Torosların Güzellikleri (4)

Fahri Kubilay

Giden gelmez -Yalnızcak Zirvesi- Akdağ -Hadım yaylası -

Gidengelmez Dağları, Seydişehir- Akseki - Madenli -Değirmenlik Süleymaniye ortasında kalan dağlara verilen ad… Hikayesi büyük..Gerçekten de giden gelir mi gelmez mi bunu kış şartlarında deneyebilmek olası değil.

Gidengelmez’i üne kavuşturan kuşkusuz yaban keçileri yani yörenin deyimi ile “geyikler…” Dizinde derman olanları peşinden sürükleyen tekeler… İnsanlar da zaten bu tekeler için gitmiş ama gelememişler…

Kış mevsimi zorlukları, geçit vermeyen dağlar, bıçak  gibi  keskin kayalıklardan  oluşan dağlar… Her tarafı  uçurum  her tarafı derin çukurlarla  dolu olan  dağlar… Metrelerce  derinliklerin, karkütlesi ile  düzleştiği dağlar…Temmuz ayına kadar üstünden karın eksik olmadığı, çelik gibi soğuk suları olan çeşmeleri, insanı büyüleyen pınarları olan dağlar...Temiz havasının insanın kafasını döndürdüğü, rakımı; 1800-2300 metreyi bulan dağlar…

Karşılıklı  iki zirve;YalnızcakZirvesi veKocakoruMilli  Parkının içinde   bulunan  Akdağ  zirvesi.

YalnızcakZirvesi,  GidengelmezDağlarının en hâkim bölgesidir…  Madenli köyünün güneybatısındadır. Bölgenin her tarafından  rahatlıkla görülebilen, üzerinden karın hiç  eksik olmadığıçıplak ve sivri zirvede,  sayıları azda olsa  boz  ayıların bulunduğu bilinmektedir

KocakoruMilliParkı içinde  bulunan Akdağ ise, 2400 m.Rakımlı bir zirvedir.  Hadim Yaylasına  giderken,  batı  kısımda  kalır. Zirveden  başta, Değirmenlik-Süleymaniye -Bodanya daha    bir çok   yerleşim  yerinin ve  çıplak  gözle  görülebildiği bir bölge...

Kulağımızın dibindeki Değirmenlik Köyü…  İlk gittiğimde, “şimdiye kadar niçin burayı görmedim” diye hayıflandığım bir köy… Köyün girişinde bulunan şehitlik, temsili olarakson  100 yılda köyden şehit düşen kişiler için yaptırılmış. Çok güzel bir tarz ile yapılmış.

Köyün içindeki dağın bağrından çıkan ve insana hayat veren kıymeti hiçbir şeyle ölçülemeyecek kadar güzel bir su var.

İçiyoruz.

Köyün içini saran katranın kokusu, insana müthiş bir rahatlık veriyor.  O havayı da soluyoruz. Makinesini alan gördüğü her yerin resmini ölümsüzleştirmek için çalışıyor.…Kim tarafından yapılmışsa Allah ondan razı olsun. Cami ve hemen girişinde kütüphane ve akan suyun üstüne yapılmış köprü…  Gençler olta ile balık tutuyorlar…

Esas gidiş amacımız olan dağ keçileri… Köyün  hemenyakınında çıplak gözle görebiliyoruz onları... Yaban Hayatını Koruma Sahası'ndaki Giden gelmez Dağları'nda kaçak avlanmaya izin verilmemesi nedeni ile kendilerini güvende hisseden yaban keçileri, köyün yakınındaki dağların yüksek kesimlerinin karla kaplı oluşları yüzünden, köydeki evlerin bahçelerine kadar gelerek otluyorlar.

Genellikle sabah saatlerinde köye inerek otlayan yaban keçileri, hava kararmadan yeniden dağlara dönüyor.

Değirmenlik Köylüleri, Gidengelmez Dağları'ndaki yaban keçilerinin korunması için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını belirterek bölgede kaçak ava karşı çok dikkatli davranıyorlar. Köylüler yaban keçilerinin korunması ve sayılarının artması için kendi hayvanları gibi caba gösteriyorlar ve “bu sayede yaban keçilerinin kendilerini güvende hissettiklerini ve köy yakınlarına, hatta bahçelere kadar gelerek otladıklarını” ifade ediyorlar.

Yaban keçilerinin bu kadar yakından gözlenebildiği köyde; “kırkar, ellişerli gruplar halinde gezebildiklerini ve insanlara on beş metreye kadar yanaşabildiklerini” de söylüyorlar.

Yöre halkının korumacı yaklaşımı sonuncunda bölgede yaban keçi sayının 2000 den fazla bir sayıya ulaştığı olduğu tahmin ediliyor…

Süleymaniye’de, virane haldeki tarihi evlerin yanında, yeni yapılmış çok güzel düğmeli evler de var. 300 yıllık cami restore edilmiş ve korunuyor. Eski okul onarılmış müze haline getirilmiş ve köylülerden toplanan paralarla, milletin tarihi geçmişi, atalarının yaşamından parçalar olan değerler sergileniyor. Çok güzel ve her beldede mutlaka yapılması gereken bir çalışma…

 Bahse   konu   bölgede  silah taşımak, silah atmak   avlanmak yasak  olduğu  gibi  bu bölgeye izinsiz girmek de yasak… Bu bölge yetkililerce  son derece  titiz   bir şekilde   korunuyor. 

Uluslararası   bir   avlanma  alanı olduğu  için  Amerika’dan , Avrupa’dan müracaat edenler,  60 bin TL gibi bir fiyatla avlanabiliyorlar. Trofe denilen ve   boynuz  uzunluğu  100-120cm.yi bulan,   bunun  yanında yaşıda 8-12 arasındaki   hayvanlar avlanabiliyorlar. Bu turizm olayının bölgeye katkısı y ıllık 500-600 bin TL.civarında…

Antalya bölgesinde, yaban avcılığı yapmak isteyen ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen çok sayıda ve az sayıda da  yerli avcılar  gerekli şartları  yerine  getirip   avcılık  yapabiliyorlar. 

Bölgenin Konya’ya  bağlı  olan Seydişehir sınırları içinde  kalan kısımında   neler oluyor? Burada   avlanması gereken yaban  hayvanlar kimin gözetiminde vuruluyor?   Kimler   koruyor , kimler  kuralları çiğniyor , kimler   kuralları biliyor  vs . gibicevaplanması gereken   sorular da var.

 Giden gelmez  dağları yaban keçileri  ile daha  güzel…

Korunmazlarsa Gidengelmez’e ne giden olur ne de gelen…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.