Ya Fettah, aç gönülleri sana!

Prof. Dr. Ali Akpınar

Büyük Fethin ardından...

31 Aralık gecesi, pek çok yerde yılbaşı kutlamalarına alternatif Fetih kutlamaları yapıldı. Zira 31 Aralık Mekke’nin fethedildiği gün. Peygamberimizin “Fitne/kargaşa anında ibadet, bana hicret gibidir” buyruğu doğrultusunda, pek çok insanın işret alemlerinde günaha daldığı bir sırada ibadet ve taat ile meşgul olmak güzel bir şey. Peygamberimiz Mute savaşına gönderirken Abdullah b. Ravaha’ya şunları tavsiye etmişti: “Ey Abdullah, sen Allah’a çok az ibadet edilen bir yere gideceksin. Orada secde ve ibadetleri çoğalt..” Gerçekten de günahların çokça işlendiği yer ve zamanlarda ibadet etmek Yüce Allah’ın daha çok hoşuna gider.

Yeni bir yıla erişmek de bir nimettir aslında. İman adamı, bu yeni nimeti de sürur, şükür ve fikirle karşılar. Geride kalan bir yılın muhasebesini yapar, yeni yılın daha bereketli geçmesi için plan ve hazırlıklar yapar. Ama hiçbir nimet günah ve işret alemleriyle karşılanmaz.

Bu kısa girişten sonra biz de biraz fetihten bahsedelim istedik. Biliyoruz ki Yüce Rabbimizin bir adı da Fettâh’tır. Fettâh, maddî ve manevî tüm hayır ve zafer kapılarını açan, zorlu durumlarda engelleri kaldırıp çıkış yolları sunan, gönüllere huzur ve ferah veren demektir. “O fettâh ve her şeyi bilendir.” (34/26) O’nun kapısı her zaman açıktır. Kula yakışan, O'nun yardımını kazanarak dünya ve Ahiretteki tüm engelleri aşmak ve böylece iki dünya mutluluğuna nail olmaktır. Gerçek kul, önce kendi gönlünü O’na, O’nun bilgisine ve O’nun buyruklarına açmalı; sonra da O’nun ahlakıyla ahlaklanıp hayır kapılarını O’nun tüm kullarına açmak için çalışmalıdır.

Kutsal kitabımızın ilk suresinin bir adı da Fâtiha’dır. Fâtiha, açan, açıcı demektir. Kur’ân bu özlü sure ile açılır ve bu sure, insanlara hidayet rehberinin kapısını açar. Bu sureyi anlayarak okuyanın, gözü gönlü hakikat pırıltılarına açılır. Fatihasız namaz, tam olmaz, eksik olur. Bu yüzden namazın her rekatında bu sure okunur ve kırk rekatlık namazda en az, kırk kere fâtiha suresi okunur. Müslüman bu kadar iç içedir fâtiha ile ve fetih ile.

Kur’ân’ın bir suresinin adı da Fetih’tir. Fetih suresi, “Doğrusu biz sana açık/büyük bir fetih verdik” ayeti ile başlar. Sure, hicretin altıncı yılında, peygamberimizin Mekke müşrikleri ile Hudeybiyye barış anlaşmasını yaptıktan sonra Medine’ye dönerken inmiştir. Çoğu ilim adamına göre ayette kastedilen Mekke fethi değildir. Çünkü Mekke, bu surenin inişinden iki yıl sonra fethedilmiştir. Ayette kastedilen fetih, İslam devletinin müşriklerce resmen tanınması, Müslümanların siyasî gücünün tescil edilmesi, anlaşma ortamında gönüllerin İslam’a açılması, kitlelerin Müslüman olması ve bütün bunların ardından gelecek olan diğer fetihlerdir. Yani Kur’ân, barış atmosferinin oluşturulmasını büyük fetih olarak isimlendirmiştir. Gerçekten de Hudeybiye barışından sonra İslam hızla yayılmış ve insanlar kitleler halinde akın akın İslam’a girmişlerdir. İki yıl sonra da Mekke kansız olarak fethedilmiştir.

Buna göre yüreklerin fethi, en büyük fetihtir ve öncelikle yapılması gereken fetihtir. Barış adamı demek olan ve Fâtiha suresi ile donanan Müslüman, gönüllerin fethine talip olan kimsedir. O bu şuurda olduğu sürece Fettâh olan Yüce Allah, nice fetihler müyesser kılacaktır.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.