SETA'dan "İran Krizin Bölgesel ve Küresel Boyutu" paneli

SETA'dan "İran Krizin Bölgesel ve Küresel Boyutu" paneli

Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İnat:- "(İran'daki gösterilere karşı Türkiye'de) Hükümet net bir tavır gösterdi. Ama Türkiye'deki hem İslamcı hem de seküler kesimde bu konuda bir ikilem var"- "Türkiye-İran ilişkilerinde rasyonel o

ANKARA (AA) - Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kemal İnat, Türkiye'nin İran'daki gösterilere karşı tutumuna ilişkin, "Hükümet net bir tavır gösterdi. Ama Türkiye'deki hem İslamcı hem de seküler kesimde bu konuda bir ikilem var. Bir şekilde pozisyon aldılar ama o pozisyon da bir ikilemi gösteriyordu." dedi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından "İran Krizin Bölgesel ve Küresel Boyutu" konulu panel düzenlendi.

Moderatörlüğünü SETA Dış Politika Direktörü Dr. Ufuk Ulutaş'ın yaptığı panele Sakarya Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İnat, İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkan Yardımcısı Dr. Hakkı Uygur, SETA DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat konuşmacı olarak katıldı.

İnat, Türkiye'nin İran'daki gösterilere karşı tutumuna ilişkin, "Hükümet net bir tavır gösterdi. Ama Türkiye'deki hem İslamcı hem de seküler kesimde bu konuda bir ikilem var. Bir şekilde pozisyon aldılar ama o pozisyon da bir ikilemi gösteriyordu." değerlendirmesinde bulundu.

İran'daki olayların nasıl algılandığını anlamak için öncelikle Türkiye'deki İran algısını anlamak gerektiğine işaret eden İnat, "Türkiye'de rasyonel bir İran algısı var mı diye baktığımızda, algının çok rasyonel olmadığını görüyoruz. Duygusal bir İran algısı söz konusu. Türkiye-İran ilişkilerinde rasyonel olmayan unsur olarak en çok din meselesi karşımıza çıkıyor. 'Bir Müslüman ülke nasıl böyle bir Ortadoğu politikası izler' sorusu üzerinden gidildiğinde olumsuz bir yargıya kapılıyoruz. Bu açmazı açmak için de 'Şii oldukları için' cevabına gidiyoruz." diye konuştu.

İnat, İran'ın özellikle Halep ve Musul konusunda hassas davranmaması gibi yaptığı hataların algıları olumsuz etkilediğine dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye'de böyle bir algı varken İran karıştı. Aslında bu gösterilerin olumlu karşılanmasını beklersiniz. Ama çok da öyle olmadı çünkü konjonktüre baktığımızda Türkiye'nin batıyla yaşadığı sorunlar, İran ve Rusya ile Suriye'deki meselesinin çözümü ve Irak Bölgesel Kürt Yönetimindeki gayrimeşru referandum konusunda İran'la yakın iş birliği, hem hükümetin bakışını etkiledi hem de İslamcı kesimin bakışında değişikliğe yol açtı."

- "Birkaç gün dikkatli seyretmek lazım"

İRAM Başkan Yardımcısı Dr. Uygur da İran'ın iç dengeleri bağlamında son dönemdeki gösterileri doğrudan 2009'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında yaşanan gösterilerle karşılaştırdıklarını ve şu anki gösterilerin oldukça farklı olduğunu söyledi. Uygur, "Bu farklardan birincisi, biz Tahran'ı görmüyoruz. Başka şehirlerden bahsediyoruz. Tahran'daki gösteriler çok küçük. Ayrıca gösterilerde siyasi liderliğin olmaması, olayların sosyal medya üzerinden yürütülmesi ve göstericilere silahlanma çağrılarının yapılması da dikkat çekiciydi. Şah yanlısı sloganlar da çok ilginç. Biz bunları daha önce hiç görmedik." diye konuştu.

Gösterilerin ortaya çıkmasına dair farklı senaryolar olduğunu dile getiren Uygur, "Eğer bu Arabistan'ın perde arkasında olduğu bir hareketse Arabistan konusunda alışığız. Yemen, Katar ve Hariri meselesinde çuvalladılar. Dolayısıyla Suudi Arabistan son dönemde çok mantıksız işler yapıyor. Bu değilse de arkada Amerika ve İsrail gibi daha stratejik düşünen aktörler varsa İran'ı kaosa sürükleyerek tavizler koparmak niyetinde olabilirler." ifadelerini kullandı.

Bu gösterilerin herhangi bir rejim değişikliğine yol açacağını düşünmediğini kaydeden Uygur, " Dün Fransa Cumhurbaşkanı Macron da söyledi ABD, İsrail, Suudi Arabistan'ın tavırları bölgesel bir savaşa dahi yol açabilir. Bunlar sadece siyasi analiz değil önemli gelişmeler var bu bir kaç gün içinde dikkatli seyretmek lazım." dedi.

Öte yandan SETA DC Araştırma Direktörü Kanat ise ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve gelmesinden bu yana yönetimdeki isimlerin dış politikada en tutarlı pozisyon aldığı meselenin İran olduğunu savundu. Kanat, "ABD'nin İran konusunda attığı en önemli adım Trump'ın ekimde nükleer anlaşma ile ilgili topu yeniden kongreye atması oldu. Nükleer anlaşmaya İran'ın uyduğunu başkanın 3 ayda bir onaylaması gerekiyor. Bunu onaylamayarak ciddi bir adım attı." şeklinde konuştu.

Kanat ayrıca İran'ın bölgesel faaliyetleri ve balistik füze testlerinin ABD'deki siyasilerin ciddi tepkisini çektiğini ancak herşeye rağmen "ABD'nin dış politikasında İran hakkında kesin bir pozisyonunun ve kararının olmadığının görüldüğünü" söyledi.




AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :