Ufuk Turu 12’den

Saffet Yurtsever

Konya’mızdaki Sivil Toplum Kuruluşlarının çabalarıyla başlatılan ve geleneksel olarak her yıl mayıs ayında başarıyla gerçekleşen Ufuk Turu toplantılarının on ikincisi, bu yıl da Ankara’ya taşındı.

                Her yıl ülke meselelerinden birini masaya yatıran akademisyenler, kanaat önderleri, fikir ve siyaset adamları bu yıl da“Türkiye’nin Geleceği ve Yeni Ufuklar”  başlığı altında bir araya gelip dört gün boyunca çözüm önerileri ürettiler.  Dördüncü günün sonunda da Sonuç Bildirgesi olarak kamuoyuna ve ilgili makamlara duyurdular.

Birinci oturum, Konya Sivil Toplum Kuruluşları İcra Heyeti başkan Vekili Muhsin Görgülügil’nün açış konuşmasıyla başladı.  Görgülü, ülkemizin içinden geçmekte olduğu kritik süreçle ilgili olarak STK’ların daha aktif roller alacağının altını çizdi ve bu toplantılarla Yeni Türkiye’nin geleceğine ayna tuttuklarını söyledi.

Önceki dönemlerde STK icra heyeti başkanlığı yapan Eğitim-Bir Sen Genel Başkan vekili Latif Selvi kardeşim de Ufuk Turu’nun  artık bir marka olduğunu ve Yeni Türkiye oluşumunda bu toplantılardan çıkan sonuçları ilgili kurumlara ilettiklerini ve demokrasinin gelişimine destek verdiklerini vurgulamasının ardından Ufuk Turu Toplantıları’nın proje mimarı Av. Ahmet Sorgun, Doç. Dr. Halil Ürün ve Ziya Ercan da birer selamlama konuşması yaptılar. 

Milli Eğitim Bakanlık müsteşarı Yusuf TekinSTK’lardan gelecek projelere her zaman açık olduklarını ve destek vereceklerini ifade etti. Müsteşar, 28 Şubat Postmodern Darbe’nin eğitimde açtığı derin yaraları hatırlatarak o günlerin dehşetini ve bir neslin nasıl kültür katliamına tabi tutulduğunu anlattı.

İkinci oturum, Prof. Dr. Önder Kutlu’nun Moderatörlüğünde, SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Muhittin Ataman’ın, TÜBİTAK BiDEP Daire Başkanı Prof. Dr. Mustafa Çufalı’nın  ve Moritanya Büyükelçisi ve SESRİC Genel Müdürü Konyalı hemşehrimiz Musa Kulaklıkaya’nın konuşmacı olarak katılımlarıyla “Türkiye ve Dünya” konusunun uluslararası boyutu tartışıldı. 

Prof. Dr. Muhittin Ataman, Osmanlı Devleti’nden sonra Ortadoğu’nun batılı sömürgeci zihniyet tarafından “kafası kesilen horoz’’a döndürüldüğünün altını çizdi

Musa Kulaklıkaya, sahip olduğumuz tarihi mirastan dolayı dünyanın her yerindeki problemlere taraf olmak durumunda olduğumuzun altını çizerek Tarihin eteklerimizden çektiğini ve dünyanın geleceğinde “yumuşak güç’’ün öne çıkacağından bahsetti.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanı Doç. Dr Kudret Bülbül, akşam sohbetinde ülkeler arası öğrenci değişimlerine ve yurtdışında yaşayan vatandaşların meselelerine çözümler ürettiklerini anlattı. Kudret Bey de STK’lardan gelecek olan projelere her türlü desteği vereceklerini söyledi.

Moderatörlüğünü Prof. Dr. Ali Akmaz’ın yaptığı Üçüncü oturumda ‘’Türkiye’nin Geleceği’’ konuşuldu. Katılımcı Dr. Murat Yılmaz,  Beyaz Türklerin Demokrasi ve Anayasa Serüveni, Vesayetçi yapı ve yeni sivil anayasanın acilen gerekliliği üzerinde durdu. 
Diğer katılımcı Prof. Dr Haluk Alkan, Yeni Türkiye’nin hükümet ve başkanlık sistemi üzerine düşüncelerini dinleyicilerle paylaştı.

Ufuk Turu toplantımızı teşrif ederek kısa bir selamlama konuşması yapan Ankara Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak kardeşimize günün anısına İcra Heyeti başkan Vekili Muhsin Görgülügil tatrafından plaket takdim edildi.

ANAP dönemi Milli Eğitim Bakanlarından Vehbi Dinçerler’in  Moderatörlüğünü yaptığı dördüncü oturumda  ‘’Yeni Türkiye ve Yeni Ufuklar’’ konusu irdelendi.  SDE Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, Prof. Dr. Yavuz Atar, Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl ve Memur-Sen eski genel başkanı ve Ak Parti Ankara milletvekili adayı Ahmet Gündoğdu konuşmacı olarak katıldılar.

Birol Akgün hocamız yaptığı sunumda İslâm dünyasının bir fotoğrafını ortaya koyarak pür-melalini gözler önüne serdi ve sonuç olarak; İslâm karşıtlı kampanyalara karşı yeni ve etkin argümanlarla mücadele edilmesi, Bilgi Üretim Merkezleri kurulması, gençlere yönelik yeni yöntemler geliştirilmesi, Türkiye’nin yeniden örnek ülke olması yolunda ve Azınlık Fıkhı gibi konular üzerinde ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, ‘‘İktisadi Hayat-Siyaset İlişkisi’’ üzerinden yola çıkarak Yapısal dönüşümler, Tasarrufların artması, Enerji probleminin çözümü, Cari açıklar, Ekonomik göstergelerin yatırım yapılabilir ülke seviyesinde tutulması ve Kredi derecelendirme kuruluşları üzerine fikirlerini serdederek yeni Türkiye’nin yeni ekonomisi olması gerektiğini ifade etti.

Ahmet Gündoğdu, “Yeni Türkiye-Başkanlık Sistemi ve Egemenlik” konusunda halka rağmen halk için dayatmasının icra edildiği Türkiye’nin acı geçmişini, koalisyon dönemlerinde devleti üst bürokratların yönettiğini; siyasîlerin sadece imza attıklarını dile getirdi ve başkanlık sisteminin iyi tartışılıp millete anlatılması gerektiğini savundu.

YÖK Başkanvekili ve Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Yavuz Atar ise yeni Anayasa’nın yapımında kendi medeniyet tecrübemizden faydalanarak diğer ülkelerin, özellikle de Amerikan başkanlık sisteminin incelenmesi ve bu sisteme yöneltilen tenkitler dikkate alınarak çalışma yapılması gerektiğinin altını çizdikten sonra Yeni Türkiye için yeni Anayasa’nın elzemliği üzerinde durdu.

Akşam sohbetinde TİB Başkanı Dr. Ahmet Kılıç’İnternet Gerçeği ve Türkiye’’ başlıklı sunumunda internetin bir Amerikan projesi olduğunu ve sanal âlemde yapılan her ‘tık’ın önce Amerika’ya gidip kopyalandığını, sonra ilgiliye ulaştığını ifade ederek özel bilgilerin sanal âlemde paylaşılmaması gerektiğine dikkat çekti. Kılıç ayrıca İnternet kullanımının  çocuk pornoculuğunda patlama yaşattığına da vurgu yaptı.

Sohbetin ikinci konuşmacısı Çumra Apa’dan Eğitim Kültür ve Araştırma Genel Müdürlüğü Genel Müdürü hemşehrimiz Harun Sönmez de gençler üzerinde yaptığı çalışmaları anlattı ve STK’ların bünyesinde mutlaka gençler için birimlerin olması gerektiğini, gençlerle ilgili STK’lerden gelecek olan her türlü projeye destek vereceklerini hatırlattı.

Beşinci oturumda ise Prof. Dr. Önder Kutlu hocamızın modöratörlüğünde STK’lar, onar kişiden oluşan on ayrı masada bir gün boyunca “Anayasa’’ konulu bir çalıştay yaptılar. Çalıştayda STK temsicileri; Nasıl bir anayasa istersiniz? Nasıl bir anayasaya istemezsiniz? Halk iradesi üzerindeki vesayetin kaldırılması için ne yapılmalıdır? Temel hak ve özgürlükler anayasada nasıl düzenlenmelidir? Hangi özgürlüklere ağırlık verilmesini istersiniz? Sivil toplum konusunda anayasada hangi hususların bulunmasını isterseniz? Kamu politikası karar verme süreçlerinde merkez ve yerel yönetimlerde STK’lara nasıl yer verilmelidir.  Çözüm Süreci’ni destekliyor musunuz? Çözüm Süreci bundan sonra nasıl yürütülmelidir? Eğitim ve kültürel konularda ne düşünüyorsunuz? Problemler ve çözümleri.   Başkanlık sistemi konusunda talebiniz nedir? Türkiye’nin dış politikasında desteklediğiniz ve desteklemediğiniz hususlar nelerdir? Türkiye ilişkilerinde hangi bölge ve ülkelere ağırlık vermelidir? Sorularına cevap aradılar ve her grup sözcüsü Çalıştay sonunda raporlarını sundular.

20 Mayıs Çarşamba günü başlayan Ufuk Turu Toplantıları’nın on ikincisi Konya Sivil Toplum Kuruluşları İcra Heyeti başkan Vekili Muhsin Görgülügil’in 24 Mayıs Pazar günü Sonuç Bildirgesi’ni okumasıyla nihayete erdi.

Sonuç Bildirgesi kısaca şöyledir: ‘‘ Ülkemiz çok önemli bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçiyor. Bu, bir taraftan ülkenin kendi dinamiklerini etkilemekle kalmadan iç kamuoyunu tartışmaların merkezine oturtmakta, diğer taraftansa bölgesel ve küresel olaylar karşısında tavır almaya zorlamaktadır. Konunun birinci derecede muhatapları tarafından alınan bu tavırları destekliyoruz.

Yapılacak seçimi bir fırsat olarak görmekteyiz. Gelecek dönemin sağlıklı ve millet iradesi doğrultusunda planlanması noktasında bugünlerde yapılmakta olan yapısal ve işlevsel tartışmaları faydalı görmekle birlikte, yeterli olmadığı kanaatindeyiz. Ülkemiz bir yol ayrımında olup verilecek kararlar ya ülkemizin önünü açacak ya da eski vesayet tehlikesi ortaya çıkaracaktır.

Meselelerin sağduyulu bir yaklaşımla, katılımcı bir anlayışla ve milletin maşeri vicdanı, derin irfanı uyarınca ele alınmasının önemine inanmaktayız. Bizler bu tartışma sürecine aktif ve olumlu katkılar sağlarken, ilgili tüm aktörleri bu doğrultuda tavır almaya davet ediyoruz. Temel doğrularımıza uygun bir çerçevede tartışırsak, ihtiyacımız olan çözümlere ulaşabiliriz.

Yıllardır büyük bir özveri ve çaba ile elde ettiğimiz siyasi, sosyal ve ekonomik kazanımların içinden geçmekte olduğumuz seçim döneminde ve hemen akabinde heba edilmesine göz yumamayız. Milletimizin özgürleşmesi, refah seviyesinin artması ve en önemlisi eşit ve onurlu vatandaşlar olarak sahip olduğumuz değerlerin ve her platformda elde ettiğimiz haklarımızın geriye döndürülmesi mümkün değildir. Biz bu konuda, adalet ve hakkaniyet ölçüleri içinde, tarafız.

Yeni Anayasa en fazla önem verdiğimiz konuların başında geliyor. Toplumsal düzenin sağlanması, devlet kurumları ile milletin kaynaşması çabasındayız. Halk iradesini hiçe sayan ve vesayetçi bir bakış açısıyla kaleme alınan 1982 Anayasası tarihin tozlu sayfalarında yerini almalıdır.

Yapılmakta olan hükümet sistemi tartışmalarını olumlu bulmakla birlikte, yeterli olmadığına inanıyoruz. Millî ve manevî değerlerimizle örtüşmeyen, topluma yabancı Batı kaynaklı sistemlerin bize bir yarar sağlamadığını gördük. Enerjimizi ve dikkatimizi kendi sistemimizi oluşturmaya yoğunlaştırmalıyız. Son iki asırdır bize dayatılan ve bünyemize uymayan sistemlerle vakit kaybettik. Yeni dönemde bize ait bir sistemi beraberce inşa etmemiz gerektiğini düşünüyoruz.

Uzunca bir süredir ülke gündemimize giren, toplumun yaklaşık dörtte üçünün de desteklediği Çözüm Süreci’nin dönülemez bir mecraya girdiğine inanıyoruz. Daha fazla kardeş kanı akmasın ve yıllardır süren anlamsız kavgalar sona ersin istiyoruz. Ancak, silahlı terör yolunu seçen tarafın ön şartsız ve ön yargısız bir biçimde derhal silah bırakmasının gerektiğine inanıyoruz. Devlet tarafının ise sadece örgütü değil, bölge halkını temsil kabiliyetine sahip STK’ları ve kanaat önderlerini muhatap almak suretiyle kalıcı barışa daha olumlu katkı sağlayacağına inanıyoruz.

Son dönemlerde farklı vesilelerle ve çevrelerce yapılan Yeni Türkiye kavramı üzerindeki tartışmaları önemsiyoruz. Ancak, sadece iç meselelerimize ve coğrafî sınırlarımıza değil, tabiÎ sınırlarımız olan inanç birliği yaptığımız ülke ve milletleri kapsayan alanlara da eğilmemiz gerektiğine inanıyoruz. ‘Yeni İslam Dünyası’ şeklinde özetleyebileceğimiz bu bakış açısı bizler için yol gösterici olabilir. İç karışıklıklar, yapay çatışmalar ve inanç ve değerlerimizden uzak yaklaşımlarla yolunu bulmaya çalışan mazlum kardeşlerimizi de dikkate almak suretiyle, ufkumuzu genişletmek durumundayız.

Daha hakkaniyetli ve özgür bir dünya ve güçlü bir Türkiye için katılımcı sivil toplum kuruluşları ve üyeleri olarak, üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız.”

On üçüncü Ufuk Turu Toplantıları’nda buluşmak üzere Allah(cc)’a emanet, Peygamber(sav)’ine ümmet olalım…

 

 

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.