8 Haziran 1967’de, Ortadoğu’da Altı Gün Savaşı tüm şiddetiyle sürerken, ABD Donanması’na ait USS Liberty adlı istihbarat gemisi Doğu Akdeniz’de, Mısır kıyılarına yakın uluslararası sularda seyir hâlindeydi. Aynı gün İsrail savaş uçakları ve torpido botları gemiye saldırdı. Saldırıda 34 ABD’li denizci yaşamını yitirirken, 171 kişi yaralandı.
USS Liberty, silahsız sayılabilecek bir sinyal istihbaratı (SIGINT) gemisiydi ve savaşın tarafı değildi. İsrail yönetimi, saldırının bir yanlış tanıma sonucu gerçekleştiğini açıkladı. Yapılan resmî açıklamalarda, geminin Mısır’a ait bir savaş gemisi sanıldığı, savaş koşullarında iletişim ve tanımlama hatalarının yaşandığı belirtildi. İsrail, olay sonrası ABD’den özür diledi ve tazminat ödedi.
Ancak olay, özellikle gemiden sağ kurtulan mürettebatın tanıklıkları nedeniyle tartışmalı hâle geldi. Hayatta kalan denizciler, USS Liberty’de ABD bayrağının açıkça görülebilir durumda olduğunu, saldırının tek seferlik değil uzun süreli ve aşamalı gerçekleştiğini ve yardım çağrılarının engellenmeye çalışıldığını öne sürdü. Bu iddialar, saldırının kaza değil kasıtlı olabileceği yönündeki şüpheleri güçlendirdi.
Bazı araştırmacılar ise İsrail’in, savaş sırasında yürüttüğü askerî operasyonların veya istihbarat faaliyetlerinin ABD tarafından dinlenmesini istememiş olabileceğini iddia etti. Bu görüşler resmî olarak kanıtlanmadı ancak olayın neden tam anlamıyla kapanmadığını gösteren unsurlar arasında yer aldı.
ABD hükümeti tarafından yürütülen soruşturmalar saldırının kaza sonucu olduğu yönünde sonuçlandı. Buna rağmen USS Liberty mürettebatının önemli bir bölümü bu raporların yetersiz olduğunu savunarak olayın yeniden soruşturulmasını talep etti.
USS Liberty olayı, ABD ile İsrail arasındaki güçlü diplomatik ilişkileri kalıcı olarak sarsmasa da, askerî tarih ve uluslararası ilişkiler literatüründe en tartışmalı dost ateşi vakalarından biri olarak anılmaya devam ediyor.