İSTANBUL (AA) - Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Fatih Sayan, kurum olarak son dönemde bazı uygulamalara karşı çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirterek, "İncelediğimiz 25 adet mobil rehber uygulamasının rehberinizdeki bilgilere erişmenin yanı sıra; 5 tanesinin SMS'lere, 7 tanesinin görüşme kayıtlarına, 2 tanesinin telefonun kamerasına, 4 tanesinin konum bilgilerine ulaşabildiğini tespit etmiş durumdayız." dedi.
Sayan, bu uygulamalar içinde kullanıcının SİM kart bilgilerine, IMEI numarasına ve mikrofonuna erişen ve arama yönlendirme veya aramayı iptal etme işlemleri yapan uygulamaları da tespit ettiklerini söyledi.
Turkcell Teknoloji Zirvesi'nin açılışında konuşan Sayan, teknolojide yaşanan ilerlemelerden bahsederek, teknolojik gelişmelerin odağında yer alan bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün artık kendi başına bir sektör olmanın yanında diğer sektörlerde de kalkınma ve büyümenin baş aktörü haline geldiğini söyledi.
Sayan, Sanayi 4.0, IoT, blockchain, akıllı şehirler, yapay zeka, büyük veri analitiği, robotik uygulamalar ve siber güvenlik gibi kavramların ve teknolojilerin hemen hemen tamamının iletişim sektörü ile çok yakından ilgili olduğunun görüldüğünü aktardı.
Büyük veriyi elinde bulunduran ve bunu iyi analiz edip faydalı bilgiye dönüştüren firmaların ve ülkelerin rekabetçi avantaj elde ettiğini dile getiren Sayan, bu açıdan, "Türkiye'de üretilen verinin teknik bir zorunluluk olmadığı sürece yurt dışına çıkarılmamasını sağlamak" ve "Türkiye'yi bölgesel olarak bir veri merkezi haline getirmek için cazip koşulları oluşturmak" hedeflerinin olduğunu anlattı.
Sayan, diğer taraftan, büyük veriyi kullanan Facebook, Google ve Twitter gibi küresel firmaların kullanıcılarının kişisel verilerinin korunması konusunda kendilerini geliştirmeleri gerektiğinin altını çizdi.
Büyük şirketlerin kullanıcılarına karşı daha dürüst ve daha şeffaf olması gerektiğini vurgulayan Sayan, "Kişisel verilerimizin kullanılarak davranış biçimlerimizin ve karar alma mekanizmalarımız dahil davranış bilimine göre incelendiğini, algoritmalar ile algıların yönetilmeye çalıştığını gördük." diye konuştu.
"Bir yandan verimizi tamamen sömürürken bunu ifade özgürlüğünü savunduklarını söyleyerek yapan şirketlerin maskesi düşmüştür." diyen Sayan, kendilerine ise vatandaşlarının haklarını dev internet firmalarına karşı korumak için daha fazla rol düştüğünü söyledi.
Sayan, "Her ne kadar şirketler kullanıcıların izniyle veri topladıklarını ifade etseler de biz ancak kendi verimiz hakkında söz sahibi olabiliriz. Arkadaşlarımızın, dostlarımızın verileri ancak bize özel olabilir, bizim üzerimizden üçüncü taraflarla paylaşılamaz." ifadelerini kullandı.
- "Vatandaşlarımızın mağdur olmaması için düzenlemeleri sürdüreceğiz"
Sayan, sıradan bir kullanıcının telefonuna veya bilgisayarına yüklediği uygulamaların arka planda ne yaptığının pek farkında olmadığını belirterek, kullanıcılara Facebook gibi dijital platformlarda kişisel verilerini paylaşmamaları noktasında yapılacak uyarıların hedef odaklı olması gerektiğini vurguladı.
BTK Başkanı Sayan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz adeta bir okyanus olarak tanımlayacağımız internet ortamı ve bunun faydalarını anlatırken, ülkenin genişbant altyapısının her haneyi kapsayacak şekilde düzenlemeler getirirken, adeta ticari bir meta haline getirilmeye çalışılan vatandaşlarımızın kişisel verilerinin yanlış ellere geçmemesi için hem bilinçlendirmeye hem de düzenlemelerimizi yapmaya devam edeceğiz. Son dönemde USOM'u (Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi) bünyesinde bulunduran BTK olarak; özellikle akıllı telefon kullanıcılarının güvenliğini ve vatandaşların kişisel bilgilerinin mahremiyetini tehlikeye atan uygulamalara karşı çalışmalar gerçekleştirdik.
Bu çerçevede incelediğimiz 25 adet mobil rehber uygulamasının rehberinizdeki bilgilere erişmenin yanı sıra; 5 tanesinin SMS'lere, 7 tanesinin görüşme kayıtlarına, 2 tanesinin telefonun kamerasına, 4 tanesinin konum bilgilerine ulaşabildiğini tespit etmiş durumdayız. Yine bu uygulamalar içinde kullanıcının SİM kart bilgilerine, IMEI numarasına ve mikrofonuna erişen ve arama yönlendirme veya aramayı iptal etme işlemleri yapan uygulamaları tespit ettik."
- "Siber güvenlikte hedefimiz en zor hedeflerden biri olmak"
Sayan, 2025'e kadar 15 trilyon dolar büyüklüğüne ulaşması öngörülen diijital dönüşüm pazarından ülke olarak pay alabilmek için operatörlerin bu alanda yaptığı çalışmaları sonuna kadar desteklediklerini söyledi.
İletişim sektörü özelinde bazı öngörülerini paylaşan Sayan, 5G ve ötesi ile birlikte, telekom alanındaki geleneksel iş modellerinin değişeceğini aktardı.
Sayan, son dönemde sıklıkla gündeme gelen kavramlardan birisinin de blok zinciri ya da yaygın olarak bilinen adıyla blockchain olduğunu kaydederek, "Blok zincirini şifrelenmiş işlem takibi sağlayan bir dağıtık veri tabanı olarak tanımlayabiliriz. Böylece işlemler direkt olarak alıcı ile satıcı arasında ve güvenli bir şekilde gerçekleştirebiliyor." dedi.
Yapay zeka alanındaki gelişmelerden bahseden Sayan, robotik teknolojiler sayesinde üretim süreçlerinin ucuzlayacağını, verimliliğin artacağını anlattı.
Sayan, siber tehditlere yönelik yaptıkları çalışmalara değinerek, "Bu alanda özellikle siber tehditlerin en erken biçimde tespiti için geliştirdiğimiz AVCI, AZAD ve KASIRGA gibi uygulamalarımızda yapay zeka, makine öğrenmesi ve büyük veri analizi teknolojilerini kendi iç kaynaklarımızla geliştirdiğimiz yerli ve milli çözümlerimizde kullandığımızı da memnuniyetle belirtmek isterim. Siber güvenlikte hedefimiz en zor hedeflerden biri olmak." diye konuştu.
İleri teknolojiye ve güçlü ekonomiye sahip Türkiye için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı öncülüğünde önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Sayan, bu çalışmaları örneklendirdi.
- "Telekom şirketleri sürekli fırsatları kaçırıyor"
Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, son 10 yılda telekom şirketlerinin durakta otobüs bekleyen insanlara benzediğini ancak otobüsü yani önlerine gelen fırsatları sürekli kaçırdıklarını söyledi.
Telekom şirketlerin son 5 yıldaki değer artışından bahseden Terzioğlu, buna karşın Google, Facebook, Netflix, Amazon gibi dijital şirketlerin pazar değerinin çok hızlı arttığını, bu şirketlere datayı telekom firmalarının sağladığını anlattı.
Terzioğlu, telekom şirketlerinin sağladığı altyapı ile bu muhteşem bir değer oluşturduğunu ve o şirketleri daha da değerli kıldığını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
"Data eskiden petrol neyse bugün o. Ama aynı petrol gibi. Petrolü nasıl topraktan çıkarıp varile koyduğunuzda 60 dolar ama o petrolü işlediğiniz zaman, rafine ettiğiniz zaman milyarlarca dolarlık ekonomiler yaratıyor. Data da öyle. Datayı ham data olarak, bir telekom hizmeti olarak satarsanız, bir internet bağlantısı olarak satarsanız, Suudi Arabistan'ın varille ham petrol satmasından daha fazla bir değer yaratamazsınız. Ama eğer o datayı işlerseniz, o datayı güvenli hale getirirseniz, işleyip müziğe anlık mesajlaşmaya, reklama, TV hizmetlerine, bulut hizmetlerine çevirip müşterinizle buluşturursanız, müthiş bir değer ortaya çıkar. İşte bizim aslında üç yılda yaptığımız dönüşüm bu."
- "Dijital ihracat dönemine başladık"
Terzioğlu, dijital ihracat dönemine başladıklarını kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dijitalleşme sürecinde, dijitalleşenler, şimdi belki başka birtakım kriterler koyacaklar. Burada önemli olan, en iyisini yapmak. Çok çalışmak. Bunları yaptığınız müddetçe, Avrupa’da Avrupa'nın kurallarına uygun, Amerika'da Amerika'nın kurallarına uygun, Çin'de Çinilerin kurallarına uygun çözümler geliştirmek mümkün. Bunu ama bizim gibi yavaş yavaş gerçekten kapasitesi uygun şirketler yapabilmeye başlayacak. Biz bu ortamda başarılı olabileceğimize inanıyoruz ve 1000’e yakın Ar-Ge mühendisimizle de bu uygulamaları geliştirdik. En az iki sene, Türkiye ve dünyadaki rakiplerimizin önündeyiz ve bu avantajımızı da etkin şekilde kullanacağız."
- Turkcell'den çocukların dijital eğitimi konusunda uygulama
Terzioğlu, bugün şimdi harekete geçmeleri gereken bir konunun dijital dünyada çocukların hayata hazırlanması olduğunu belirterek, 12 aylık bebek eline telefonu aldığında susuyorsa bugün harekete geçmeleri gerektiğini vurguladı.
Bugün çocukların ailelerine sorulduğunda yüzde 64'ünün dijital dünyanın çocuklar için tehlikeli olduğunu söylediğini aktaran Terzioğlu, İngiltere'de günde 1000 tane sitenin çocuk tacizi nedeniyle kapatıldığını söyledi.
Terzioğlu, internetten faydalı bilgi ediniyorum diyenlerin oranının yüzde 9 olduğunu, siber zorbalıkla karşı karşıya kalındığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siber zorbalıkla karşı karşıyayız. 9 ay önce ekonomik forumda, Koreli bir uygulama dikkatimi çekti. Kore'den Singapur'dan başlayan bir çalışmaya şahit oldum. Çocukların dijital zekası. 6 yaştan başlayarak çocukların ve her yaştan ebeveynlerin çocukları nasıl hayata hazırlamaları gerektiğini sağlayan çözüm, siber güvenlik, kişisel güvenlik eleştirel düşünme, dijital empati konularında eğitim programı. Bizim aksiyon almamız lazım hemen şimdi. Proaktif olarak eğiterek başarmamız lazım. Çok sevinerek söylüyorum ki, DQ enstitü ve DQ ile ortak çalışmalarla Türkçeleştirmeye başlıyoruz daha sonra Türkleştirmesi başlayacak."
AA