ANKARA (AA) - SEVGİ CEREN GÖKKOYUN - Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından, yastıkaltında bulunan altınların ekonomiye kazandırılması, düşük faizli ve yerli kaynağa dayalı finansman imkanı sağlanması amacıyla başlatılan altına dayalı tahvil ihracında rekor geldi. Bu yıl 82,3 ton altın karşılığı tahvil ve altına dayalı kira sertifikası ihracı gerçekleştirildi.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, finansman araçlarının çeşitlendirilmesi, sermaye piyasalarının gelişimine katkıda bulunulması, yurt içi tasarrufların artırılması ve yatırımcı tabanının genişletilmesi amacıyla Hazine ve Maliye Bakanlığınca 2017 yılının ekim ayından itibaren altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası ihracı başlatıldı.
Bireysel yatırımcılara yönelik Ekim 2017 döneminde yaklaşık 2,5 ton, Nisan 2018'de 1,9 ton, geçen yılın eylül-ekim talep toplama döneminde 2,1 ton altına dayalı senet ihracı yapıldı.
Söz konusu ihraç süreci geçen yılın aralık ayında başlayan ve bu yılın şubat ayına kadar devam eden talep toplama dönemi sonunda 1,1 ton altın karşılığı senet ihraçlarıyla devam etti. Altın ihraçları, bireysel tasarruflar açısından güvenilir bir yatırım imkanı sağladı.
- Avantajlı finansman
Bu yıl bireysellerin yanında kurumsal yatırımcılara yönelik de altına dayalı senet ihraçlarına başlandı. Bu kapsamda şubat, haziran, eylül, ekim ve kasım aylarında ihraçlar gerçekleştirildi. Kurumsal yatırımcılara ihraçlar şubatta 26,1 ton, haziranda 8 ton, eylülde 20,8 ton, ekimde 15,6 ton ve kasımda 10,3 ton oldu.
Bu sayede piyasadaki Türk lirası likidite koşullarını olumsuz etkilemeden finansman imkanı sağlandı. İhraçlarda Hazine finansmanı oldukça önemli ve etkin bir kaynak haline geldi.
- Faiz de düştü
Bu ay ki son ihraçta ilk kez 995/1000 saflıktaki 1 kilogramlık külçe olanlar dışındaki farklı ağırlıkta saflık derecesi bulunan altınlar da kabul edilerek, altın ihraçlarının kapsamı en geniş boyuta taşındı.
Bununla birlikte, altın ihraçlarında 2017 yılında yüzde 2,4 düzeyinde olan yıllık kupon ve kira oranları, bu yıl yapılan son ihraçta yüzde 1,5 seviyelerine kadar geriledi ve böylelikle borçlanma koşullarının iyileştirilmesine katkıda bulunuldu.