yatırım tutarı iki alternatif olarak tespit edilmiştir. Her iki alternatifte de hedef kapasite 110.000 ton/yıl sıvı metal üretimidir.
2000 yılında sonuçlandırılan fizibilite raporu doğrultusunda yürütülen gayretli çalışmaların sonuç vermesi ve bu yatırım projesinin tesislerde biran önce gerçekleştirilmesi vazgeçilmez bir zorunluluk haline gelmiştir. Aksi halde, bu gidişle tesislerin ömrü, birimler itibariyle, fazla uzun görülmemektedir.
Bu çalışma sonucu üretilecek ürünler bugüne kadar üretilemeyen Uçak sanayine, otomobil sanayine ve makine yapım sanayiine AA2000, AA5000 AA6000 ve AA7000 alaşımları olup bu ürünler halen yurtdışından tedarik edilmektedir. Bu ürünlerin satış fiyatları ortalama 5,5 USD/Kg'dan başlamaktadır. Hava araçları yapımında kullanılan Alüminyum malzeme fiyatları 8 12 USD/Kg arasında değişmektedir. Fakat her türlü hesaplamada ürün satış fiyatlarını 5,5 USD/Kg kabul edilerek, halen üretilen haddehane ürünleri satış fiyatları 2,5 USD/Kg civarındadır. 2,5 USD/Kg miktarı maliyet olarak kabul edilebilir. Böylece Airbus, Boeing, Daimler Chrysler ve Nissan gibi dev şirketlerin talepleri olduğu ve üretilen 60.000 ton alüminyumun nitelikli ürünler olarak satışı mümkündür.
Türkiye'nin kendi ihtiyacı olarak 400 USD/Ton daha pahalı olan 30.000 ton/yıl meşrubat kutusu üretimi için levha ithalatı vardır. Soğuk hadde yatırımı yapılacak olursa bu ithalat durdurulacak ayrıca ihracat yapılabilecektir
Yatırımlar gerçekleşirse pazarda daha fazla miktarda ürünle yer alınabilecek ve kârlılık artacaktır. Uçak sanayinin, otomobil sanayinin ve makine yapım sanayiinin kullandığı AA2000, AA5000 AA6000 ve AA7000 alaşımları yurt dışından alım yerine Seydişehir'de üretilecektir. Bu durum imalat sanayi gelişimi için, bir itici güç olacaktır. Bu yatırımlar idame yatırımı şeklinde düşünülmelidir. **
Yatırımın geri dönüş Zamanı = 0,44 Yıl (Yaklaşık 1 yıldır)
Tesislerin modernizasyonu gerçekleştirilebilirse;
-Fiziki eskimişlik, önümüzdeki 30 yıl için ertelenecektir.
-Alüminyum üretim teknolojisinin modern hale getirilmesi sağlanmış olacak ve bununla beraber; En önemli girdi olan elektrik enerjisi birim tüketimi yaklaşık 2000 kwh/ton azalacak
-Teknolojik hammadde tüketimleri önemli ölçüde azalacak
-İşgücü verimliliği yükselecek
-Teknolojik verim artacak
-Çalışma ve çevre koşulları AB standartlarına eşdeğer hale gelecek
-Metal kalitesinin yükselmesiyle döküm ve hadde ürünlerinde yüzey kalitesi iyileştirilecek
-Üretim maliyetlerinde %30'a varan düşüşler sağlanmış olacak,
- Halen 60.000 ton/yıl olan sıvı alüminyum kapasitesi 110.000 ton/yıl düzeyine arttırılmış olacaktır.
-Hazırlanmış olan bu raporun çerçevesinde gerçekleştirilebilecek bu yatırımın, ülke ekonomisine katkısı ve tesisin gelişerek büyümesi açısından son derece önemli olduğu kesindir.
SONUÇLAR
1970'li yılların teknolojisi ile ve o zamanki Türkiye sanayisinin ihtiyaçlarına göre şekillenmiş ekonomik ömrünü tamamlamış ve yaklaşık 28 yıldır çalışan bir tesisin durumu ve ihtiyacı olan yatırımlar ortaya kaba hatları ile konulmuştur. Havacılık sanayi, savunma sanayi ve gelişen Türkiye'nin sanayisinin ihtiyaçlarına da cevap verebilecek bir modernizasyon ve yenileme çalışması, Eti Alüminyum'u hadde ürünlerinde pazarda sürekli olarak saygın bir konumda tutacaktır. Dünyanın her yerinde nitelikli malzeme özel fiyatlarla satılmaktadır. Kalite, üretim ve verim artışı ile şirketin cirosu ve karlılık oranı artacaktır.
1986 yılından bu yana, yatırım programlarında yer almakla birlikte, uygun ekonomik ortam ve yeterli ödenek sağlanamaması nedeniyle bu güne kadar uygulamaya ilişkin somut bir adım atılamamış olan, "Modernizasyon ve Kapasite Artırımı" projesinin vakit kaybedilmeden, olumlu yönden değerlendirilerek, hayata geçirilmesi oldukça önemlidir. Elde bulunan ve güncel değerlerle sonuçlandırılmış olan fizibilite raporunda öngörülen alternatifler, ülkenin ekonomik yapısı ve tesislerin durumu dikkate alınarak değerlendirildiğinde, mevcut tesislerin üzerinde modernizasyon çalışmalarının yapılması ve böylece Seydişehir Alüminyum Tesislerinin, sektöre, kapasitesi artmış ve modern teknolojiye kavuşmuş olarak hizmet etmesinin önemi ve gereği ortaya çıkmaktadır.
Çağımızın teknolojik gelişmeleri içerisinde alüminyum metaline olan talep her geçen gün kullanım sahaları bazında genişleyerek artmaktadır. Dolayısıyla, ülkemizin sahip olduğu zengin boksit potansiyelinin ekonomiye işlenmiş alüminyum olarak kazandırılması büyük önem taşımaktadır. Bu yüzden Seydişehir Alüminyum Tesislerinin ait olduğu küresel rekabet ortamında güçlü bir kuruluş olarak yaşaması için, modern teknoloji ve düşük maliyetle daha çok üretim yapması zorunludur.
Konu, Türkiye Alüminyum Sektöründe yaşayan irili ufaklı 1500'ün üzerindeki şirketin yarattığı katma değer, istihdam olanakları, mal ve hizmet dolaşımının sağlanması açısından değerlendirilmeli, Türkiye Alüminyum Sektörünün tamamen dışa bağımlı hale gelmesi açısından son derece önemlidir.
Korozyon dayanımı ve direncini artıran Al-Mg-Si, uçak yapımında kullanılan Al-Mg, birçok dayanıklı döküm malzemesi yapımında kullanılan Al-Mg-Zn alaşımlarının temel hammaddelerinden biri magnezyumdur. Ülkemizin en önemli magnezyum kaynaklarından biri olan Meram Manyezit yataklarının Seydişehir'e sadece 1 saatlik mesafede olması bu metalle alüminyumun birlikte değerlendirilmesi için oldukça önemli bir avantaj sağlamaktadır.
Ayrıca Etialüminyum'un işletme sahalarında yapılan bilimsel araştırmalarda önemli oranda (%0 1) Nadir Toprak Elementi ve titan varlığı ortaya çıkarılmıştır. Nadir toprak elementleri ileri teknoloji için çok öneli hammaddelerdir. Ülkemizde şu an üretim teknolojisi olmamasına rağmen bu elementlerin stratejik bir öneme sahip olması ve atık barajı örneklerinde hemen hemen yataktaki miktarın üç katı oranında bulunması da önemli bir potansiyelin varlığını ortaya çıkarmaktadır.
Kurulduğu yıllardan itibaren ürettiği ürünlerle sektörün gelişmesini ve eğitilmesini sağlayarak lider olma özelliğini kazanan ve bunu koruyabilen tesisler bilimsel ve teknolojik şartlar altında üretim yaptığı takdirde kâr eden bir kurum haline getirilmesi pekâlâ mümkündür.
Türkiye Alüminyum Sektöründe hâlâ önemli bir yeri olan tesisler, bütünleşmiş yapısı ve ürettiği katma değer ile ülke ölçeğinde de vazgeçilmez bir sanayi kompleksi niteliğindedir. Özellikle yöreye getirdiği ekonomik canlılığı başka bir kaynakla sağlamak mümkün görülmemektedir.
Mevcut kullanım düşünüldüğünde alüminyum ihtiyacımız her geçen gün artacaktır. Bu nedenle ETİ ALÜMİNYUM'A ve SEYDİŞEHİR'E SAHİP ÇIKALIM ÖZELLEŞTİRME YERİNE MODERNLEŞTİRELİM. ÇÜNKÜ "DOĞAL KAYNAKLARIMIZIN GERÇEK SAHİBİ HALKIMIZDIR"