ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Türkiye, başta böbrek ve karaciğer olmak üzere canlıdan nakil oranlarında elde ettiği başarı ile ABD ve gelişmiş batılı ülkeleri geride bırakarak dünyaya örnek oluyor.
Türkiye Organ Nakli Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Cemal Ata Bozoklar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, organ bağışının "hayat" anlamına geldiğini belirterek tranplantasyon (nakil) ile organ bağışının birbiriyle iç içe konular olduğunu söyledi.
Organların insandan temin edilmesi yerine yapay organ geliştirilmesi yönündeki çalışmaların devam ettiğini ancak bunun şu an için söz konusu olmadığını ifade eden Bozoklar, transplantasyonda bugün için en ideal olanın insan organı olduğunu vurguladı.
Bozoklar, teknolojik gelişmelerle kök hücre çalışmalarının yapıldığını, yapay organ için araştırmaların sürdüğünü dile getirerek şöyle devam etti:
"Henüz bunlar için erken. Yapay organların hepsi deneysel aşamada. Bunlar, şu an için bir çözüm değil. Elbette bu çalışmalar devam edecek ve etmeli. Belki bir gün gerçek olacak ama bugün için insanoğlunun yine bir insanın organına ihtiyacı var. Bilinmeli ki bir insan için en iyi kaynak yine bir insan. Bu canlıdan ya da kadavradan olabilir."
Organ ihtiyacının karşılanabilmesi için bağışçı sayısının mutlaka artırılması gerektiğini belirten Bozoklar, bunun için sosyolojik, eğitsel, tıbbi, siyasal, hukuksal ve dini açıdan çalışmalar yapılmasının önemine işaret etti. Bozoklar, bu aşamada uluslararası faaliyetlerin önem taşıdığını ve ülkelerin her açıdan birbirine destek olması gerektiğini aktararak şunları söyledi:
"Çünkü bu sorunu çözmek sadece ülkelerin kendi başına yapabileceği bir şey değil. Etik değerlerin ve bilimsel parametrelerin ortak bir zeminde belirlenmesi gerekir. Uluslararası organ paylaşımı değerlendirilmeli. O an için sizin ülkenizde acil olmayan bir organ, bir başka ülkede acil bir vaka için gerekli olabilir. Hiç olmazsa bu şekilde dünyanın hiçbir yerinde acil bir hastanın kaybedilmemesi sağlanabilir. Böyle olduğunda şeffaflık ve kayıt sistemi daha da gelişeceğinden, bilgi ve deneyim uluslararası düzeyde paylaşılacağından güvenilirlik de artacaktır. Görünür olan şey de giderek güvenilirlik kazanır. Bu nedenle uluslararası işbirliğinin artırılması lazım."
- "Organlarını bağışlamamış her insan, yanında 4 kişiyi daha götürüyor"
Doç. Dr. Bozoklar, nakil başarısının da bağış oranlarının yükselmesindeki en önemli etkenlerden biri olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
"İyi tranplantasyonlar organ bağışını artırır. İnsanın bunun bir işe yaradığını bilmesi lazım. Öleceği belirlenen bir çocuğun, bebeğin, kadının ya da erkeğin organ nakli sonrasında yaşadığının, yürüdüğünün ve tekrar sağlığına kavuştuğunun görülmesi, bağış oranlarını ve güvenilirliği artırır. Ölümden kısa bir süre sonra organlar çürüyecek. Ziyan edilen, sadece organ değil hayat olacaktır. Organlarını bağışlamamış her sağlıklı insan, ölümü halinde 4 kişiyi daha götürüyor. Oysa ölen bir kişi, 4 kişiye hayat bırakarak bu dünyadan ayrılabilir."
Türkiye'de yaklaşık 30 bin kişinin organ nakli için sıra beklediğini vurgulayan Bozoklar, organ nakliyle çok sayıda kişinin hayata tutunduğunu anlattı.
- "Türkiye, canlıdan nakilleri dünyaya öğretiyor"
Bozoklar, Türkiye'nin nakil başarısında hem teknik donanım hem merkezler açısından üst seviyede bulunduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Organ nakli açısından değerlendirildiğinde Türkiye, dünyanın en başarılı ülkelerinden birisi. Organ nakli açısından Türkiye, şu anda ABD, İspanya, Almanya, Fransa, İtalya ile aynı standartta. Başarı oranlarımız, karaciğer nakillerinde yüzde 93, böbrekte ise yüzde 99. Özellikle canlıdan nakilde çok başarılıyız. Şu anda Türkiye, canlıdan nakilleri dünyaya öğretiyor. ABD dahil batı ülkelerinden bilim insanları, Türkiye'ye gelerek canlıdan organ nakillerinin inceliklerini öğreniyor. Bu nedenle Türkiye, canlıdan organ nakilleri başarısında dünyaya örnek.
Türk toplumu, sağlığında bir yakını için organını vermekten çekinmiyor. Bu çok önemli. Kızı, oğlu, eşi, annesi için böbrek ya da karaciğer söz konusu olduğunda hemen veriyor. Bağış oranları da çok yüksek olduğundan yıllardır çok başarılı operasyonlara imza atılıyor. Türk hekimlerin bu alanda başarısı tüm dünyaya örnek oluyor. Kadavradan organ bağışında ise geriyiz. Bunun da artırılması lazım."
Bozoklar, nakil başarısında mevzuattan teknik donanıma, sağlık personelinden merkezlerin kalitesine kadar birçok faktörün etkili olduğunu bildirdi. Organ nakline ilişkin Türkiye'deki mevzuatın çok iyi olduğunun altını çizen Bozoklar, "Bu mevzuat gereği beyin ölümü bildirimini takiben bağış alınmasının ardından hızla organların çıkarılması, taşınması, saklanması ve takılacak kişiye ulaşılabilmesi için lojistik organizasyon gerekiyor. Sağlık Bakanlığımız da bu konuda oldukça başarılı." dedi.
- Organın saklama koşullarında standart artırılacak
Yoğun bakım servislerinde beyin ölümü bildirimlerinin artırılmasının, organ bağışı açısından çok önemli olduğunu dile getiren Bozoklar, bunun için ilgili birimlerde görev yapan hekim ve hemşirelere daha fazla sorumluluk düştüğünü söyledi. Bozoklar, her yıl yoğun bakımlarda tespit edilen donör sayısının arttığını aktararak, "Organların saklanma koşullarını geliştirmeye yönelik Bakanlığın çalışması var. Organ dışarıdayken de içindeki dolaşımı sağlayabilecek yeni perfüzyon makinesi var. Dolaşımı, dışarıda taşınırken de korumaya ve dolayısıyla organın kapasitesini artırmaya yönelik çalışmalar mevcut." diye konuştu.
Bozoklar, bu yeni ürünlerin ABD başta olmak üzere bazı gelişmiş ülkelerde uygulandığını ifade ederek şunları kaydetti:
"Ülkemizde de yavaş yavaş bunların kullanımına geçilecek. Bakanlığın da bununla ilgili çalışmaları var. Böylece, organlar vücut dışında tutulurken kalitesi daha fazla korunabilecek. Şu anda organlar, özel bir tekniğe uygun olarak buz kutusunda saklanıyor. Bu yeni uygulamayla organın fizyolojisi daha yüksek standartta korunabilecek. Bu şekilde, bağış yapılan organların da ziyan olması engellenebilecek."
AA