SETA Uluslararası 15 Temmuz Sempozyumu

SETA Uluslararası 15 Temmuz Sempozyumu

Başbakan Yıldırım: (2)- "Ana muhalefetin 'adalet' adı altında FETÖ'cüleri masum gösterme çabalarına bugünlerde milletçe şahit oluyoruz. 15 Temmuz'u 'kontrollü darbe' diye nitelendirenler, baktı ki tutmadı, tornistan yaptı şimdi '20 Temmuz darbesi' diye bi

İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Ana muhalefetin 'adalet' adı altında FETÖ'cüleri masum gösterme çabalarına bugünlerde milletçe şahit oluyoruz. 15 Temmuz'u 'kontrollü darbe' diye nitelendirenler, baktı ki tutmadı, tornistan yaptı, şimdi '20 Temmuz darbesi' diye bir şey icat etti. Bu akıl tutulmasıdır." dedi.

Yıldırım, Uluslararası 15 Temmuz Sempozyumunda, 15 Temmuz direnişinde milli şuurun hangi noktada olduğunun ortaya konması bakımından SETA'nın hazırladığı 15 Temmuz Algı Araştırmasında sokağa çıkan vatandaşlarla röportajlara yer verildiğini, vatandaşların ezan ve sela sesi duyarak sokağa çıktıklarını söylediklerini anlattı.

Vatandaşların zamansız okunan selanın "cihat" anlamı taşıdığını bildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Röportajlarda görüşlerine yer verilen bir genç internet kafede oyun oynarken ezanı duyarak sokağa çıktığını anlatıyor. 'Ezanı duyduğum gibi oyunu kapattım, sokağa indim. Vatan elden gidiyor diye düşündüm. Meydan çok kalabalıktı, herkes yan yana tankların karşısında oturuyordu. Ben Erzurumluyum. Yanımda Diyarbakırlı biri var, Hakkarili biri var, Edirneli biri vardı. Dördümüz de yan yana oturuyorduk. O gece aynı hislerle yan yana oturuyor, tanklara karşı mücadele veriyorduk.' diyor. 38 yaşındaki CHP seçmeni kadın öğretmen ise OHAL'i gerekli gördüğünü ve 'Bu ülkenin bir cumhurbaşkanı, bir başbakanı, bir hükümeti var. OHAL kararının arkasındayız. Temizliklerin incitilmeden yapılmasını istiyoruz. Yapılacak düzenlemelerin sorunun halline hizmet edeceğine inanıyoruz.' diyor. Böylesine devletine, milletine güvenen bir CHP seçmeni öğretmenin yönetiminin, CHP yönetiminin, bu sese kulak vermesini bekliyoruz. Ana muhalefetin 'adalet' adı altında FETÖ'cüleri masum gösterme çabalarına bugünlerde milletçe şahit oluyoruz. 15 Temmuz'u 'kontrollü darbe' diye nitelendirenler, baktı ki tutmadı, tornistan yaptı, şimdi '20 Temmuz darbesi' diye bir şey icat etti. Bu akıl tutulmasıdır. 15 Temmuz gecesi verdiğimiz kutsal mücadele, hain terör örgütüyle nihai mücadelenin ilk adımıdır. İlki kadar hayati derecede öneme sahip ikinci adım, örgütün tamamen tasfiyesidir. Milletimize ve devletimizin bütün kurumlarına sızan bu alçak yapının tamamen ortaya çıkarılması ve devletin bütün kademelerinden tasfiyesi için milletimize söz verdik. 15 Temmuz'dan bu yana geride bıraktığımız bir yıl içerisinde FETÖ ile kararlı bir şekilde mücadele ediyoruz. Sadece FETÖ ile değil, aynı zamanda üç terör örgütüyle mücadele eden bir ülkeyiz, böyle bir mücadeleyi de başarıyla sürdüren dünyada başka bir ülke yok."

Başbakan Yıldırım, KHK'lar ile FETÖ mensubu olduğu belirlenenlerin kamuyla ilişiğinin kesildiğini ve görevlerinden uzaklaştırıldığını hatırlatarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin her kademesine sızmış terör örgütü üyelerinin büyük oranda tasfiye edildiğini belirterek, "Medya ayağı, finans ayağı, bürokrasi ayağı, hepsi açığa çıkarıldı. Örgütte çalışan STK'lar, okullar, yayın organları kapatıldı. Bu kararlı mücadele, ilerleyen süreçte de hiç şüphesiz devam edecektir." dedi.

"Genellikle, 'Efendim FETÖ'nün siyasi ayağı ne oldu?' diye sorular soruluyor. 'FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıkmadı. AK Parti FETÖ ile mücadele etmedi, onun için bugünleri yaşadık' diye sık sık ana muhalefetten sözler duyuyoruz." diyen Yıldırım, "Türk siyasi tarihine, bu örgütün ortaya çıktığı 1966'dan beri bakın, bu örgütle mücadele eden iki dönem vardır; birisi rahmetli Erbakan'dır, diğeri de AK Parti iktidarı, Recep Tayyip Erdoğan'dır. Onun dışındaki siyasi liderler, hep örgütle iyi geçinmişlerdir. Tarihi olaylara dönün bir bakın, bunu göreceksiniz. Kuşkusuz, FETÖ ile ilgili mücadelede atılacak daha adımlarımız var. Mücadele kararlılıkla devam edecek. Benim milletimden istediğim şu; bu mücadelede inancınızı kaybetmeyin, bize destek vermeye devam edin." diye konuştu.

Binali Yıldırım, konuşmasında OHAL kapsamında memuriyetten çıkarılmalara ilişkin yapılan çalışmalara da değinerek, şöyle konuştu:

"OHAL dolayısıyla memuriyetten çıkarılanlarla ilgili yaptığımız yeni bir düzenlemeyle itiraz yolunu açtık. Yani normal şartlarda OHAL ile memuriyetine son verilenler yargıya gidemiyorlar. Ancak yaptığımız yeni bir düzenlemeyle 685 sayılı KHK ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kurduk. Bu komisyon, 17 Temmuz itibarıyla çalışmalarına başlıyor. Hazırlıkları bitti. Dosya kabul etmeye başlayacak ve bu dosyaları inceleyip karara bağlayacak. Bu komisyonun özelliği ne? 7 hakimden oluşuyor. Yasayla kuruldu, 200'e yakın uzman çalışacak ve bütün dosyaları teker teker inceleyecek. Ne olacak? Bir müracaatçı 'Beni haksız yere çıkardılar' diye müracaat etti. İnceleyecek, eğer uygun görürse hakikaten talebi, itirazı yerinde görürse çıkarıldığı idareden 15 gün içinde tekrar işe almasını isteyecek. Değilse yargı yolu açılacak. Bugünkünden farkı bu. Bugün yargı yolu kapalı. Dolayısıyla İdare Mahkemesine gidecek veya daha üst düzeyde görevliyse Danıştay'a gidecek, daha sonra AİHM'ye kadar bütün yargı yollarını kullanabilecek."

Başbakan Yıldırım, her şeyi hukuk ve hukuk devleti anlayışı ile yapmak zorunda olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Türkiye bir hukuk devleti, keyfi, kafamıza göre iş yapamayız. İşin zorluğu da burada. Hukukun bütün boşluklarını kullanıyorlar. Görüyorum mahkemelerde şehit yakınları, gazilerimiz sabırsızlanıyor, feveran ediyor. Haklı olarak 'Bizimle dalga geçiliyor, burada tiyatro oynanıyor' diye tepki koyuyorlar. Bakın bunların yapmaya çalıştığı daha sonraki süreçlerde 'Adil yargılama yapılmadı, savunma hakkımız verilmedi' gibi itirazların arkasına sığınarak, uluslararası mahkemelerde bu işi bozmak için şimdiden bir tezgah yapıyorlar. Ben mağdurların yakınlarına, mağdurlara özellikle tavsiyem şu: Bırakın, sabredin hangi tiyatroyu yaparlarsa yapsınlar, hangi oyunları oynarlarsa oynasınlar, bu yaptıklarının karşılığını görecekler, hukuk devleti anlayışı içerisinde hak ettikleri cezayı en ağır şekilde alacaklar. Onların elinden bu itirazları almamız lazım. Onun için de sabırla sükunetle kararlılıkla bu davaların seyrini izlememiz gerekiyor."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :