Tenkit ve eleştiri şart!

Ahmet Demirel

Atalarımız ne güzel söylemiş:

“Müsademe-i efkardan Barika-i hakikat doğar.”“Fikirlerin çarpışmalarından hakikat kıvılcımları ortaya çıkar.”

Pohpohlanmak hoşumuza gidiyor. Övülmek, bizi mutlu ediyor. Sürekli alkışlanmak istiyoruz.

Tenkit etmek de hoşumuza gidiyor. Eleştirmek çok kolay çünkü bir maliyeti yok. Sadece konuşuyorsunuz.

Ama tenkit edilmek, sevmediğimiz bir durum.

Nefsimize ağır geliyor, ama bizim için önemli.

Hele birde dosttan geliyorsa. Ama zor.

Tenkit edilmediğimizde hatalarımızın nasıl farkına varacağız?

Eğer eleştiriye izin vermezsek yanlışlarımızı nasıl düzelteceğiz?

Tenkit ortamını ortadan kaldırırsak eksikliklerimizi bize nasıl söyleyecekler?

TENKİT VE ELEŞTİRİ ŞART!

Tenkit, nasıl olacak?

Bunun bir usulü, metodu yok mu?

Olmaz olur mu?

Aslında biz bunun nasıl yapılacağının örneğini Kitab’ımızda görüyoruz.

 “Ey peygamber, niçin Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerini memnun etmek için kendine haram kılıyorsun? ( Tahrim Süresi 1)

 “Allah seni affetsin. Doğru söyleyenler sana iyice belli olup, sen yalancıları bilinceye kadar onlara niçin izin verdin?  (Tevbe Süresi 43)

Rabbimiz, peygamberinin yaptıklarını Kur’an’da eleştiriyor hem de kıyamete kadar tüm insanlar okuyacak ve haberdar olacak olduğu halde.

Tenkidi bizzat Allah (cc) yapıyor.

Burada bir nüans var; niyet, üzüm yemek olacak, bağcı dövmek olmayacak.

Hz. Ömer’e karşı sahabenin tavrı muhteşem:

Ömer: “Yanlış bir karar ne yaparsınız?”

Sahabe: “Eğer hata yaparsan seni kılıçlarımızla doğrulturuz.”

Yapılması gereken budur ve bu cesaretin verilmesidir.

Eleştiri ortamının olmadığı yerde insanlar dedikoduya başlarlar ve karınlarından konuşurlar.

Münafıklık ve yağcılık alır başını gider.

Tenkit, geliştirir ve daha büyük hata yapmaktan korur.


Belirli mevkide olan insanlar, kendilerini eleştirecek bir ekip oluşturmaları gerekir.

Bu kişiler, korkusuzca yapılan eylemleri değerlendirip fikirlerini söyleyebilmeliler.Hatta bu tarz danışmanlar seçip eyleme geçmeden düşünce aşamasındayken görüş serdedebilmeliler.

 Eleştirinin olmadığı yerde akıl yoktur, aklın olmadığı yerde insan yoktur, insanın olmadığı yerde iman da yoktur inkar da!

Bir hocamızın ifadesiyle “Eleştiri ibadettir, yeter ki tevbe sadedinde, sevgi temelinde, adalet ve itidalle yapılsın.”

Muhabbetlerimle

MEHMET AKİF’TEN GÜZEL SÖZLER

    Yumuşak huylu isem kim demiş uysal koyunum; kesilir belki ama çekmeye gelmez boynum.
    Zannetme ki ecdadın asırlarca uyudu, nereden bulacaktın o zaman eldeki yurdu!
    İz bırakanlarla senin aranda basit bir fark var sadece. Onlar ömür boyu gayret ediyorlar; sen ömür boyu hayret ediyorsun.
    Mehmet Akif’e sormuşlar. Bu ülke ne zaman gelişir diye”. O’da cevap vermiş; “Cuma namazına gelen cemaat, sabah namazına da geldiği zaman.


HABERİNİZ OLSUN DİYE

    Aile Okulu Seminerleri – Sema MARAŞLI – 20 Mart Cuma saat: 19.30 Mevlana Kültür Merkezi
    Konevi Sohbetleri - Prof. Dr. Ali AKPINAR – 20 Mart Cuma Yatsı namazı sonrası – Konevi Camii

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.